Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9797 E. 2022/8239 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SAPANCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 950 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanı... adına kayıtlı olması gerekirken davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazı mirasbırakanı...'ın satın aldığını, bu nedenle kendisi ve ailesi adına tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, 950 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının pay oranına göre düzeltilmesini, tapu kayıtlarının düzeltilmesi mümkün olmadığı takdirde satış bedelinin günümüze uyarlanması ile söz konusu bedelin satış tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın zamanaşımı süresi geçtiğinden reddi gerektiğini, davaya konu yapılan taşınmazın nizasız, fasılasız 60 yılı aşkın bir zamandır kendileri tarafından kullanıldığını, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, davacı tarafın davaya dayanak yaptığı muhtar senetlerinde taşınmazın kim tarafından kime satıldığı hususlarının belli olmadığını, anılan senetteki taşınmazın 827 parsel olduğunu, dava konusu edilen taşınmazın ise 950 parselde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; tapu iptal ve tescil istemi yönünden Kadastro Kanunun 12. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği, bedel istemi bakımından ise 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; muris muvazaası, sahtecilik, vekaletin kötüye kullanılması iddiasına dayalı davaların herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceğini, öncelikle böyle bir hususun var olup olmadığının araştırılması gerektiğini, satış senetleri ile taşınmazın devrinden kısa bir süre sonra taşınmazdan kadastro geçtiğini ve kadastro ile anılan taşınmazın davalıların mirasbırakanı adına tescil edildiğini, davalıların mirasbırakanının satış sözleşmesi yapmış olmasına rağmen gerçek dışı beyanda bulunarak muvazaaya veya sahteciliğe sebebiyet verdiğini, bu durumda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığını, terditli olarak ileri sürdükleri bedel istemi yönünden denkleştirici adalet ilkesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, bu yöne ilişkin inceleme yapılmaksızın karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; kadastro tespitin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun anlaşıldığı, bedel isteminin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve terditli isteğin de zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3.2.2. 6098 sayılı TBK’nın 146. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125.maddesi) “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” düzenlemesi mevcuttur.

3.3. Değerlendirme

Somut olayda çekişmeli taşınmazın geldisi olan eski 828 parsel sayılı taşınmazın 1959 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ..... adına tespit edildiği, tespitin Sapanca Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 1960/196 Esas 1961/73 Karar sayılı kararı ile 16/06/1961 tarihinde kesinleştiği, kadastro tutanağının kesinleştiği 16/06/1961 tarihi ile davanın açıldığı 12/11/2019 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği, terditli bedel istemi yönünden ise satış bedeli olarak ödendiği ileri sürülen para sebepsiz zenginleşmeye yol açtığından ve harici satış sözleşmesine dayanıldığından, terditli bedel isteminin 6098 sayılı TBK'nın 146. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi) uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımı süresinin kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarih itibariyle başlayacağı açık olup, dosya içeriğine, toplanan delillere, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenle; davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.