"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: DÖRTYOL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan babaları ...’ın adına kayıtlı 991 parsel sayılı taşınmazını 15/03/1996 tarihinde satış göstermek suretiyle davalıya temlik ettiğini, davalının o tarihlerde henüz 20 yaşında olduğunu ve bu taşınmazı alacak gelirinin bulunmadığını, yapılan muvazaalı işlem nedeniyle mirastan mahrum kaldıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ...’ın tüm mirasçıları adlarına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, murisin savurgan biri olup, kumar borçları ve diğer borçlarının olduğunu, kendisinin ise o tarihlerde düğün ve toplantılarda müzik aleti çalarak ve şarkıcılık yaparak oldukça iyi bir gelir elde ettiğini, murisin borçları nedeniyle taşınmazı satma ihtiyacı olduğunu, satışın gerçekleştiği 1996 yılında dava konusu taşınmazın imar planı ve belediye alanı dışında değersiz bir mülk iken, dava tarihinde değerlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının ve tereke temsilcisinin istinafı üzerine, Adana Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar Dairece; “…Somut olaya gelince; dosya içeriği ve toplanan deliller itibariyle, davalının temlik tarihinde 20 yaşında olduğu, askerden yeni döndüğü, düzenli bir gelirinin bulunmadığı ve çekişme konusu taşınmazı alacak gücünün olmadığı, murisin de malvarlığının tamamını devrettiği hususları göz önüne alındığında ve hayatın olağan akışı ile dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınması gerektiği ve davalıya yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gererkirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuş, İlk Derece Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulünün doğru olduğu ancak davacının miras payı oranında iptal-tescile karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın kabulü ile pay oranında tapu iptali ve tescile hükmedilmiştir.
Karar, tereke temsilcisi ve duruşma istekli olarak davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 23/05/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile diğer temiz eden davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-K A R A R-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen 18.01.2018 tarihli kararın davacı vekili ve tereke temsilcisi tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen 29.05.2018 tarihli karar davacı vekili ve tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmiş; Dairenin 07.10.2020 tarihli ve 2018/3943 Esas 2020/4832 Karar sayılı kararı ile, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesince, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın kabulüne dair verilen 03.03.2021 tarihli kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davanın kabulünün doğru olduğu ancak, davacının miras payı oranında iptal-tescile karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen 21.06.2021 tarihli karar, tereke temsilcisi ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/4. maddesinde, "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği taktirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; Dairenin bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davanın kabulüne dair verilen kararda yasa yolunun HMK’nın 373/4. maddesi uyarınca temyiz olarak gösterilmesi gerekirken, hatalı şekilde istinaf olarak gösterilmiş olmasının Bölge Adliye Mahkemesine inceleme yetkisi vermeyeceği açıktır.
Hal böyle olunca; Dairenin bozma kararına uyularak İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun şekilde verilen kararın tekrar istinaf yolu ile incelenmesi suretiyle verilen ve yok hükmünde olan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21.06.2021 tarihli ve 2021/760 Esas 2021/855 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Dairenin bozma kararına uyularak İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 03.03.2021 tarihli karara karşı tereke temsilcisi ve davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak KABULÜNE,
Dosya içeriğine, toplanan delillere ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiş olmasına göre tereke temsilcisinin ve davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.03.2021 tarihli ve 2021/4 Esas 2021/72 Karar sayılı kararının ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 11.885,94 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan ve tereke temsilcisinden ayrı ayrı alınmasına, 23/05/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.