"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12/06/2014 tarihli ve 2013/929 Esas, 2014/580 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26/03/2021 tarihli ve 2019/607 Esas, 2021/2871 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davaya dahil olunan ... vekili ile davaya dahil olunan ... vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; hudutlarını dava dilekçesinde belirttikleri tahminen 400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün öncesinde müvekkilinin babasına ait olduğunu, taşınmaz müvekkilinin babası tarafından 1950 yılında imar-ihya edildikten sonra arpa ve buğday ekilmek suretiyle kullanılmaya başlanıldığını, bilahare 1975 yılında babası tarafından bu yerin müvekkiline verildiğini, üzerinde müvekkiline ait ev ve meyve ağaçlarının bulunduğunu ancak taşınmazın 1268 parsel numarasıyla idari yoldan davalı ... adına tescil edildiğini, tescil tarihine kadar zilyetlikle iktisap şartlarının müvekkili lehine gerçekleştiğini ileri sürerek, 1268 parsel sayılı taşınmazın nizalı kısmının tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkil Belediye adına 1986 yılında idari işlemle tescil edildiğini, bu haliyle eldeki davada idari yargı yerinin görevli olduğunu, tapulu taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, kaldı ki davanın zamanaşımına uğradığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davaya dahil olunan ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1986 yılında Belediye adına tescil edildiğini, hal böyle olunca dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalı Belediyenin davayı kabul yetkisinin de bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davaya dahil olunan ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın halihazırda ... adına kayıtlı olduğunu ancak 6360 sayılı Yasa gereğince, devir komisyonlarınca çalışmaların devam ettiğini, taşınmazın müvekkil Belediyeye devredilmesi halinde tekrar beyanda bulunacaklarını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/06/2014 tarihli, 2013/929 Esas, 2014/580 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde herhangi bir zirai muhdesatın bulunmadığı, 1978 tarihli hava fotoğrafında taşınmazın taşlık ve kayalık olarak gözüktüğü, 1956, 1978 ve 1987 tarihli hava fotoğrafları ile 2004 ve 2010 tarihli uydu fotoğraflarından da dava konusu taşınmazda, davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığının anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın tescil tarihinden önce taşlık ve kayalık vasfında olduğu, taşınmaz üzerine ev yapılması veya arazideki eğimin teraslama yapılarak ortadan kaldırılmasının da imar-ihya faaliyeti sayılmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu parselin çok geniş bir sahayı kapsadığını, parsel içerisinde müvekkili dışında bir çok dava dışı kişinin evi ve arazileri bulunduğunu, taşınmaz idari yoldan davalı ... adına tescil edilirken bu hususun göz önünde bulundurulmadığını, bir çok kişinin belediye aleyhine genel mahkemelerde tapu iptali ve tescil istemli davalar açtığını ve bu davaların davacı şahıslar lehine sonuçlandığını, eldeki dava ile birlikte diğer davaların, Atakent Belediye Başkanlığınca belediye meclis kararıyla kabul edildiğini, kaldı ki dava konusu taşınmazda müvekkili lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunu, taşınmazda müvekkilinin mesken olarak kullandığı evi ve müştemilatının bulunduğunu, emlak vergilerinin ödendiğini beyan ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Bozma Kararı
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26/03/2021 tarihli, 2019/607 Esas, 2021/2871 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, davacı lehine, dava konusu taşınmaz bölümünün idari yoldan tapuya tescil edildiği tarihe kadar, 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davalı ... Belde Belediye Başkanlığı her ne kadar 30 Mart 2014 tarihinde mahalleye dönüşmüş ise de, bu tarihten önce 02/01/2014 tarihinde Belediye Meclisince davanın kabul edilmesine dair 2014/5 sayılı kararın alındığı, 6100 sayılı HMK'nın 308. maddesinde açıklanan şekli ile kabul beyanının, davayı sona erdiren taraf işlemi olup kesin hükmün sonuçlarını doğurduğu, ne var ki Mahkemece, davalı ... Belde Belediye Meclisinin söz konusu kararının niteliğinin ve HMK’nın 308. maddesi kapsamında davayı kabul beyanı olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin tartışılmadığı belirtilerek, Mahkemece, davalı ... Meclisinin 02/01/2014 tarihli davanın kabul edilmesine dair 2014/5 sayılı kararının niteliği ve HMK’nın 308. maddesi kapsamında davayı kabul beyanı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.
V. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar:
Yargıtay bozma kararına karşı süresi içerisinde davaya dahil olunan ... vekili ile davaya dahil olunan ... vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri:
2.1. Davaya dahil olunan ... vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; Atakent Belediye Meclisince alınan kararın hukuken yok hükmünde olduğunu, 6360 sayılı Yasa’nın geçici 1. maddesinin 12. fıkrasında, taşınmazlarla ilgili kararların ve borçlanmaların İçişleri Bakanlığının onayına tabi olduğunun belirtildiği, aynı Yasa’nın 36. maddesinde ise İçişleri Bakanlığının onayı ile ilgili 12. fıkranın Yasa'nın yayım tarihi olan 06/12/2012 gününde yürürlüğe girdiğinin belirtildiği, haliyle Atakent Belediye Meclisinin 2014/5 sayılı kararının geçerli bir karar niteliğinde olmadığını beyan ederek, Yargıtay bozma kararının kaldırılarak hükmün onanmasına karar verilmesini istemiştir.
