"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/12/2020 tarihli 2016/360 Esas 2020/598 Karar sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14/09/2021 tarihli 2021/437 Esas 2021/1298 Karar sayılı kararıyla, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin verilen karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davacılar vekili ve temyiz edilen davalı ... gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, davalılar ile ortak mirasbırakanları ...’in, dava konusu 119 ada 23 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 no’lu bağımsız bölümü ikinci eşten oğlu davalı ...’a, 5 no’lu bağımsız bölümü ikinci eşi davalı ...’ye, 4 no’lu bağımsız bölümü ilk eşten oğlu davalı ...’e satış göstermek suretiyle, bedelsiz şekilde ve muvazaalı olarak temlik ettiğini, satış işlemlerinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu, davacı ...’ye hiç pay verilmediğini, aynı taşınmazda bulunan 1 ve 2 no’lu dükkanların kirasının da davalı ... tarafından alındığını ileri sürerek, dava konusu 119 ada 23 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3, 4, 5 no’lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescilini, mirasbırakan adına kayıtlı 1 ve 2 no’lu dükkanlar ile davalılar üzerine kayıtlı daireler bakımından intifadan men talebinin kabulünü istemişler; davacılar vekili 10/04/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava konusu bağımsız bölüm numaraları ile talebini ıslah etmiş; buna göre davalı ... adına kayıtlı 3 no’lu bağımsız bölüm, davalı ... adına kayıtlı 7 no’lu bağımsız bölüm, davalı ... adına kayıtlı 6 no’lu bağımsız bölüm yönünden davacıların miras payları oranında iptal tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.1. Davalılar ... ve ... vekili, mirasbırakan ile ikinci eşi davalı ...’nün yaklaşık 30 yıl önce evlendiklerini, davalı ...’ın da ikinci eşten dünyaya geldiğini, davacılar ile davalı ...’in ise ilk eşten çocuklar olup, mirasbırakanın dava konusu taşınmazda her bir mirasçısına birer daire verdiğini, davacı ...’nin kendisine verilen daireyi 3. kişiye sattığını, davacı ...’ye verilen dairenin ise ...’nin isteği üzerine dava dışı eşi ... ... ... adına tescil edildiğini, mirasbırakanın mal kaçırmak amacıyla değil, paylaştırma iradesiyle hareket ettiğini, mirasbırakanın başkaca taşınmazları da bulunduğunu, koah hastası olan mirasbırakana davalılar ... ve ...’ın baktıklarını, bu nedenle davalı ...’ın herhangi bir işe giremediğini, semenin mutlaka para olması gerekmediğini, mirasbırakanın mirasçıları arasında denkleştirme amacıyla temliki tasarruflarda bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
1.2. Davalı ... 27/04/2017 tarihli duruşmada; adil bir paylaşım yapılmasını istediğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mirasbırakanın tüm mirasçılarına birer daire verdiği, her ne kadar davacı tanıkları tarafından, davacıların, emekleri karşılığında ve para vererek mirasbırakandan taşınmaz satın aldıkları beyan edilmiş ise de, soyut tanık beyanı dışında bu hususta başkaca bir delil sunulmadığı, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçılardan mal kaçırmak olmayıp, paylaştırma amacıyla hareket ettiği, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Kararın gerekçesiz olduğunu, mirasbırakanın tüm mirasçılarına birer daire vermediğini, davacı ...’ye ve davacı ...’nin dava dışı eşi ... ... ...’a dairelerin satıldığını, duyuma dayalı tanık beyanlarının esas alındığını, davalı ...’in dahi adil bir paylaşım yapılmasını istediğini, içeriği dahi yazılmayan bilirkişi raporuna atıf yapıldığını, mirasbırakanın öz kardeşleri olan davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, mirasbırakanın intifa hakkını üzerinde tutarak davalılara temlikte bulunduğunu, davacılara satışta ise herhangi bir şart ya da şerh sözkonusu olmadığını, davacı ...’nin mirasbırakanla birlikte çalışması nedeniyle çalışma karşılığı mirasbırakandan taşınmaz devraldığını, davalı tanığı ...’ın beyanıyla da bunun ispatlandığını, davanın kabulü gerektiğini, mirasbırakanın 1970 yılında astım hastalığına yakalandığını, 1995 yılına kadar ağır hastalıklar geçirdiğini, mirasbırakanın tüm sağlık sorunları ve işleriyle ilk eşten olma çocukları davacıların ilgilendiklerini, davalı ...’nün ise mirasbırakanla 1987 yılında evlendiğini, davalı ...’ın ise yaşının küçük olup ilgilenecek durumda olmadıklarını, davalıların binaya katkısının da olmadığını, dava konusu taşınmazın 1970’li yıllarda satın alındığını, üzerindeki binanın 1985 yılında yıkılarak halihazırdaki binanın yapıldığını, davacı ...’nin hem fiziken çalışarak hem de maddi olarak binanın yapımına yardım ettiğini, o tarihlerde mirasbırakanın ilk eşi ...’nın sağ olduğunu, dava dışı ... ... ...’ın ise inşaatın tamamlanması için maddi destek olduğunu, mirasbırakanın tek kız çocuğu olan davacı ...’ye mirasından pay vermediğini, ...’nin eşinin bedelini ödeyerek mirasbırakandan daire satın aldığını, davalı ...’in zımnen davayı kabul ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını, davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal tescile karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14/09/2021 tarihli 2021/437 Esas 2021/1298 Karar sayılı kararıyla; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı eldeki davada tüm mirasçıların davada yer aldıkları, mirasbırakanın başkaca taşınmazları ve aracı bulunduğu, dosya kapsamına göre mirasbırakanın tüm çocuklarına mal bırakmak istediği, paylaştırma amacıyla hareket ettiği, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Bölge Adliye Mahkemesinin dosya üzerinden yüzeysel inceleme yaptığını bildirip, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Ne var ki, mirasbırakanın, sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmış olması durumunda, mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı kuşkusuzdur.
3.2.2. Öte yandan; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2). Numaralı paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre ve özellikle davacı ...’ye yapılmış bir temlik bulunmadığından usulünce yapılmış bir paylaştırmadan söz edilemez ise de, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğinin ispatlanamadığı gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3). numaralı paragrafta yazılı gerekçeyle karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar ... ve ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, alınması gerekli 80,70 TL onama harcının peşin alınan 118,60 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 37,90 TL harcın davacılara iadesine, 10/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.