"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali - tescil davası ile ilgili Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonunda verilen kararın Dairece bozulması üzerine yeniden yapılan yargılamada davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde, mirasbırakan ... ...’un maliki olduğu 4657 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalı damadı ...'e satış suretiyle devrettiğini, anılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın 2/3 payını davacıların mirasbırakanı ...'nin kardeşi olan dava dışı ...'den ... ile birlikte satın alıp üzerine bina yaptıklarını, ancak taşınmazın mirasbırakanları adına tescil edildiğini, yapılan devrin hakkın teslimi niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/02/2017 tarihli ve 2014/405 E. 2017/47 K. sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, taşınmazın öncesinde mirasbırakanın kardeşi ...’e ait olduğu iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiğini, ondan taşınmazın mirasbırakan ve davalı tarafından satın alındığının da ispatlanmadığını, yapılan inşaat karşılığı taşınmazdaki payın devredildiği iddiasının yerinde olmadığını, devrin muvazaalı olduğunu, davalının kısmi kabul beyanı kapsamında taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar verildiğini belirtmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29/12/2017 tarihli ve 2017/1304 E., 2017/1417 K. sayılı kararıyla; dava konusu devrin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Dairece “...Somut olayda, davacılar mirasbırakanı ...'nin kardeşi ve tarafların ortak tanığı ...'un alınan beyanında dava konusu taşınmazı kardeşi ... ile birlikte satın aldıklarını, kendisinin taşınmazda 2/3 hakkı var iken taşınmazın kardeşi adına tescil edildiğini, bilahare hakkını mirasbırakan ... ve davalı ...'e haricen sattığını, satış bedelinin kendisine adı geçenler tarafından birlikte ödendiğini, taşınmazda da birlikte bina yaptıklarını belirtmesi karşısında, mirasbırakanın davalıya yaptığı temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı değil hakkın teslimi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, mirasbırakanın dava konusu taşınmazdaki 1/2 payını üzerine bırakarak kalan payını devrettiği, mirastan mal kaçırma amacı olsa idi payının tamamını devredebileceği de açıktır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 04/02/2020 tarihli ve 2019/1984 E. 2020/144 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçelerle davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Dairece bu kez “...Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra mahkemece yapılacak iş bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/405 Esas, 2017/47 Karar sayılı 09/02/2017 tarihli kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2017/1304 Esas – 2017/1417 Karar sayılı ve 29/12/2018 tarihli kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere istinaf isteminin reddi şeklinde hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Bozma ilamına göre, HMK'nın 297. maddesine aykırı olmayacak biçimde davanın reddi yönünde yeni bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
6. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 22/06/2021 tarihli ve 2021/765 E. 2021/944 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın mal kaçırmak amacıyla hareket etmediği ve temliğin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın mirasbırakan ... ... ve kardeşi ...' a ait olduğu ve davalının satın aldığı iddiasının yazılı delillerle ispatlanması gerektiğini, tanık beyanlarına itibar edilmesinin doğru olmadığını, taşınmaz üzerinde bina inşaatı karşılığı ½ payın davalıya verildiği savunmasının davanın konusunu oluşturmadığını, eldeki davada dinlenme ve hükme esas alma imkanı olmadığını, durumun mantığa uygun olmadığını belirtmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
9.3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, kararın (V-2) nolu bendinde belirtilen gerekçelerle ve (V-5) nolu bendinde gösterildiği şekilde hükmüne uyulan bozma ilamları uyarınca işlem yapılarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olduğuna göre, davacıların temyiz itirazlarının reddi gerekir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 13/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.