Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9515 E. 2021/8171 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, mahkemece hükmedilen karar ilam harcının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaası davalarında dava değerinin taşınmazın tamamının değeri üzerinden hesaplanması ve davacı mirasçıların payları oranında harç alınması gerektiği, somut olayda ise mahkemece davacıların miras payları gözetilmeksizin dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden eksik harca hükmedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek hüküm, harç miktarı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;

Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ... ile davalı oğlu ...’ın 1587 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün 1/2’şer paydaşı iken mirasbırakanın 1/2 payını davalı oğlu ...’a, ...’ın da taşınmazın tamamını bacanağı davalı ...’ye satış suretiyle devrettiğini, ayrıca mirasbırakanın 672 ada 300 parsel sayılı taşınmazını da davalı ...’ye temlik ettiğini, işlemlerin tamamının mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.

Davalılar, satış işlemlerinin gerçek olduğunu, davalı ...’nin iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, 672 ada 300 parsel sayılı taşınmaz bakımından muris muvazaasının koşulları oluşmadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların reddine, 1587 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölüm bakımından iddianın sabit olduğu gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin karar Dairece; "...Hemen belirtmek gerekir ki; 1587 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölüm bakımından temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Asıl davada davacı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; somut olayda; yukarıda açıklanan olgular değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mirasbırakanın mal satmaya ve paraya ihtiyacı bulunduğuna dair dosyaya bir kanıtın yansımadığı, mirasbırakan ile davacı oğlu Murat arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, davalı ...’nin alım gücünün bulunmadığı dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılmakla, temliklerin tamamının davacılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Öte yandan, muris muvazaasında amaç, tereke veya mirasçılardan mal kaçırmak olup, kayıt malikinin mirasçı olması zorunlu değildir.Hal böyle olunca, asıl davada 672 ada 300 parsel sayılı taşınmaz bakımından da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek 672 ada 300 parsel sayılı taşınmaz yönünde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. ...." gerekçesi ile bozulmuş, asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilince karar düzeltme isteği üzerine Dairece "...Hemen belirtmek gerekir ki; Dairenin anılan bozma kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değerdir. Öte yandan, taşınmazlarla ilgili davalarda vekalet ücretine esas olan değer ya dava dilekçesinde gösterilen değer veya mahkemece keşifte belirlenen ve buna göre eksik harcı tamamlanan değerdir. Somut olayda, birleştirilen davanın 20.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmal edilmeden sonuca gidildiği anlaşılmış olup, bu durumda birleştirilen davada harcı tamamlanan 20.000,00 TL üzerinden davacılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken neye göre hesaplandığı belli olmayan miktar üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir…" gerekçesiyle karar düzeltme isteğinin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş ve vekalet ücretinin harçlandırılan değer üzerinden belirlenmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin işin esasına ve aleyhine hükmedilen vekalet ücretine değinen temyiz itirazlarının reddine.

Ancak, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin, çekişme konusu taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçıların paylarına isabet eden toplam değer olduğu kuşkusuzdur.

Harç konusu kamu düzeniyle ilgili olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece resen gözetilmelidir.

Somut olayda, 15 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen toplam değeri 750.000 TL, mirasbırakanın devrettiği 1/2 paya isabet eden değer 375.000,00 TL, 300 parsel sayılı taşınmazın ise dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değeri 265.677,00 TL olup, her iki taşınmazın mirasbırakanın toplam payına isabet eden 640.677,00 TL üzerinden asıl davadaki davacıların toplam (¼) miras paylarına isabet eden değer 160.169,25 TL, birleştirilen davadaki davacıların toplam (2/4) miras paylarına isabet eden değer 320.338,50 TL olduğuna göre; Mahkemece asıl dava için 160.169,25 TL, birleştirilen dava için 320.338,50 TL üzerinden karar - ilam harcı alınması gerekirken davacıların miras payı gözetilmeksizin dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden eksik harca hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki; anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hüküm fıkrasının 4. ve 5. bendlerinin çıkartılarak yerine 4. bent olarak; "Asıl davada alınması gereken 10.941,16 TL nispi karar ilam harcından 2.257,10 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 8.684,06 TL harcın asıl dava davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına," 5. bent olarak; "Birleştirilen davada alınması gereken 21.882,32 TL nispi karar ilam harcından 341,55 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 21.540,77 TL harcın birleştirilen dava davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,"cümlelerinin yazılmasına, davalıların temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.