Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1152 E. 2022/3726 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydında isim tashihi istemiyle açılan davanın, daha önce aynı taraflar arasında görülüp usulden reddedilen dava nedeniyle kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Usulden reddedilen ilk davanın konusunun, tapu müdürlüğüne başvuru yapılmadan dava açılması nedeniyle usule ilişkin olması ve bu kararın esas hakkında bir karar verme niteliği taşımaması gözetilerek, ilk davanın kesin hüküm oluşturmayacağı ve ikinci davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasında görülen tapuda isim tashihi davasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;

I. DAVA

Davacı, 27 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan babası ... ...'e ait olduğunu, ancak tapuda ... ... olarak yazılı olduğunu, doğru soyadının ... olduğunu ileri sürerek, tapu kaydında baba adının ... ... olarak tashihini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının Batman Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 2013/874 Esas sayılı dosyası ile tarafları dava konusu ve nedeni aynı olan davasının bulunduğunu belirterek, derdestlik nedeniyle davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06/10/2015 tarihli ve 2014/865 E., 2015/964 K. sayılı kararıyla; davacının daha önceden mahkemenin 2013/874 esasında açmış olduğu tarafları, konusu ve nedeni aynı olan dava ile ilgili olarak 16/07/2014 tarihinde usulden ret kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, davacı tarafından açılan 2013/874 Esas sayılı davada tapu müdürlüğüne başvuru şartı yerine getirilmediği için usulden ret kararı verildiğini, tapu müdürlüğüne başvuru yapıldığını ve olumsuz cevap verilmesi üzerine eldeki davanın açıldığını, mahkemece bu husus gözden kaçırılarak davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Kesin hüküm adli gerçeği ifade eder. Kesin hükümle amaçlanan ise; aynı kişiler arasında, aynı dava konusu uyuşmazlık hakkında mahkemelerin sınırsız şekilde meşgul edilmesini engellemektir. Bu şekilde hem kişiler, hem de devlet için hukuki güvenlik sağlamaktır.

3.2.2. HMK'nın 303. maddesine göre kesin hüküm hakkında; "1- Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. 2- Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder,..." şeklindeki düzenlemeyle, şekli anlamda kesinlik (yani o hükme karşı artık başvurulabilecek bir olağan kanun yolunun kalmaması ya da baştan beri hiç olmaması), maddi anlamda kesinliğin ön şartı olarak kabul edilmiştir. Maddenin devamında ise; bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesini, her iki davanın da taraflarının, dava sebeplerinin ve son olarak dava konularının aynı olması şeklinde belirlenen üç şarta bağlamıştır. Kesin hüküm, öncelikle hükmü veren mahkeme de dahil olmak üzere bütün mahkemeleri bağlar. Bir hüküm maddi anlamda kesinleştikten ve hangi tarafın ne yönde haklı olduğu tespiti yapıldıktan sonra artık tüm mahkemeler, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak, aynı dava konusu hakkında verilmiş bulunan kesin hüküm ile bağlıdırlar. Bunun sonucunda; aynı dava yeniden incelenemeyeceği (kesin hüküm itirazı) gibi, aynı konuya ilişkin yeni dava, önceki davada verilmiş olan kesin hüküm ile bağlıdır (kesin delil). Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2014 tarihli ve 2014/17-1656 E., 2014/1099 K. ve 04.12.2013 tarihli ve 2013/20-300 E., 2013/1629 K. sayılı kararları ile de benimsenmiştir.

3.3. Değerlendirme

Bu açıklamalar ışığında, hükme dayanak yapılan ve taraflar arasında kesin hüküm kabul edilen Batman Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/874 Esas, 2014/721 Karar sayılı dava dosyasının bu dosya arasına alınan onaylı örneğinin incelenmesinde; davacısının iş bu dosyada davacı olan ..., davalısının Tapu Müdürlüğü, dava konusunun ise 27 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında davacının mirasbırakanının kimlik bilgilerinin yanlış yazılmış olması nedeniyle nüfusa uygun olarak düzeltilmesi istemli olduğu, davacının tapu sicil tüzüğü gereği dava açmadan önce tapu müdürlüğüne başvuru zorunluluğunu yerine getirmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın davalı tarafça temyiz edildiği, 11/11/2014 tarihli, 2014/19464 Esas, 2014/17340 Karar sayılı karar ile Dairece “… davalı hakkında vekalet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir:” gerekçesiyle kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 25/02/2015 tarihli, 2015/110 Esas, 2015/245 Karar sayılı karar ile tapu kaydında düzeltim talebi yönünden verilen kararın temyiz edilmemiş olması nedeniyle bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği, dosyada kararın kesinleşmesine ilişkin bilgi yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tarafları ve dava konusu aynı ise de usulden reddedilen ilk davanın ikinci dava için kesin hüküm oluşturmayacağında kuşku yoktur.

Hal böyle olunca, tarafların gösterdikleri deliller toplandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile (kesin hüküm) dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene verilmesine, 09/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.