Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9877 E. 2022/810 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında eşine yaptığı taşınmaz satışının muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın boşanma davası devam ederken, davalıya yaptığı taşınmaz devrinin hayatın olağan akışına aykırı olması, mirasbırakanın malvarlığına oranla devredilen taşınmazın orantısızlığı ve mirasçılardan mal kaçırma kastının varlığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine; kamu düzenine ilişkin haller nedeniyle (harç yönünden) İlk Derece Mahkemesi hükmü düzeltilmek suretiyle yeniden davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...'in 10 parsel sayılı taşınmazını 22/05/2015 tarihinde satış göstermek suretiyle ikinci eşi olan davalıya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasbırakanın mirasçılarının payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın borçları olduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında sattığını, evlendikten sonra mirasbırakan ile birlikte borçları karşıladıklarını, buna karşılık hastalığında ve sağlığında mirasbırakana destek olduğundan taşınmazın kendisine devredildiğini, taşınmazın tüm bakımlarını yaptırdığını, tüm bunlara karşılık hak ettiğinden taşınmazın kendisine verildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Dava, terekeye dönüş istekli açıldığından, yargılama sırasında ... mirasbırakanın terekesine temsilci olarak atanıp, davaya tereke temsilcisi vekilinin katılımı ile devam edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10/02/2021 tarihli ve 2017/182 E., 2021/16 K. sayılı kararıyla; temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, dosya kapsamı ile bağdaşmadığını, gerekçenin dosya kapsamı ile çeliştiğini, mirasbırakanın borçlarının davalının yardımları ile ödendiğini, dava konusu taşınmazın mirasbırakan ile birlikte davalının yaz aylarında kaldıkları taşınmaz olduğunu, mirasbırakanın vefatı ile mirasçılarına intikal eden başka taşınmazları da bulunduğunu, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın tüm mamelekine oranla makul sınırda kalıp kalmadığı hususlarında inceleme ve araştırma yapılmamasının hatalı olduğunu, harç ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek, savunmasındaki beyanları tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23/09/2021 tarihli ve 2021/1023 E., 2021/1169 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın davalı ile evlendiği tarihten sonra davacı kızıyla beşeri ilişkilerinde kopukluklar başladığı, emekli olduğu ve ayrıca simit satarak geçimini sağlamaya çalıştığı, davalı ile aralarında yaşanan sorunlar nedeniyle davalı aleyhine Kdz. Ereğli Aile Mahkemesinin 2014/59 E. sayılı dosyası ile 24/01/2014 tarihinde dava açtığı, boşanma davasının derdest olduğu dönemde 22/05/2015 tarihinde dava konusu taşınmazın tümünü davalıya satış yoluyla devrettiği, satıştan 6 gün sonra da 28/05/2015 tarihinde boşanma davasından feragat ettiği, anılan sürece göre; davalının boşanma davasının da devam ettiği bu süreçte mirasbırakanla ilgilendiği ve yapılan satışın da gerçek olduğu yönündeki savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı, dava konusu temlikin, murisin mameleki dikkate alındığında orantılı olduğundan söz edilemeyeceği, tüm bunlara göre; mirasbırakanın amacının mirasçılardan mal kaçırma kastına dayandığı, harç takdirinin kamu düzenine ilişkin hallerden olduğu, tereke temsilcisi tarafından yürütülen davada sadece davacının payına isabet eden değer üzerinden harç takdiri yoluna gidilmesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının harç yönünden düzeltilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf talepli dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip boşanma davası üzerinden değerlendirme yapılmasının ve aleyhe bozma yasağına aykırı olarak davalı aleyhine fazla harca hükmedilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 5.392,32 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.