Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9845 E. 2022/906 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili, Ankara İli Yenimahalle İlçesi Ballıkuyumcu Köyünde bulunan ve müvekkilin murisi ...’ün pay sahibi olduğu 531 parsel sayılı taşınmazın çevresinde tespit harici bırakılan araziden yaklaşık 5 dönüm , 533 parsel sayılı taşınmazın çevresinde tespit harici bırakılan hali araziden yaklaşık 25 dönümlük kısmın, müvekkil ve babası tarafından para ve emek sarf edilerek imar ihya edildiğini, tarım arazisi olarak ekip biçilmek suretiyle 40 yıldır nizasız ve fasılasız kullanıldığını ileri sürerek bu taşınmazların 1997 yılında idari yoldan Hazine adına tescil edilip 2004 yılında da Toplu Konut İdaresine satıldığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile yaklaşık toplamda 30 dönümlük taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, mahkemece tapu iptali ve tescil talepleri uygun görülmediği takdirde dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden mülkiyet haklarının tespitini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili, Milli Emlak Müdürlüğünce yapılan araştırmada dava konusu edilen taşınmazın 1455 parsel numarası ile özel sicile kayıtlı mera parseli olduğunu, 1164 sayılı Kanunun 5273 sayılı kanunla değişik ek maddesine göre Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca devrinin talep edilmesi üzerine 4342 sayılı Mera Kanunun 14. Maddesinin (c) fıkrası uyarınca taşınmazın meralık vasfının kaldırılarak 29.03.2006 tarihinde Hazine adına tescil edilerek 29.08.2006 tarihinde Toplu Konut İdaresine devredildiğini, Meraların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılamayacağını, davaya karşı husumet itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı T.C. Başbakanlık ... vekili, dava konusu edilen bölümlerin 1350 sayılı parsel içinde kaldığını, davacının 531 ve 533 sayılı parsellerde hissesinin olduğunu, imar uygulaması sonucu 61965/1, 61979/1, ve 61916/2 ada ve parsellerin oluştuğunu, imar uygulamasının 01.05.2008 tarihinde tescil edildiğini, 1350 sayılı kadastro parselinin Toplu Konut Projesi gerçekleştirilmek üzere Hazineden 02.04.2004 tarihinde devir alındığını, davacının tazminat isteminin muhatabının idare olmadığını belirterek davanın husumet yönünden reddini savunmuştur.

3. Davalı ... vekili, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 2004 tarihli kararı ile Ballıkuyumcu Köyünün mahalle olarak Yenimahalle Belediye Başkanlığına bağlandığını, davaya konu 1350 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin TOKİ’ye ait olduğunu, Kadastro Kanunun 17/son maddesi hükmüne göre İl, İlçe ve Kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda imar ve ihya sebebi ile kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

4. Davalı ... Yatırım Ortaklığı A.Ş. vekili, davacının zilyetlik iddiasının davacı tarafa hak kazandırmayacağını, Türk hukuk sisteminde parsel numarası belli ve bir malik adına tescil edilmiş taşınmazlar üzerinde zilyetlik yolu ile hak iktisap edilemeyeceğini, müvekkil şirketin davacı taraf karşısında tapu kaydına güvenerek iyiniyetli iktisap eden 3. Şahıs konumunda olduğunu tapudaki aleniyet prensibi doğrultusunda tapu kaydına güven ilkesi ve iyiniyet ilkeleri çerçevesinde taşınmaz iktisap ettiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

