Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1106 E. 2024/948 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, 35 yıldan fazla süredir zilyet olduğunu iddia ettiği ve Hazine adına kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline karar verilmesi talebiyle kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, tapulu taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı hususunda uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Tapulu taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceği ve davaya dahil edilmelerinde davacı tarafın kusuru bulunmayan belediyeler lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

...

...

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak, davanın davalılar Menderes Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yönünden usulden, davalı Hazine yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının çekişmeli 1177 ada 47 parsel sayılı taşınmazı yaklaşık olarak 35 yılı aşkın bir süredir davasız aralıksız malik sıfatıyla zilyet ettiğini, taşınmaz üzerinde uzun yıllardır tarım yapıldığını belirterek tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı olarak açıldığını, tapuya kayıtlı bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün olmadığını, zira dava konusu taşınmazın Hazine adına tapu sicilinde kayıtlı olduğunu; öte yandan, dava dilekçesinde belirtildiği gibi davacının 35 yılı aşan bir kullanımının söz konusu olmadığını, ayrıca davacının 13.03.2013 tarih ve 18870 sayılı ve 22.10.2015 tarih ve 53208 sayılı ecrimisil bedellerini ödeyerek Hazinenin bu taşınmazın sahibi olduğunu kabul ettiğini, başkasına ait olduğu bilinen bir taşınmazın olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap edilmesinin mümkün olmadığını, davacının 01.11.2018 tarihinde yazılı olarak taşınmazı kiralama başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun da davacının dava konusu taşınmazın Hazineye ait olduğunu bildiği ve kabullendiğinin açık bir delili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın mülkiyetinin "Olağanüstü Zamanaşımına” istinaden davacı adına tescilinin talep edebilmesi için dava konusu taşınmazın tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmaz olması veya maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmaz olması gerektiğini, somut olayda çekişmeli taşınmazın tapuda Hazine adına kayıtlı olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki dava yönünden davalı kurumun taraf sıfatının olmadığını, davanın öncelikle husumetten reddi gerektiğini; öte yandan, tapulu bir taşınmazın işgal yolu ile mülkiyetinin kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: davacı tarafın dava tarihinden 35 yıl önce taşınmaza ilk kez zilyet olduğunu iddia ettiği, bu halin kabulünde dahi davacının zilyetliğinin ilk kez 1982 yılında başlayacağı, oysa taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde 1960 yılında hükmen Hazine adına tescil edildiği, buna göre zilyetliğin başladığı iddia edilen tarihte taşınmazın tapulu bir yer olduğu, zilyetlikle kazanabilecek tescil harici bir taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava konusu taşınmazı davasız ve aralıksız 35 yılı aşkın bir süredir zilyet olarak kullandığını, taşınmazda tarım işi ile uğraştığını, bu nedenle taşınmazın Hazine adına tescilinin yerinde olmadığını, Mahkemece tanıklar dinlenmeden, delilleri değerlendirilmeden eksik inceleme sonucunda verilen kararın yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılması suretiyle davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Hazine yönünden açılan davanın esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle Hazine adına kayıtlı olması, Mahkeme ara kararı ile davaya dahil edildikleri anlaşılan Menderes Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının dava konusu taşınmazda pay maliki olmamaları nedeniyle anılan dahili davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, dahili davalıların davaya dahil edilmesinde davacı ve vekilinin bir kusurunun olmaması nedeniyle dahili davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine takdiren yer olmadığına karar vermek gerekirken, dahili davalıları da kapsar şekilde davanın tümden esastan reddine karar verilerek dahili davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak; davanın davalılar Menderes Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yönünden pasif husumet yokluğundan usulden, davalı Hazine yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile dahili davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Dahili davalı ... Belediyesi vekili temyiz dilekçesinde, dahili davalı kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usule aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğinden ibarettir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/1-/(h) bendi, 115 inci maddesi

2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dava konusu ... ada 47 (eski 236) parsel sayılı, 4.754,28 metrekare yüz ölçümlü delicelik vasfındaki taşınmazın, yörede 1956 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında düzenlenen 25.06.1956 tarihli tapulama tutanağı ile 236 parsel numarası altında 4.680 metrekare yüz ölçümlü olarak delicelik vasfı ile Hazine adına tespit edildiği; sonrasında davacı ... ile tespit maliki Hazine arasında görülen tapulama tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, İzmir Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 06.09.1960 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleşen 23.06.1960 tarih, 1957/1147 Esas-1960/379 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının davacı ...'ın annesi ... karısı ...'a ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verildiği, 06.09.1960 tarihli hükmen tescil işlemi ile taşınmazın Hazine adına tescil edildiği, yörede 2014 yılında yapılıp kesinleşen uygulama kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazın 1177 ada 47 parsel numarası ve 4754,28 metrekare yüz ölçümü ile tespit edildiği; tapuda halen davalı Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

2.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, tapulu taşınmazın zilyetlik yoluyla mülkiyetinin devşirilmesinin mümkün olmadığı, öte yandan tapu kayıt maliki olmayan dahili davalıların mahkeme ara kararı nedeniyle davaya dahil edilmiş olmaları ve davaya dahil edilmelerinde davacı tarafın kusuru olmaması nedeniyle dahili davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığının isabetli olduğunun anlaşılmasına göre temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ile dahili davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ile dahili davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden davacı ile dahili davalı ... Belediyesine yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...