"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, olmazsa tazminat davası sonunda, Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17/05/2022 Salı için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, icra dosyalarına olan borçlarının davalılar tarafından ödemesi karşılığında borcun teminatı olarak dava konusu 31714 ada 17 parsel sayılı taşınmazını eşit paylarla davalılara satış suretiyle devrettiğini, borç ödendiğinde taşınmazın geri verileceğinin veya gerçek değerinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalıların içinde bulunduğu zor durumdan faydalanarak devirden sonra hiçbir taahhütlerini yerine getirmediğini, taşınmazı iadeye yanaşmadıkları gibi gerçek değerini de ödemediklerini, davalıların icra dosyalarına 130.000 TL ödeme yaptıklarını, ancak dava konusu taşınmazın gerçek değerinin 218.000 TL olduğunu, edimler arasında aşırı fark bulunduğunu, davalıların sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde davalıların sebepsiz zenginleştikleri 88.000,00 TL’nin davalılardan tahsini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, davacının icra dosyalarındaki borçlarını ödemek suretiyle taşınmaz üzerindeki hacizleri ve ipotekleri kaldırdıklarını ve daha sonra taşınmazı bedeli karşılığında satın aldıklarını, ayrıca davacının iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının icra dosyalarına olan borçlarının davalılar tarafından ödenmesi karşılığında çekişmeli taşınmazın davalılara devredildiği, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/1896 E. 2017/1868 K. sayılı kararıyla; inançlı işleme dayalı iddianın yazılı delille ispatlanamadığı, yine sebepsiz zenginleşme sebebine dayalı tazminat isteğinin de kanıtlanamadığı, davanın reddinin bu gerekçe ile doğru olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 25/02/2021 tarihli ve 2018/5308 E. 2021/1042 K. sayılı kararıyla; “...Eldeki davada, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davacının, inançlı işlem ve aşırı yararlanma (gabin) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğinde bulunduğu, ön inceleme duruşmasında ise 6100 sayılı HMK'nın 140. maddesi uyarınca davanın hukuki sebebi belirlenmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle anılan hukuki sebep yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddine. Ne var ki, davada aşırı yararlanma (gabin) hukuksal nedenine de dayanılmasına rağmen mahkemece bu yönden bir araştırma ve değerlendirme yapılmış değildir...Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca, gabin iddiası yönünden araştırma ve inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20/09/2021 tarihli ve 2021/1321 E. 2021/1386 K. sayılı kararıyla; davacının satış bedelinin ödenmediğini ispata yarar herhangi bir delil ibraz edemediği, taşınmazın toplam değeri ile davalı tarafça yapılan ödemeler karşılaştırıldığında değer yönünden aşırı fark bulunduğunu söyleme imkanının bulunmadığı, gabin iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle tüm talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili; istinaf mahkemesince gabin ve sebepsiz zenginleşme iddiası değerlendirilmeden, delillerin takdirinde hataya düşülerek karar verildiğini, gabin şartlarının bilirkişi raporu ile saptandığını, taşınmazın 222.000.00.-TL, davalı tarafından yapılan ödemelerin ise toplam 123.000.00.-TL olduğunu, arada fahiş fark bulunduğunu, davacının icra ve haciz baskısı altında olduğunda dava konusu taşınmazı satışa çıkardığını, ciddi bir mali sıkıntı içinde olduğunu, maddi durumu iyi olan davalı tarafın yardımına muhtaç olduğunu, taraflar arasında yapılan anlaşma ile gerçek iradenin davacının maddi sıkıntıdan kurtulmasını sağlamak olduğunu, ancak davalıların davacının saffetinden ve müzayaka halinden yararlanarak taşınmazı yarı bedelinde icra ve diğer borçlar için ödeme yaparak sahip olduğunu, tanıkların da bu durumu doğruladığını, davalıların ödediği borçların 160.000 TL olduğunu iddia ettiğini ancak bunu kanıtlayamadığını, davacının zararına hareket edildiğini, davacının taşınmazı gerçek değeri ile ödediği miktar arasındaki miktarca sebepsiz zenginleştiğini, tapu iptalinin mümkün olmaması halinde denkleştirme yapılması ve zararın giderilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inançlı işlem ve gabin hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Bilindiği üzere dava, subjektif hakkına tecavüz edildiğini iddia eden kimsenin meşru hak ve menfaatlerinin korunması için mahkemeden hukuki koruma istemesidir. Mahkemeden hukuki koruma isteyen kimse de davacıdır.
Bunun yanında her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Genel olarak mirasbırakanın alacakları, hakları ve malları mirasçıya geçer. Bu nedenle dava sırasında taraflardan birisi ölürse, istek şahsa bağlı bir hak değilse dava mirasçılar tarafından yürütülür.
Dava, devam ederken davacının ölmesi halinde mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan mirasçıların tümünün davayı birlikte yürütmeleri gerektiği HMK'nın 60. maddesi gereğidir.
HMK'nun 55.maddesine göre de, taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir.
Mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse, gelen mirasçıya, gelmeyen mirasçıların olurlarının alınması ya da TMK'nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilir. Temsilci atanırsa davaya temsilci huzuru ile davaya devam edilir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Somut olayda, davacı ...’nun yargılama sırasında 12.01.2020 tarihinde öldüğü, ancak Bölge Adliye Mahkemesince, yargılamanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
6.3.2. Hal böyle olunca, taraf teşkilinin sağlanması zorunlu bulunduğundan, yargılama sırasında ölen davacı ...’nun tüm mirasçılarının tespit edilerek davaya olur verip vermediklerinin saptanması, olur verilmezse TMK’nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması, sonrasında yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nun 371/1-a maddesi gereğince İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.