Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1051 E. 2022/3520 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tenkis davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacılar, mirasbırakan ...’ın kızların mal kaçırmak amacıyla satın aldığı taşınmazları davalılar oğlu ...ve torunları adına tescil ettirdiğini, mirabırakanın lokanta işlettiğini, davalı ...’in babasından 10 yıllık kontrat alarak düşük bedel ile lokantayı ele geçirdiğini, davalı ...’in dükkana mal gelecek beyanı ile imza almak bahanesiyle vekaletname aldığını ve adına taşınmazlar tescil ettirdiğini ileri sürerek Şişli’de bulunan 1661 ada 27, 1664 ada 24, 1260 ada 20 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 1292 ada 79 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 1245 ada 24 parsel 3 nolu bağımsız bölüm, 1251 ada, 25 nolu parsel sayılı taşınmazda bulunan 1,4 ve 5 nolu bağımsız bölüm, 1073 ada 82 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2,4 ve 5 nolu bağımsız bölümler, 1005 ada 12 parselde bulunan 4 nolu bağımsız bölüm, Karabük’te bulunan 120 ada 29 ve 76 parsel, 121 ada 69 parsel, 126 ada 85 parsel, 126 ada 103 parsel, 127 ada 32 ve 81 parseller ile 145 ada 46 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına miras payı oranında tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

Birleştirilen davalarda davacılar ise, aynı sebeple 1073 ada 82 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2,4 ve 5 nolu bağımsız bölüm dışındaki taşınmazlar yönünden miras payı oranında iptal tescile karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında tenkis isteğinde de bulunmuşlardır.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar, bir kısım taşınmazların mirasbırakanla veya kendileri ile ilgisi bulunmadığını, mirasbırakanın son 20 yıldır çalışmadığı, lokantayı işlettiklerini, ve mirasbırakana hasılattan payını her akşam muntazaman verdiklerini, 2003 yılından itibaren lokantanın mirasbırakan tarafından davalı ...’e kiralandığını, kira bedellerinin hesabına düzenli olarak ödendiğini, vekaletname alınmadığını, mirasbırakanın bankalarda parası ve başka taşınmazları da olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, bir kısım taşınmazlar yönünden mirasbırakan veya davalılarla ilgisi bulunmadığından, 1251 ada 25 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 ve 4 nolu bağımsız bölüm yönünden satışların gerçek olduğu, diğer taşınmazlar yönünden mirasbırakan adına kayıt bulunmadığından tapu iptali ve tescil istenemeyeceği, tenkis yönünden ise taşınmazlarda mirasbırakanın katkısı kanıtlanamadığından asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 20/11/2018 tarihli ve 2018/1370 E. 2018/2023 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davalarda davacılarının istinaf başvurusunun tenkis yönünden kabulü ile araştırma yapılması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, diğer talepler yönünden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile karar kaldırılarak 1251 ada 25 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 ve 4 nolu bağımsız bölümler yönünden temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalılar adına kayıtlı olmayan taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 10/06/2021 tarihli ve 2019/425 E. 2021/3232 K. sayılı ilamı ile; "Somut olayda; dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarından, davalıların 1251 ada 25 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 ve 4 nolu bağımsız bölümleri alım gücünün bulunduğu, 23.11.2006 tarihinde 28.000 TL’nin davalı ... ve 24.07.2009 tarihinde 150.000 TL’nin davalı ... tarafından mirasbırakanın banka hesabına yatırıldığı, bedellerin nemalarıyla birlikte halen mirasbırakanın hesabında bulunduğu, satış bedellerinin terekeden çıktığı, bu durumda muvazaa iddiasının kanıtlandığından söz etme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, dava konusu 1251 ada 25 parsel 1 ve 4 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, tenkis isteği yönünden ise toplanan ve toplanacak taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesine gönderme kararı verilmesi de isabetli değildir. Kabule göre de, davalar birleştirilseler de ayrı dava olma özelliklerini koruduklarından her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi de hatalıdır.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 23/12/2021 tarihli ve 2021/1447 E., 2021/2003 K. sayılı kararıyla; önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili; direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, somut olayda taşınmazların satış bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olarak mirasbırakana ödendiğini ve satış bedelinin muris tarafından banka hesabında nemalandırıldığını, satış bedellerinin halen mirasbırakanın banka hesabında bulunduğunu, hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesinin bu ödemeleri mal kaçırma amacını gizlemeye yönelik olarak algılamasının mantığa aykırı olduğunu, davalıların taşınmazın satış bedelini ödeyecek maddi güçlerinin bulunduğunu, tenkis isteği yönünden de Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararında ve direnme kararında esasa girip, değerlendirme yaparak taşınmazların tenkise tabu tutulması gerektiğini belirttiğini, 3. kişilerden edinilen taşınmazların satış bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiğini gösteren hiçbir delil bulunmadığı halde tenkise tabi olması gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesine gönderme kararı verildiğini, dolayısıyla esasa girilmeksizin gönderme kararının söz konusu olmadığını, gönderme kararının esasa girilmeden verilmesi gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.3. Değerlendirme

Somut olayda, dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarından, davalıların 1251 ada 25 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 ve 4 nolu bağımsız bölümleri alım gücünün bulunduğu, 23.11.2006 tarihinde 28.000 TL’nin davalı ... ve 24.07.2009 tarihinde 150.000 TL’nin davalı ... tarafından mirasbırakanın banka hesabına yatırıldığı, bedellerin nemalarıyla birlikte halen mirasbırakanın hesabında bulunduğu, satış bedellerinin terekeden çıktığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca, dava konusu 1251 ada 25 parsel 1 ve 4 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davanın reddine karar verilmesi ve tenkis isteği yönünden de toplanan ve toplanacak taraf delilleri değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 26/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.