"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/197 E., 2021/884 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi / Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/826 E., 2020/376 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... İli, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 148 ada 86 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davacı adına, aynı ada 85 parsel sayılı taşınmazın ise davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davacı tarafından kullanılan yaklaşık 6 dekarlık kısmın da davalı adına tespit ve tescil edilen 85 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını, dava konusu alanın 25 yıldır davacı tarafından kullanıldığını ileri sürerek, dava konusu alanın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında, dava konusu taşınmazı 30.06.2005 tarihinde köy senediyle satın aldığını, taşınmazın 12 yıldır maliki olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 26.12.2006 tarihinde kesinleştiği, davalının taşınmazı 30.06.2005 tarihli satış senedi ile dava dışı ...'dan satın aldığı, satış senedinde gösterilen sınırların tanık beyanları ile aydınlatılamadığı, davacıya ait taşınmazla davalıya ait taşınmazın sınır komşusu oldukları ve aynı zamanda tarafların akraba oldukları, davacının taşınmazın sahibinin ... olduğu dönemde dahi taşınmazın yaklaşık altı dekarlık bölümünü kullandığını iddia ettiği ancak iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının dava konusu taşınmazı önceki malikten itibaren yaklaşık 25 yıldır kullandığını, bu nedenle 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi uyarınca olağanüstü zamanaşımı ile taşınmaz mülkiyetini kazandığını, davacı tanıklarının beyanları ile dava konusu alanın davalıya satılmadığının anlaşıldığını, ziraat bilirkişi raporunda da dava konusu alan ile kalan kısmın bitki örtüsünün farklı olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahalli bilirkişi beyanlarının, çekişmeli taşınmaz ve kullanımına ilişkin bilgi içermediği, tanık ...'ın davacının kardeşi olması nedeniyle beyanının şüpheden uzak olarak değerlendirilemediği, tanık ... beyanının da, dinlenen başka tanık beyanları ile desteklenmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının dava konusu parsel içinde bulunan 6 dekarlık kısmı davalıdan önceki malik zamanından beri kullandığını ancak davacının kullanımı dikkate alınmadan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmaz bölümünün davalı adına tespit ve tescil edildiğini, mahalli bilirkişilerin davacı tarafından seçilmediğini, bu nedenle bu kişilerin dava konusu taşınmazla ilgili bilgilerinin olmamasının davacının kusurundan kaynaklanmadığını, davacı tanıklarından Ayşe'nin yalnızca davacının değil, davalının eşinin de kardeşi olduğunu, bu nedenle bu kişinin beyanının gerçekliğinden şüphelenilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu, ... İlçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 148 ada 85 parsel sayılı 48.101,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... çekişmeli taşınmazın bir kısmının kendisine ait 148 ada 86 parsel sayılı taşınmaza dahil olması gerektiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı fazla alınan temyiz giderinin istek halinde davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.