Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9687 E. 2022/3904 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BEYKOZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen yargılamanın yenilenmesi davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair kararın davacılar vekilince istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan dair verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17/05/2022 Salı günü saat 10:30’da Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Yargılamanın iadesini isteyen davacılar, Beykoz 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/438 Esas - 2016/455 Karar sayılı dosyası ile kadastro tespitine itiraz ve tapu iptali-tescil isteğiyle açtıkları davanın reddine karar verildiğini, davacılardan İrfan’ın yurdışında iken Türkiye’ye döndüğünde davalının usulsüz ve muvazalı işlemler ile anılan davayı kazandığını öğrendiğini, ayrıca Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi 2007/1495 Esas - 2007/1427 Karar sayılı ilamı incelendiğinde davalının Beykoz Belediyesinden aldığı taşınmazın 1.300 m²’sini, 20/12/1999 tarihli sözleşmede şahit gösterdiği dava dışı ...'e sattığının tespitine karar verildiğini, anılan dava dosyasında olağan dışı ve danışıklı işlemler yapıldığını, 26/09/2007 tarihinde açılan ve konusu zilyetliğin tespiti olan anılan dava hakkında 67 gün gibi kısa bir sürede mahallinde keşif dahi yapılmadan karar verildiğini, yeterli inceleme yapılarak karar verilseydi dava konusu taşınmazda davacıların da 800 m² yeri olduğunun tespit edileceğini, anılan dava dosyasını 30/01/2018 tarihinde öğrendiklerini, yeni delil ortaya çıktığını ileri sürerek, yargılamanın yenilenmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazı belediyeden ihale suretiyle satın aldığını, yargılamanın yenilenmesi koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, HMK’nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın yenilenmesi koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 247 ada 26 parselde 8 dönümlük her bir kardeşin 400 m² yere sahip olduğunu, diğer mirasçı kardeşlerin hisselerini 14/06/1999 ve 20/12/1999 tarihli satış sözleşmeleriyle davalıya sattıklarını, davacı ...'in yurtdışında, davacı ...'in ise Mesudiye ilçesinde bulundukları sırada belediye kayıtlarında da davacıların zilyetliği sabit olmasına rağmen, taşınmazın tespit kadastrosunun yapıldığını ve davalının yalan beyan ve usulsüz işlemleriyle adına tespit olduğunu,durumu öğrenmeleriyle Beykoz 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2014/438 Esas sayılı tespitin iptaline ilişkin dava açtıklarını ancak davanın reddedildiğini, yapılan araştırmada davalının açılan davayı usulsüz ve muvazaalı işlemlerle kazandığını öğrendiğini, Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1495 Esas 2007/1427 Karar sayılı dosyasında davalı ...’nun Beykoz Belediyesinden aldığı taşınmazını 1300 m²'sini, 20/12/1999 tarihli sözleşmede şahit gösterdiği ...’e sattığının tespit edildiğini, olağan dışı ve danışıklı işlemler yapıldığının anlaşıldığını, konusu zilyetliğin tesbiti olan bu davanın 67 gün gibi sıra dışı sürede mahallinde keşif dahi yapılmadan karara bağlandığını, bu halde davacıların kardeşlerinden 800 m² yer alan davalının davacılara babalarından kalan yerleri de üzerine yazdırdığının ortaya çıktığını, halen sattığı yer hariç davalının uhdesinde 800 m² olduğunu, dava dışı kardeşlerinin satış evraklarında davalıya satılan kısmın 40 numaralı ev ve önü ile batı tarafı olarak belirtildiğini, fazla kısmın davalı adına tescilinin usulsüz olduğunu, davalının belediyeden hileyle aldığını, aldığı yerde 2003 yılında ziraatten alınan tescilli dikilen fidanlar olduğunu, bu hususların araştırılmadığını, davalının davaya konu taşınmazda hak sahibi olmadığının belirtilen belgelerle ortaya çıktığını, hile ve yetkili merciler yanıltılarak karar verildiğini, ayrıca yargılamanın iadesi istenilen davada davacıları savunan vekile ulaşılamadığını, avukatın yurtdışına gittiğini ve malum fetö olaylarıyla ilgisi olabileceğinin söylendiğini belirterek, kararının kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 10/06/2021 tarihli ve 2020/203 E., 2021/1394 K. sayılı kararıyla; davacıların yargılamanın iadesi olarak ileri sürdüğü hususların, HMK’nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan sebeplerden hiç birisine uymadığı gerekcesiyle, davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 247 ada 26 parselde 8 dönümlük her bir kardeşin 400 m² yere sahip olduğunu, diğer mirasçı kardeşlerin hisselerini 14/06/1999 ve 20/12/1999 tarihli satış sözleşmeleriyle davalıya sattıklarını, davacı ...'in yurtdışında, davacı ...'in ise Mesudiye ilçesinde bulundukları sırada belediye kayıtlarında da davacıların zilyetliği sabit olmasına rağmen, taşınmazın tespit kadastrosunun yapıldığını ve davalının yalan beyan ve usulsüz işlemleriyle adına tespit olduğunu,durumu öğrenmeleriyle Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2014/438 Esas sayılı tespitin iptaline ilişkin dava açtıklarını ancak davanın reddedildiğini, yapılan araştırmada davalının açılan davayı usulsüz ve muvazaalı işlemlerle kazandığını öğrendiğini, Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1495 Esas - 2007/1427 Karar sayılı dosyasında davalı ...’nun Beykoz Belediyesinden aldığı taşınmazını 1300 m² sini, 20/12/1999 tarihli sözleşmede şahit gösterdiği ...’e sattığının tespit edildiğini, olağan dışı ve danışıklı işlemler yapıldığının anlaşıldığını, konusu zilyetliğin tesbiti olan bu davanın 67 gün gibi sıra dışı sürede mahallinde keşif dahi yapılmadan karara bağlandığını, bu halde davacıların kardeşlerinden 800 m² yer alan davalının davacılara babalarından kalan yerleri de üzerine yazdırdığının ortaya çıktığını, halen sattığı yer hariç davalının uhdesinde 800 m² olduğunu, dava dışı kardeşlerinin satış evraklarında davalıya satılan kısmın 40 numaralı ev ve önü ile batı tarafı olarak belirtildiğini, fazla kısmın davalı adına tescilinin usulsüz olduğunu, davalının belediyeden hileyle aldığını, aldığı yerde 2003 yılında ziraatten alınan tescilli dikilen fidanlar olduğunu, bu hususların araştırılmadığını, davalının davaya konu taşınmazda hak sahibi olmadığının belirtilen belgelerle ortaya çıktığını, hile ve yetkili merciler yanıltılarak karar verildiğini, ayrıca yargılamanın iadesi istenilen davada davacıları savunan vekile ulaşılamadığını, avukatın yurtdışına gittiğini ve malum fetö olaylarıyla ilgisi olabileceğinin söylendiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 375. maddesinde; “(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir: a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması, “veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” (2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.