Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1055 E. 2023/6468 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/950 E., 2021/2414 K.

DAVA TARİHİ : 24.03.2015

HÜKÜM/KARAR : Kabul/ Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/246 E., 2019/73 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Hakkari İli, Yüksekova İlçesi, Akocak Köyü çalışma alanında bulunan 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit edildiğini, ancak taşınmazın 34 dönümlük kısmının davacıların atalarından itibaren 80-90 yıldan beri tarla olarak kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın ham toprak vasfında olduğunu, bu nedenle zilyetlikle edinilemeyeceğini, bu bölgede herhangi bir toprak tevzi çalışması bulunmadığını, davacılar ve mirasbırakanları lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 28.665,15 m2'lik kısmının mera veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, dava konusu taşınmazın bu kısmının evveliyatından itibaren tarımsal amaçlı tarla olarak kullanıldığı, ham toprak olmadığı, davacının evveli zilyetleri ile birlikte davaya konu taşınmaz kısmının üzerinde malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının davacılar lehine oluştuğu, davalı Hazinenin ise taşınmazın Hazinenin mülkiyetinde olduğu iddiasını ispatlar nitelikte bir delil sunamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 09.10.2018 havale tarihli fen bilirkişi raporunda "A" harfi ile gösterilen 28.665,15 m²'lik alanın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın çekişmeli taşınmazla ilgili vergi kaydı ibraz etmesi, eklemeli zilyetliğe dayanmakta ise önceki zilyetlerden kendisine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılmadığını, taşınmazın 1936 yılından bu yana Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, 3402 sayılı Kanunun 14 üncü ve 46 ncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacılar lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi raporunda A ile gösterilen kısım yönünden kabul kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak davacılar dava konusu taşınmazın tamamına karşı dava açtıklarından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 09.10.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 28.665,15 m²'lik alanın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrarlamıştır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 16 ncı ve 17 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın incelenmesinde; davaya konu 183 ada 1 parsel sayılı 33.951,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit edildiği, tespitin 26.07.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davada davacıların 24.03.2015 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil talep ettikleri anlaşılmıştır.

2. Mahkemece davaya konu taşınmaz üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.

3. Davaya konu taşınmaz bölümünün doğu ve batı komşularının mera, güney komşusunun ham toprak niteliğinde olduğu, kuzeyinde B harfi ile gösterilen kısmın ise ham toprak niteliğinde olduğunun ziraat bilirkişisi raporunda belirtildiği, B harfi ile gösterilen bu kısmın taşınmazın kuzeyinde bulunan şahıs arazileriyle irtibatını kopardığı, yine ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın bazı kısımlarında %8-10 arasında değişen eğimli alanların bulunduğunun belirtildiği, her ne kadar mahalli bilirkişiler davaya konu taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılıp davacıların zilyetliğinde olduğunu beyan etmişler ve ziraat bilirkişisi raporunda da taşınmazın dört tarafının komşu tarlalarla çevrili olduğu ve komşu tarlalarla benzer ve meradan farklı olduğu belirtilmiş ise de yukarıda ortaya koyulan somut veriler karşısında beyanların ve ziraat bilirkişisi raporunun dayanaksız olduğunun anlaşıldığı, yerel bilirkişi beyanlarında taşınmazın ot biçmek dışında kullanıldığına dair herhangi bir ifadenin bulunmadığı, taşınmazın hava fotoğraflarında da keşif tarihi ile aynı durumda göründüğü, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselleri ile ham toprak vasfındaki taşınmazı ayıran herhangi bir sabit sınır veya doğal ayırıcı unsurun dosyada bulunan fotoğraflardan tespit edilemediği, bu durumda temyize konu taşınmaz bölümlerinin komşu ham toprak ve mera parselleriyle bütünlük oluşturduğu ve taşınmazın imar ihya edilerek üzerinde 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilyetlik sürdürüldüğünün kanıtlanamadığı, ot biçme suretiyle taşınmaz üzerindeki kullanımın ekonomik amaca uygun kullanım olarak kabulünün de mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye

Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

- KARŞI OY -

Dava, kadastro öncesine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince (BAM) istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Dairemizin Sayın Çoğunluğunca ise "Davaya konu taşınmaz bölümünün doğu ve batı komşularının mera, güney komşusunun ham toprak niteliğinde olduğu, kuzeyinde B harfi ile gösterilen kısmın ise ham toprak niteliğinde olduğunun ziraat bilirkişisi raporunda belirtildiği, B harfi ile gösterilen bu kısmın taşınmazın kuzeyinde bulunan şahıs arazileriyle irtibatını kopardığı, yine ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın bazı kısımlarında %8-10 arasında değişen eğimli alanların bulunduğunun belirtildiği, her ne kadar mahalli bilirkişiler davaya konu taşınmazın tarımsal amaçlı kullanılıp davacıların zilyetliğinde olduğunu beyan etmişler ve ziraat bilirkişisi raporunda da taşınmazın dört tarafının komşu tarlalarla çevrili olduğu ve komşu tarlalarla benzer ve meradan farklı olduğu belirtilmiş ise de yukarıda ortaya koyulan somut veriler karşısında beyanların ve ziraat bilirkişisi raporunun dayanaksız olduğunun anlaşıldığı, yerel bilirkişi beyanlarında taşınmazın ot biçmek dışında kullanıldığına dair herhangi bir ifadenin bulunmadığı, taşınmazın hava fotoğraflarında da keşif tarihi ile aynı durumda göründüğü, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parselleri ile ham toprak vasfındaki taşınmazı ayıran herhangi bir sabit sınır veya doğal ayırıcı unsurun dosyada bulunan fotoğraflardan tespit edilemediği, bu durumda temyize konu taşınmaz bölümlerinin komşu ham toprak ve mera parselleriyle bütünlük oluşturduğu ve taşınmazın imar ihya edilerek üzerinde 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilyetlik sürdürüldüğünün kanıtlanamadığı, ot biçme suretiyle taşınmaz üzerindeki kullanımın ekonomik amaca uygun kullanım olarak kabulünün de mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

Sayın Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, davanın kesin olarak reddedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Kanaatimizce dosyada hüküm vermeye yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığından ve dosyanın bağlantılı diğer dosyalarla birleştirilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmesi gerekir.

Dava aynı taşınmazlara yönelik 8 ayrı davacı tarafından açılmıştır. Aynı davacılar Dairemizde temyiz incelemesi bulunan 3 ayrı dava dosyasında da aynı kadastro çalışma alanında bulunan komşu taşınmazlara karşı kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı iptal ve tescil davası açmışlardır.

Dosyada yapılan araştırma ve inceleme kapsamında hava fotoğrafları alınmış tespit tarihinden geriye doğru 20 yıllık süreyi aşacak şekilde dava konusu yerde tarımsal faaliyet yapıldığı tespit edilmiştir. Ziraat bilirkişisi raporunda da dava konusu taşınmazın tarıma elverişli olduğu ve mera arazilerinden farklı bitki örtüsü ve toprak yapısına sahip olduğu belirtilmiştir.

Mahalinde dinlenen tüm mahali bilirkişiler ve tanıklar da dava konusu taşınmazın çok uzun yıllar boyunca davacıların ve davacıların miras bırakanları tarafından kullanıldığını ifade etmişlerdir.

Anılan bilirkişi raporları, mahalli bilirkişi beyanları birlikte nazara alındığında ve ot biçme biçimindeki zilyetliğin de ekonomik amaçlı zilyetlik olarak kabul edilmesi gerektiği düşünüldüğünde dava konusu yerin mera olduğunu kesin olarak söyleyebilme imkanının bulunmadığı değerlendirilmektedir. Ancak bu dava ile birlikte Dairemizde temyiz incelemesi bulunan 3 ayrı dava dosyası incelendiğinde bu davadaki 8 ayrı davacı tarafından diğer dosyalarda da toplamda kişi başına düşecek miktarı 100 dönümü geçecek şekilde dava açıldığı, buna rağmen İDM'ce bu talepler birlikte değerlendirilerek bir karar verilmediği, dolayısıyla karar vermeye yeterli sağlıklı bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla bu dosya ile Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E. 2015/232 K. 2019/ 285; E. 2015/250 K.2019/286; E.2015/242 K. 2019/284 sayılı dosyalarının birleştirilerek ve mahalinde yeniden keşif yapılarak davacıların tüm taleplerinin birlikte ele alınıp Kanun'daki sınırlamalar da dikkate alınarak bir karar verilmesini sağlamak üzere araştırma ve inceleme eksikliği nedeniyle kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir. Bu çerçevede yapılacak keşifte daha önce refakate alınan bilirkişilerden farklı olarak seçilecek 3 kişilik ziraat, 3 kişilik jeodezi ve 1 fen bilirkişisi aracılığıyla gerekli tespitler bütüncül bir şekilde yapılmalı, mahalli bilirkişiler de yeniden tespit edilerek beyanları alınmalıdır.

Açıklanan nedenlerle, ilgili dosyaların birleştirilmesini temin etme ve hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılmasını sağlama amacıyla kararın bozulması gerekirken Sayın Çoğunluğun davanın reddedilmesi gerektiği yönündeki bozma kararına iştirak edilememiştir.