"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/29 E., 2021/1526 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/141 E., 2020/214 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, ... ilçesi, ... Yaylası köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 118 ada 3 parsel sayılı taşınmazın belgesizden davalı adına tarla vasfı ile tespit ve tescil edildiğini, yapılan tescilin hatalı olduğunu, çekişmeli taşınmazın Hazinenin malik olduğu 09.11.1939 tarih ve 16 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığını, Hazineye ait tapulu taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, dava konusu yerin sınırında mera olduğunu ileri sürerek tapu kaydın iptali ile Hazine adına tapuya tescilini, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın mera niteliğinde olduğunun tespiti halinde ise tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın mera özel siciline kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Hazinenin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme kararının eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığını, taşınmazın tevzi komisyonu çalışmasında parsel numarası verilerek Hazine adına kayıtlanmasına rağmen kadastro tespiti sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtları dikkate alınmaksızın vatandaşlar adına tespit yapıldığını, soyut, dayanaksız, gerekçesiz yerel bilirkişi beyanları ile bilirkişi raporlarına dayanılarak usul ve yasaya aykırı şekilde hüküm kurulduğunu, Hazineye ait arazilerde zilyetlikle hak iktisap edilmesinin mümkün olmadığını, mahalli bilirkişilerin yaşları dikkate alındığında Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, mahalli bilirkişilerinin aynı köyde doğmaları nedeniyle beyanlarının taraflı olma ihtimali dikkate alındığında hükme esas alınmalarının kabul edilemeyeceğini, belirtmelik tutanak tanıklarının sağ olup olmadıklarının belirlenmediğini, mahalli bilirkişilerce taşınmazın muristen intikal ettiği belirtilmesine rağmen başkaca mirasçıların bulunup bulunmadığı, mirasçılar arasında taksim olup olmadığı ve Kadastro Kanunu'nun 14'üncü ve 46'ncı maddeleri uyarınca davalı lehine mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının yeterince araştırılmadığını, davalının aynı çalışma alanında kayıt ve belgesizden başkaca mal edinip edinmediği üzerinde durulmadığını, bilirkişi raporuna fotoğraf eklenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın meradan açma olup olmadığının araştırılmadığını, hava fotoğraflarının usulüne uygun şekilde incelenmediğini, taşınmazın eğiminin yüksek olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve Hazine lehine hüküm kurulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Hazine tarafından tapu kaydına dayalı olarak açılan davanın kadastrodan önceki nedene dayalı olduğu ve tespitin kesinleştiği 15.01.2007 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kanun'un 1213'üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacı Hazinenin çekişmeli taşınmazın mera niteliğinde olduğu iddiasını ise ispatlayamadığı, çekişmeli taşınmazın yasada sayılan yerlerden olmadığı, çayır vasıflı taşınmazlardan olduğu, dava konusu taşınmaza komşu parsellerin aynı nitelikte olduğu, tasarruf sınırlarının bulunduğu, çekişmeli taşınmazla ilgili mera yaylak ve kışlak çalışmasının bulunmadığı, usulünce yapılan mera araştırmasında ise çekişmeli taşınmazın kadim mera niteliğinde olmadığının belirlendiği gerekçeleriyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil veya tapu iptali ve çekişmeli taşınmazın mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3, 14, 16, 17, 20, 46/1. ve 2.maddeleri, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 6. ve 713/1. maddeleri
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu ... ili, ... ilçesi, ... Yaylası köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 3 parsel sayılı 3337,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 271'... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13'üncü maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi