"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babaları ...'e ait olan 2659 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davalı ...'ye verilen vekaletname kullanılmak suretiyle davalıya devredildiğini, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın şuurunun yerinde olmadığını, davalıların danışıklı hareket ettiklerini ve satış işleminin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, işlemin gerçek satış olduğunu, davacının mirasbırakanla ilgilenmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/09/2017 tarihli ve 2016/286 E. 2017/348 K. sayılı kararı ile; temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 15/06/2020 tarihli ve 2017/5354 E., 2020/2676 K. sayılı ilamı ile ‘‘...Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 19.04.2017 tarihli raporu ile mirasbırakanın vekaletname tarihi olan 02.02.2012 ve temlik tarihi olan 09.02.2012 tarihlerinde fiil ehliyetini haiz olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır...Somut olayda, dinlenilen tanıklar mirasbırakanın diğer çocukları ile arasında mal kaçırmasını gerektirir bir problemi olduğu şeklinde beyanda bulunmadıkları gibi davanın kabulü halinde hak sahibi olacak mirasçı ...’in de davaya dahil edildikten sonra ibraz ettiği dilekçe ile satışın gerçek olduğu, bedel ödenirken orada bulunduğu, mirasbırakanın taşınmazı bedelini hayır işlerinde kullanmak için temlik ettiği yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür. Dolayısıyla, davacı temlikin muvazaalı olduğu iddiasını kanıtlayamamıştır. Öte yandan, bedeller arasındaki fark da tek başına muvazaanın kanıtı değildir. Hal böyle olunca, davacının iddialarını HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
3.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/12/2020 tarihli ve 2020/250 E., 2020/421 K. sayılı kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili; mirasbırakanın ölmeden ve beyin ameliyatı olmadan önce dava konusu oturduğu taşınmazı satması için neden olmadığını, davalı ...'ın diğer davalı ... ile işbirliği içinde mirastan mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğini, vekalet görevinin kötüye kullanılmasına dayandıklarını, Mahkemece olayın yanlış değerlendirildiğini, davacı tanıklarının mirasbırakanın taşınmazı satmasını gerektirir durumu olmadığını beyan ettiklerini, mirasbırakan ile davacı arasında sorun olmadığından, tanıkların olmayan bir sorundan bahsetmelerinin de mümkün olmadığını, davanın kabulü halinde hak sahibi olacak mirasçı ...'in davaya dahil edildikten sonra ibraz ettiği dilekçe ile satışın gerçek olduğunu, bedel ödenirken orada bulunduğunu, mirasbırakanın taşınmaz bedelini hayır işlerinde kullanmak için temlik ettiği yönünde beyanda bulunduğunu, mirasçı ... ile davalı ...’nin birlikte hareket ettiğini, buna rağmen Mahkemece bu beyanların hükme esas alınmasının doğru olmadığını, davalı ... taşınmaz satış bedelini mirasbırakana verdiğini savunmuş ise de gerçek satış bedelinin ne olduğunu beyan etmediğini, dahili davalı ..., mirasbırakanın parayı hayır işlerine harcadığını beyan etmiş ise de, bunların nereye harcandığının da kanıtlanamadığını, paranın mirasbırakanın terekesinden de çıkmadığını, temlikin muvazaalı olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
6.3. Değerlendirme
Kararın (IV./2.) no.lu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.