"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulüne, kararın kaldırılması ile hile iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşüldü;
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası Ali Tarhan’ın 16 parsel sayılı taşınmazı üzerinde inşaat yapımı için müteahhit ile anlaştığını, müteahhidin 15 parsel nolu taşınmaza tecavüz etmesi nedeniyle mirasbırakan babalarının 15 parsel sayılı taşınmazı satın almak zorunda kaldığını, 15 parselin tüm bedelinin davalı olan kardeşi tarafından gönderildiğini ve tapusunun davalı üzerine alındığını, babalarının ölümü üzerine dava dışı annesi ve dört kardeşinin daha mirasçı olarak kaldığını, davalının mevcut binayı yıkıp yeni bina inşa edeceğini ve kendisine dükkan vereceğini söyleyerek 16 parsel sayılı taşınmazdaki miras payını bedel ödemeksizin temellük ettiğini, ancak davalının inşaata başlamadığını ve davalı tarafından kandırıldığını ileri sürerek, miras payı oranında tapu kaydının iptalini, 15/10/2019 tarihli dilekçesinde ise payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu pay temlikinin resmi şekilde yapıldığını, davacının iddialarını resmi delillerle ispatlaması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22/01/2021 tarihli ve 2018/121 E., 2021/14 K. sayılı kararıyla; davacı ile davalı arasında taşınmaz devri yapıldığı, davacının temlik sebebinin taşınmaz üzerine yapılacak inşaattan kendisine dükkan verileceği inancı olduğu, bu yönüyle muvazaa hukuki nedenine dayandığı, davacının kendi muvazaasını ancak yazılı delille ispatlaması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, davacının muvazaa kastıyla işlem yapmadığını, davacının yanıltılarak işlem yapmaya ikna edildiğini, tanıkların davacının iradesinin sakatlandığını belirttiklerini, mahkemenin tarafların hukuki nitelendirmesiyle bağlı olmadığını, senedin aksinin senetle ispatlanması gerektiği şeklindeki mahkeme gerekçesinin doğru olmadığını, belirlenen değer yerine tapuda gösterilen bedel esas alınarak ödeme iddiasının kabul edilmesinin doğru olmadığını, mahkeme kararının kendi içinde çelişkili olduğunu, davanın tanıkla kanıtlanabileceğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkeme hükmünün kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21/10/2021 tarihli ve 2021/1113 E., 2021/1319 K. sayılı kararıyla; davanın hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemli olduğu, 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup, davalının daha önce öğrendiği yönünde bir iddiası bulunmadığından davanın hak düşürücü sürede açıldığının kabulü gerektiği, tanık beyanlarına göre davalının dükkan vereceğini belirterek davacıyı yanılttığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulüne kararın kaldırılması ile davanın kabulüne davacının miras payı olan 3/24 payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, davacı vekilinin dava dilekçesinde muvazaa sebebiyle tapudaki işlemin iptaline karar verilmesini istediğini, tescil isteği bulunmadığını, istinaf kararındaki tescil hükmünün hukuki dayanağı olmadığını, taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, davacının muvazaaya dayandığını, İlk Derece Mahkemesinin muvazaayı irdeleyerek hüküm kurduğunu, ancak davacının istinaf dilekçesinde hukuki sebebi değiştirdiğini, muvazaa olgusunu inkar ederek aldatma hukuki sebebine dayandığını, Bölge Adliye Mahkemesinin bu talebi usulden reddetmesi gerekirken, aldatma olgusunu hak düşürücü süre yönünden de aşarak kabul etmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. HMK’nın 140/3. fıkrasında; " Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. ",
3.2.2. HMK’nın 33/ 1. fıkrasında; “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.”
3.2.3. TBK’nın TBK 36/1. fıkrasında; “Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.”,
3.2.4. TBK’nın TBK 39.maddesinde; “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.”,
3.2.5. HMK’nın 203/1 fıkrası tanık dinlenebilecek halleri düzenlemiş olup ç. fıkrasında;"Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları.” hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacının 15/10/2019 tarihli dilekçesi ile 15/10/2019 tarihli ikinci ön inceleme duruşma tutanağında tescil istemi bulunması gözetildiğinde, dava dilekçesinin içeriği, somut olay anlatımı ve (3.2.1.), (3.2.2.), (3.2.3.) paragraflarında belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, eldeki davada hile hukuki nedenine dayanıldığı, (3.2.4.), paragrafında yer verilen yasal düzenleme uyarınca, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, (eldeki davada davalının, öğrenmenin (ıttılaın) daha önce olduğu iddiasını ispat etmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 20.04.1983 tarihli ve 1980/1-1846-397 sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir) (3.2.5.) paragrafında yer verilen yasal düzenleme uyarınca hile tanık ile ispatlanabileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının da hiç bir şekle bağlı olmadığı gözetildiğinde yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.649.83. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/01/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.