2.2. Davaya dahil olunan ... vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda, davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, kaldı ki Atakent Belediye Meclisinin 2014/5 sayılı kararının yok hükmünde olduğunu, 6360 sayılı Yasa’nın geçici 1. maddesinin 12. fıkrasına göre, tüzel kişiliği kaldırılan belde ve köylerin taşınmazlarının satışı ile vadesi tüzel kişiliğin sona ereceği tarihi aşan borçlanmaların İçişleri Bakanlığının onayına tabi olduğunu, her ne kadar öncesinde taşınmaz ... adına kayıtlı ise de, taşınmazın 6360 sayılı Yasa kapsamında müvekkil belediyeye devredildiğini, bu nedenle mülga Belediye Meclisi tarafından yasaya aykırı şekilde alınan karar ile taşınmazın aynına ilişkin olarak açılan davanın kabulüne karar verilemeyeceğini beyan ederek, Yargıtay bozma kararının kaldırılarak hükmün onanmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
1966 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında, Silifke ilçesi, Kapızlı Mahallesi çalışma alanında bulunan ve dava konusu taşınmaz bölümünü de içine alan taşınmaz, 30/09/1986 tarihinde 1268 parsel numarasıyla idari yoldan ... adına tescil edilmiş, bilahare taşınmaz 30/12/2002 tarihinde hükmen ... adına tescil edilmiştir.
Davacı ...’un murisi olan babası ..., hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği taşınmaz bölümünün, çok geniş bir alanı kapsayan ve 1986 yılında idari yoldan davalı ... adına tescil edilen 1268 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını, oysa dava konusu taşınmaz bölümünü 60 yıldır kullandığını ve taşınmazın davalı ... ile bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, 15/02/1989 tarihinde, Silifke Belediye Başkanlığını hasım göstermek suretiyle tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Silifke Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/231 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 14/12/1989 tarihli, 1989/623 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 1268 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi M. Zafer Turhan tarafından düzenlenen 20/11/1989 tarihli raporda, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1.700,00 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 21/12/1990 tarihinde kesinleşmiş ve kararın infazı sonucunda 1.700,00 metrekare yüzölçümündeki 1489 parsel numaralı arsa vasıflı taşınmaz oluşmuştur. ... adına kayıtlı 1489 parsel sayılı taşınmaz, tapu malikinin vefat etmesi üzerine 05/02/2020 tarihinde, davacı ve dava dışı kardeşleri adına kayden intikal ettirilmiştir.
Dava; imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi;
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi;
“Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Davacı, hudutları dava dilekçesinde belirtilen tahminen 400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün, öncesinde babasına ait olduğunu, taşınmazın babası tarafından 1950 yılında imar-ihya edildikten sonra arpa ve buğday ekilmek suretiyle kullanılmaya başlanıldığını, bilahare babası tarafından taşınmazın 1975 yılında kendisine verildiğini, üzerinde kendisine ait ev ve meyve ağaçlarının bulunduğunu ancak taşınmazın 1268 parsel numarasıyla idari yoldan davalı ... adına tescil edilen taşınmaz içerisinde kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahallinde yapılan keşif sonrası teknik bilirkişiden aldırılan rapor incelendiğinde, dava konusu edilen taşınmazın, rapora ekli krokide (1268-A) harfi ile gösterilen 331,40 metrekarelik taşınmaz bölümü olduğu ancak (1268-A) harfi ile gösterilen bu yerin, 1268 parsel sayılı taşınmaz dahilinde olmayıp, 1268 parsel sayılı taşınmazdan hükmen ifraz edilerek, davacının babası ... adına tescil edilen 1489 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bu nitelikteki davalarda husumetin, tapu kayıt malikine/maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda; dava konusu 1489 parsel sayılı taşınmaz, ...’un vefatı ile birlikte davacı ve dava dışı kardeşleri adına kayden intikal ettirildiği halde dava, taraf sıfatı bulunmayan Atakent Belediye Başkanlığına husumet yöneltilmek suretiyle açılmış, Mahkemece, ... ile ... davaya dahil edilmiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı gerekçelerle bozulduğu anlaşılmakla, davaya dahil olunan ... vekili ile davaya dahil olunan ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26/03/2021 tarih, 2019/607 Esas, 2021/2871 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davaya dahil olunan ... vekili ile davaya dahil olunan ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26/03/2021 tarihli, 2019/607 Esas, 2021/2871 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün az yukarıda belirtilen değişik gerekçe ile BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyenlere iadesine, 21/04/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.