Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9599 E. 2022/5283 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tescil harici bırakılıp daha sonra ihdasen Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davacılar vekili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Çavuşlu Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmazı uzun yıllardır malik sıfatıyla kullandığını belirterek taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, ... ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/03/2015 tarihli 2011/387 Esas 2015/45 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29/03/2018 tarihli ve 2016/5502 Esas - 2018/2208 Karar sayılı kararı ile "...yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, mükerrer tapu oluşumun önüne geçmek adına fen bilirkişi raporu eklenmek suretiyle taşınmazın daha önce tapuya tescil edilip edilmediğinin Tapu ve Kadastro Müdürlüklerine ayrı ayrı sorulması, davacı adına belgesiz zilyetlikten kazanılan taşınmaz miktarının sorulup tespit edilmesi, şayet davacı adına belgesizden tespit edilen taşınmaz varsa kadastro tutanak suretlerinin getirtilmesi, taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı, imar planı kapsamında ise imar planı kapsamına alınma ve imar planı onaylanma tarihi sorularak netleştirilmesi, komşu parsel tutanak örnekleri ve varsa dayanak belgelerinin getirilerek taşınmaz yönünü ne okuduğu üzerinde durulması, bundan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/07/2021 tarihli ve 2019/4 Esas - 2021/593 Karar sayılı kararı ile ”...1980 tarihli hava fotoğraflarına göre dava konusu taşınmazın sürülmüş ve nadasa bırakılmış diğer bir ifade ile tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olduğunun belirtildiği, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı kapsamına alındığı tarihten itibaren geriye doğru hesaplama yapıldığında dava konusu taşınmazda 27 yıldır tarımsal faaliyet yapılmış olduğunun anlaşıldığı, böylelikle; bilirkişi raporlarından, hava fotoğraflarından, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre; davacı ...'nın dava tarihi itibariyle zilyetliğinin 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun zilyetliğin bulunduğu, her ne kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17/2 maddesinde; imar planı kapsamında olan tapusuz taşınmazların imar- ihya ve zilyetlik hükümlerine göre iktisap edilemeyeceği hususu belirtilmiş ise de Yargıtay bozma kararı kapsamında Mahkemece yapılan değerlendirmede; dava konusu taşınmazın "2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı" kapsamına alındığı 16.02.2007 tarihinden geriye doğru dava konusu taşınmazda 27 yıldır tarımsal faaliyet yapılmış olduğunun anlaşıldığı, böylelikle; davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddesinde belirtilen imar-ihya ile taşınmaz edinme koşullarının somut olayda gerçekleştiği gerekçesiyle Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne, çekişmeli 106 ada 280 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline,davacı ... mirasçıları adına veraset ilamındaki miras payları oranında adlarına kayıt ve tesciline, tapu iptali ve tescil davasında husumetin tapu malikine yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle tapu maliki olmayan davalılar ... ve ... aleyhine açılan davaların ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava kabul edildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu açıklayarak kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde özetle, taşınmazdaki imar ihyanın tamamlanmadığını ve davacılar lehine iktisap koşullarının gerçekleşmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili, Hazine adına ihdasen tescilinden sonra da tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın yörede 1966 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakıldığı, bilahare karar tarihinden önce, 25.12.2019 tarihinde Hazine adına tarla vasfıyla 106 ada 280 parsel numarasıyla ihdasen tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.

6.2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi uyarınca, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca; tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca; orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına tespit edilir.

Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 326/1.maddesine göre; Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.

HMK'nın 323. maddesine göre, karar ve ilam harcı, vekalet ücreti, tebligat ve keşif giderleri yargılama giderlerindendir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal gerektirici nedenler ile hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir.

Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz istemine gelince; somut olayda; dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olmakla beraber davaya konu taşınmazın yargılama sırasında idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğünün kabulü zorunludur. Davacılar vekili hükmü vekalet ücreti yönüyle temyiz etmiş olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının kabulüne;hüküm kısmının 6. bendinde yazılı “Davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine 6. bent olarak “ Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi uyarınca 15.570.00 TL nispi vekalet ücretinin davalı Hazineden tahsili ile davacı tarafa verilmesine "cümlesinin yazılmasına; hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.