Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1237 E. 2022/4695 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz temliklerinin muvazaalı olup olmadığı ve mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın davacıların babası ile yaptığı ve davacıların miras paylarını aldığını kabul ettiği sözleşmenin, davacıların açtığı muvazaa davası ile bağdaşmadığı ve mirasbırakanın mal kaçırma kastı bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - ecrimisil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne, ecrimisile yönelik talep bakımından bozma konusu yapılmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacıların fazlaya yönelik haklarının saklı tutulmasına ilişkin verilen karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan dedeleri ...'in 9 parsel sayılı taşınmazdaki 366/2400 payını davalı kızı...’e, 863 parsel sayılı taşınmazını da...’in eşi olan davalı ...’ya temlik ettiğini, işlemlerin mal kaçırma amacıyla yapıldığını, babaları ...’in ölene kadar mirasbırakan ... ile birlikte dava konusu taşınmazda yaşadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, işlemlerin gerçek satış olduğunu, davacıların babası ...'in borçlarından dolayı kök muris ...'in oğluna kefil olduğunu ve her ikisi hakkında da icra takibi yapıldığını, ...’ın da davacıların babasının borçlarını ödeyebilmek için mallarının bir kısmını satmak zorunda kaldığını, ...'nin kendisine intikal edecek olan miras paylarını aldığını ve davadan feragat sözleşmesi düzenleyip kendilerine verdiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10/06/2013 tarihli ve 2012/164 E., 2013/370 K. sayılı kararıyla; satış işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

IV BİRİNCİ TEMYİZ

1. Mahkemenin yukarıdaki kararı, Dairenin 28/01/2014 tarihli ve 2013/16549 E., 2014/1242 K. sayılı ilamıyla; “... yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde araştırma yapılarak, mirasbırakanın taraflarla olan beşeri ilişkisi ve başka mal varlığı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, taraflarca belirtilen icra dosyaları getirtilip inceleme konusu yapılması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın gerçek iradesinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan; davada ecrimisil istenildiği halde Mahkemece bu istek bakımından bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir. Ne var ki bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.

2. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 15/03/2019 tarihli ve 2014/658 E., 2019/149 K. sayılı kararla, dava konusu devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.

V. İKİNCİ TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 02/11/2020 tarihli ve 2019/3559 E., 2020/5565 K. sayılı ilamıyla; “... Hal böyle olunca, Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri uyarınca harcın tamamlattırılması, harcın tamamlanması halinde ise dosya kapsamındaki delillerle işin esasının değerlendirilmesi ile hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 12/11/2021 tarihli ve 2021/62 E, 2021/779 K. sayılı kararıyla; tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne, ecrimisile yönelik talep bakımından bozma konusu yapılmadığından bu konuda herhangi bir hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacıların fazlaya yönelik haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.

VI. ÜÇÜNCÜ TEMYİZ

1. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davacıların dedeleri olan ... arasında yapılan satış ve devir işleminin gerçek olduğunu, bu satışın nedeninin davacıların babası olan ...’in borçları olduğunu, muris ...’ın, oğlu ...’nin borçlarını ödemek amacıyla taşınmazları sattığını, taşınmazların borçlar sebebiyle icra takibi nedeniyle satılması halinde taşınmazların değerinin çok altında bir fiyatla alıcı bulacağının bilinen bir gerçek olduğunu, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil- ecrimisil istemlerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1927 doğumlu mirasbırakan ...’in 22.01.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak 23.12.2011 tarihinde ölen oğlu ...’den olma davacı torunları Gül ve ... ile davalı kızı...’in kaldıkları, diğer davalı ...’nın ise...’in eşi olduğu, murisin adına kayıtlı 863 parsel (yeni 20466 ada 34 parsel) sayılı taşınmazını 19.01.2010 tarihli satış işlemi ile davalı damadı Mustafa’ya, 9 parsel (yeni 20429 ada 5 parsel) sayılı taşınmazdaki 366/2400 payını ise 20.03.2006 tarihli satış işlemi ile davalı kızı...’e temlik ettiği, dosya kapsamında yer alan Antalya 6.Noterliğinin 10.02.2010 tarih ve 2726 yevmiye numaralı noter muamelesinde, davacıların murisi ...’in; “ Antalya merkez Çakırlar köyü 9 parselde kayıtlı taşınmazdaki hisse ile Çakırlar köyü 863 parselde kayıtlı arsa ve evin babam ... tarafından ablam ... ve eşi ...’ye satışından dolayı dava hakkımdan feragat ediyorum, zira satışlar nedeniyle babamın vefatı halinde bana intikal edecek olan miras payını babamdan aldım” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.

3.3.2. Somut olayda, dairenin 28.01.2014 tarihli ilk bozma ilamında bahsi geçen 10.02.2010 tarihli sözleşme davadan feragat sözleşmesi olarak nitelendirilmemiş ise de, söz konusu sözleşme gereğince davacıların babasının muristen haklarını aldığına ve murisin mal kaçırma iradesinin bulunmadığına ilişkin hususların davacıların babası ...’nin de kabulünde bulunduğu, diğer yandan, böyle bir sözleşme ile hakkını aldığını belirten kişinin mirasçılarının dava açmasının Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi ile bağdaşmayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.