5. Davalı ... vekili, yasa ile Ballıkuyumcu Köyünün Yenimahalle İlçesine bağlı mahalle statüsüne dönüştüğünü, belediye hudutları içinde kalan arsaların genişleme ve planlama kapsamındaki arsalar olup zilyetliğe konu edilmeyeceğini, dava konusu 1350 nolu parselin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.02.2007 tarih ve 496 sayılı kararı ile onaylanan Temakent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınırı içinde kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.01.2016 tarihli 2015/244 Esas, 2016/9 Karar sayılı kararıyla; dosyada yapılan inceleme ve dinlenen tanık beyanları itibarıyla Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 24.04.1997 tarihinden önce taşınmazın tamamında imar ve ihya işleminin tamamlanıp zilyetlik süresinin 20 yılı aştığının, kısmen davacının miras bırakanı adına kayıtlı taşınmazlar genişletilmek suretiyle bir kullanım durumu söz konusu olmakla birlikte bunun sürekli ve kesintisiz biçimde sürdüğünün kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Tapu iptali ve tescil, tescil uygun görülmediği takdirde bedelin tazmini yönünde açtıkları davanın reddine karar verildiğini, bu red kararının usul, yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporlar ve mahalli bilirkişi ve tanık beyanları müvekkil lehine olmasına rağmen aleyhe karar verildiğini, dosya içerisinde yer alan delillerin mahkemece hiç dikkate alınmadığını, 04.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda; 3 mahalli bilirkişinin dava konusu taşınmazların öncesinde ekilemez arazi vasfında olduğu, 1975-1977 yıllarında bu taşınmazları ...’ün kullanmaya başladığını, daha sonra oğlu ... ile beraber kullandıklarını, 1990 yılında Bekir’in ölmesi üzerine davacı ...’nin kullandığını, kardeşler arasında ihtilaf olmadığını, hali arazinin taşlarının toplanarak ekilebilir hale getirildiğini ve o günden bugüne kadar nizasız ve fasılasız kullanıldığını beyan ettiklerini, tescile konu olan elverişsiz arazinin tarım arazisi haline dönüştürüldüğünü keşif mahallinde gözlemsel olarak tespit edildiğini, arazinin genel görünümü ile uzun yıllar tarımsal faaliyette bulunulduğunun anlaşıldığının belirtildiğini, 24.10.2011 tarihli Ziraat Yüksek Mühendisi Gülüzar Ilgaz’ın raporunda, arazinin yerinde gözlemlenmesinin uygun olacağı belirtilerek 4-5 yıl süren emek ve mesai harcanarak mevcut taşların toplanıp taşınmaz dışına bırakıldığı, davacıların 1971 yılında taşınmazdaki mevcut taşları toplayarak ihya işlemine başladıkları, 1975 yılında imar ihya işleminin bitmiş ve ekonomik olarak taşınmazların tarım arazisi olarak kullanıldığının belirtildiğini, 04.10.2010 tarihli keşifte taşınmazların sürülü vaziyette olup 2.kez 25.07.2011 tarihinde yapılan keşifte taşınmazların buğday ekili olduğunun belirtildiğini, 20.04.2011 tarihli Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi Dr.Müh....’ın raporunda. A, B, C harfleri ile gösterilen taşınmazların 1980 yılı hava fotoğraflarında tarımsal faaliyetin yapılmış olduğunun belirtildiğini, Ankara Valiliği İl Tarım Müdürlüğünün 26.11.2008 tarih ve 6177 sayılı yazılarında dava konusu yerin bulunduğu Ballıkuyumcu Köyünde 4342 sayılı Mera Kanunun 9. maddesi gereği mera tespit ve tahdit işlemlerinin tamamlandığı, 1350 sayılı parselin mera olarak sınırlandırılan alanlardan olmadığının belirtildiğini, A, B ve C harfleri ile belirtilen tescili istenen taşınmazların çevresinde bulunan taşınmazların toprak yapısı ve bitki örtüsü bakımından benzerlik gösterdiği, üzerinde devlet tarafından yapılmış herhangi bir kalıcı tesisin olmadığı, orman, köy orta malı, harman yeri ile bir ilgisinin olmadığının tespit edildiğini, Harita Kadastro Teknikeri ...’ın bilirkişi raporunda, dava konusu yerin düzgün bir topoğrafyaya sahip olduğu, hava fotoğrafları ile inceleme ve analiz yapmaya yeterli büyüklükte olduğu, bu alanın tarımsal faaliyet ile imar ihya edildiği, 1975 ve 1980 yılında elde edilmiş hava fotoğrafları arasında belli bir uyumun olduğu, B ve C olarak gösterilen alanların ekilemez arazi iken imar ve ihya edilerek kullanıldığının belirtildiğini açıklayarak ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, idari yoldan Hazine adına oluşan tapu kaydının iptali ve tescili, bu mümkün olmaz ise mülkiyet haklarının tespiti istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III) numaralı bendinde yer verilen yerel mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 51,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.