"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...'nın 281 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payının tamamını satış göstermek suretiyle kızı olan davalı ...'ye devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasçıların payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazın dava dışı ... tarafından davacı kardeşi ve kendisine bağışlandığını, davacının kadastro çalışmaları sırasında 1/2 payını kendi adına tescil ettirdiğini, 1/2 payın ise mirasbırakan babasının rızası olmadan evlendiğinden babası üzerinde kaldığını, ilişkileri düzelince taşınmazdaki emanet payın mirasbırakan tarafından kendisine devredildiğini, davacının henüz 20 yaşında iken adına tescil edilen 1/2 payı alacak gücü bulunmadığını, mirasbırakanın denkleştirme amacıyla hareket ettiğini, ayrıca mirasbırakanın bütün ihtiyaçları ile ilgilendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın mirastan mal kaçırma kastıyla değil, mirasçılar arasında denkleştirme yapma amacıyla davalıya devredildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili; mirasbırakanın bakım gerektiren sürekli bir hastalığının bulunmadığını, davalının ahlaki görevi dahilinde mirasbırakana baktığını, davalının bakım savunmasının da bulunmadığını, temlikin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, tanık ... ... hakkında yalan tanıklıktan Datça Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, davalının satış bedeli de ödemediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/05/2018 tarihli, 2018/623 E. 2018/843 K. sayılı kararıyla; temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca hüküm ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 12/10/2020 tarihli ve 2018/4165 E. 2020/4998 K. sayılı ilamı ile ‘‘...Somut olaya gelince; mirasbırakanın davaya konu taşınmazı tanık olarak dinlenen ...'dan satın aldığı, bu tarihte davacı ...'ın henüz 21 yaşında olduğu, herhangi bir geliri olduğuna ilişkin delili bulunmadığı, mirasbırakanın bu sırada davalı kızı ile arasının açık olması sebebiyle taşınmazın yarısını davacı oğlu adına diğer yarısını ise kendi adına tescil ettirdiği, sonradan davalı kızı ile arasının düzelmesi üzerine adına kayıtlı payı kızına bu suretle temlik ettiği, mirasbırakanın davacı oğlundan mal kaçırma amacı bulunmayıp, amacının çocukları arasında denge kurmak olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/02/2021 tarihli ve 2020/1929 E., 2021/131 K. sayılı kararıyla; önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili; direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla değil denkleştirme ve paylaştırma amacıyla hareket ettiğini, Yerel Mahkeme kararının doğru olduğunu, dinlenen tüm tanıklar ve özellikle tanık ...'un mirasbırakanın çocukları arasında denkleştirme gayesi ile hareket ettiğini açıkça beyan ettiğini, mirasbırakanın dava konusu taşınmazın ½ payını da davacıya verdiğini, davacının taşınmazın ½ payını edindiği tarihte henüz 20 yaşında olup maddi gücünün bulunmadığını, mirasbırakanın tek amacının çocukları arasında adaleti sağlamak olduğunu, davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
6.3. Değerlendirme
Somut olayda, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı tanık olarak dinlenen ...'dan satın aldığı, bu tarihte davacı ...'ın henüz 21 yaşında olduğu, herhangi bir geliri olduğuna ilişkin delili bulunmadığı, mirasbırakanın bu sırada davalı kızı ile arasının açık olması sebebiyle taşınmazın yarısını davacı oğlu adına diğer yarısını ise kendi adına tescil ettirdiği, daha sonra davalı kızı ile arasının düzelmesi üzerine adına kayıtlı payı kızına temlik ettiği, mirasbırakanın davacı oğlundan mal kaçırma amacı bulunmayıp, amacının çocukları arasında denge kurmak olduğu sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 07/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.