Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9956 E. 2022/819 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını satış yoluyla eşine devretmesinin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, ilk derece mahkemesinin bozma ilamına uygun olarak verdiği red kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmiş olsa tüm payını devredebilecekken bir kısmını devretmiş olması, davalı tanıklarının işlemin satış olduğunu bildirmesi ve davalıya satış bedelinin verildiğine dair tanık beyanının bulunması gibi olgulara dayanarak ilk derece mahkemesinin kararını hüküm fıkrasında kısmi düzeltme yaparak onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan babaları ...'in 1571 parsel sayılı taşınmazdaki payının ½’sini satış göstermek suretiyle ikinci eşi olan davalıya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanla dava konusu taşınmazın satışı ile tanıştıklarını ve bir zaman sonra evlendiklerini, öncesinde tanışmadıklarını, temlikin muvazaalı olmadığını, kendisine babasından kalan evin satış parasıyla çekişme konusu taşınmaz bedelinin ödendiğini, hatta mirasbırakanın bir kısım borçlarının da bu parayla ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16/02/2016 tarihli ve 2015/328 E., 2016/67 K., sayılı kararıyla; temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 01/04/2019 tarihli ve 2016/8061 E., 2019/2309 K., sayılı kararıyla; ''...davacı tanıklarının muvazaayı kanıtlar somut bilgilerinin olmadığı gibi, davalı tanıklarının işlemin satış olduğunu bildirdikleri, bu kapsamda; tanık ...’in satış bedelinin tarafından verildiğine dair beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de muris, sahip olduğu payın bir kısmını davalıya temlik etmiş olup, mal kaçırma amacıyla hareket etse idi payının tümünü devredebilecek iken, bu yapılmamıştır. Tüm bu somut olgular yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.'' gerekçesiyle mahkemenin kararı bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 04/12/2019 tarih ve 2019/2910 E., 2019/6271 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 20/05/2021 tarihli ve 2019/405 E., 2021/95 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; mahkemenin herhangi bir gerekçeye dayanmadığını, sadece Yargıtay ilamı doğrultusunda hüküm kurduğunu, muris muvazaası için payın tamamının devredilmesine gerek olmadığını, kararda sözü edilen tanık ...'in davalının kardeşi olup kimsenin kendi öz ablası aleyhinde beyanda bulunmayacağı da nazara alındığında dinlenen tanıkların beyanlarının yetersiz olduğunu, dava konusu taşınmazın resmi sözleşmedeki değeri ile o tarihteki gerçek satış değeri arasında ciddi bir fark bulunduğunu, eksik inceme yapıldığını, davalının gerçek bir bedelle taşınmaz iktisap ettiğini ispatlayamadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle; Mahkemece, Dairenin bozma ilamına atıf yapılmak suretiyle gerekçe oluşturulduğu gözetilerek, kararın (IV./2.) no.lu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların mahkeme kararının gerekçesiz olduğu yönündeki temyiz itirazının ve diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

6.3.2. Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.

Somut olayda; Mahkemece davanın reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir. Davanın reddine karar verildiği halde alınması gereken karar ve ilam harcının nispi olarak hesaplanması doğru değil ise de değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ:

1.Kararın (IV/6.3.1.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Kararın (IV/6.3.2.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazının değinilen yönden kabulüne;

3.Hükmün 2. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 2. bent olarak; ''Alınması gerekli 59,30 TL harcın; peşin alınan 801,39 TL harçtan ( 85,39 TL peşin harç ve 716,00 TL ıslah harcı) mahsubu ile artan 742,09 TL'nin davacı tarafa iadesine'' cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın davacı tarafa geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.