Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1039 E. 2022/4786 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aslı vakıf olan ve sonradan kamulaştırılan bir taşınmazın, Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca mazbut vakfa devri gerektiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın vakıf yoluyla meydana geldiği, korunması gerekli kültür varlığı olduğu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca Hazine adına tescilli olsa dahi mazbut vakfa devri gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 10 parsel sayılı taşınmazın 2391,75 m2 miktarlı Ragıp Paşa Vakfı adına kayıtlı “Kargir Kütüphane” vasıflı tarihi eser olduğunu, kütüphane ve müştemilatı altında bulunan 41 parsel (eski 14 ve 15 parsel) sayılı taşınmazın davalı ... tarafından yola terk amacıyla kamulaştırıldığını, ancak İstanbul IV numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun aldığı kararla korunması gerekli kültür varlığı kapsamına alındığını, 14 ve 15 parselin aslının mazbut vakıf olduğunu ileri sürerek, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile “Ragıp Paşa Vakfı” adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu parsellerin özel şahıslardan kamulaştırma yoluyla elde edildiğini, vakıftan iktisap edilmediğini, düzenledikleri yeni planda kültürel tesis alanı olarak belirlediklerini, 5737 sayılı Kanun'da öngörülen koşulların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/12/2020 tarihli ve 2016/167 E., 2020/788 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın vakıf yolu ile meydana geldiği ve tescilli korunması gerekli kültür varlığı olduğu, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30.maddesi uyarınca vakıf yolu ile gelipte her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıklarının, mazbut vakfına devir olunur hükmü gereğince taşınmazın korunması gerekli tescilli eser olması nedeniyle başka şekilde tasarruf edilmesine yasal imkan olmadığı ve mülkiyetin vakfa ait olduğu, davacı tarafça eski 14 ve 15 sayılı parsellerin birleşimi ile 85 m2 olan taşınmazın yola terk edilerek 73,45 m2 kaldığı ve vasfının arsa olduğu, ihya edilerek tescil kararı verilmesi gerektiği iddia edilmişse de, terkin ve vasıf değişikliği işlemleri idari işlem olup idari işlem tesis edilecek şekilde hüküm kurulamayacağından dolayı mevcut tapu durumu itibariyle davanın kabulü ile tapu kaydının iptali ile " Ragıp Paşa Vakfı" adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili, her iki dükkanın 85,00 m2 olarak Vakıf adına tescili talep edilmesine karşın, Mahkemece 73,45 m2'lik alanın tescil edildiğini, kargir dükkan olarak değil, arsa olarak tescil edildiğini belirterek Mahkeme kararının kısmen kaldırılarak tamamının kargir dükkan vasfı ile Vakıf adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davalı vekili, eksik inceleme, araştırma ve hatalı delil değerlendirilmesi ile karar verildiğini, ücreti vekalet ve harcın nispi hesaplanmasının hatalı olduğunu, kamulaştırmadan önce vakıf şerhinin kaldırıldığını, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, vakıf şerhi kaldırıldığına göre taviz bedelinin önceden ödendiğini, yasada aranan tüm şartların davacı lehine gerçekleşmediğini, taşınmazın kültür varlığı özelliğinin kalmadığını, eski maliklerince pimapen, camekan v.s. kısımlarının yeniden yapıldığını, idare tarafından vakıf malının kamulaştırılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14/12/2021 tarihli 2021/899 E., 2021/1940 K., sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların 14 ve 15 parsel sayılı taşınmaz iken tevhit sonucu 41 parsel olduğu, 14 ve 15 no.lu parsellerin önceki kayıtlarında niteliğinin kargir dükkan olarak yazıldığı, taşınmazların özel şahıslar adına kayıtlı iken davalı ... tarafından kamulaştırıldığı, taşınmazın 41 parsel numarasını aldığı, kamulaştırma evraklarının dosya içerisine sunulduğu, son haliyle tapu kaydında yüz ölçümünün 73,45 m2 ve niteliğinin arsa olarak yazıldığı, fiilen yola terk işleminin yapılmadığı, fiili kullanımın devam ettiği, daha önce vakıf adına kayıtlı olduğu, terkin işlemi yapılmasına karşın taşınmazın vakıf yoluyla meydana geldiği, evveliyatının vakıf malı olduğu, koruma kararı alındığı, halen vakfın bütünlüğü içerisinde kullanıldığı, Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince yasal koşulların oluştuğu, dava tapu iptali ve tescil davası olup, nispi harca tabi olduğundan nispi harç ve ücreti vekalet alınmasının yasaya uygun olduğu, taşınmazın tapuda arsa vasıflı olarak 73,45 m2 olarak kayıtlı olduğu, davalı adına olan kaydın olduğu gibi iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.2. Davalı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmazın aslının vakıf olduğu iddiası ile açılmış tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 5737 sayılı Yasa'nın 30. maddesi ile “Vakıf yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.” hükmüne, Yönetmeliğin 178. maddesinde ise “ (1) Vakıf yoluyla meydana gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları tapu sicil müdürlüğünce mazbut vakıfları adına tescil edilir. (2) Vakıf yolu ile meydana gelen kültür varlıklarının tespiti; vakfiyeler, vakıf veya tapu kütüklerindeki kayıtlar, kadastro tespit evrakı, fermanlar, beratlar, atik senetler, yoklama kayıtları, kitabeler, tarihi kayıtlar, müze kayıtları, tescil kayıtları ile mülkname, temessük, tefviz, hazine-i hassa, mütevelli, mültezim, sipahi senetleri gibi belgelerden biri veya birkaçı ile yapılır. (3) Eserin vakıf yoluyla meydana gelmiş vakıf kültür varlığı olduğunun ikinci fıkrada belirtilen belgelerle tespiti halinde bölge müdürlüğünün talebi üzerine mazbut vakıfları adına tescili yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere, (V/3.2) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3.) no.lu bentte yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından davacıdan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı 306.997,20 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.