"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10/09/2021 tarihli 2021/47 Esas 2021/51 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan ...’a ait ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların davalılara muvazaalı olarak devredildiğini, halen onlar adına kayıtlı olduğunu, daha önce mirasbırakan adına iptal ve tescil istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesine 2013/37 Esas numarası ile açtıkları davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, terekeye temsilci atanması suretiyle usuli eksikliğin giderildiğini, muris muvazaası iddiasının kanıtlandığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın 1970’li yılların başında davacı oğluna bir kısım taşınmazları bedelsiz verdiğini, davacının yurt dışında olması nedeniyle taşınmazların davacının eşi ... adına tescil edildiğini, paylaştırmayı sağlamak amacıyla da bir kısım taşınmazların kendilerine devredildiğini, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla değil paylaştırma amacıyla hareket ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, iddianın ispatlandığı, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 14/01/2021 tarihli 2016/15491 Esas 2021/171 Karar sayılı kararıyla; “...Eldeki dava, taraflarca getirilme ilkesine tabi olup, davanın niteliği gereği ispat yükü de davacı tarafa aittir. Somut olayda, davacı taraf iddialarını ispat için daha önce aynı nedenle açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/37 Esas sayılı dava dosyasına dayanmış, başka herhangi bir delil de bildirmemiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, daha önce açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/37 Esas sayılı dosyasında davalıların davayı kabul etmedikleri, iki davalının devirlerin bedelsiz yapıldığını beyan ettikleri, eldeki davada ise tüm davalıların, mirasbırakanın davacı oğlu Kemal’e de yer vermek için eşi ...’ya da bedelsiz devirler yaptığını savundukları görülmüştür. Bu aşamada önemle belirtmek gerekir ki, muris muvazaasının dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket etmesi ve temlikin bu amaçla yapıldığının ispat edilmesi gerekmektedir. Oysa, davacı taraf sadece davalıların çekişmeli taşınmazlardaki payları bedelsiz devir almalarına tutunmakla yetinmiştir. Ne var ki, muris muvazaasına dayalı davalarda bedelsiz devir yapılması tek başına mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini göstermez. Bu nedenle davacı taraf, eldeki davada iddialarını usulünce kanıtlayamamıştır. Öte yandan, taraflarca getirilme ilkesinin geçerli olduğu bu davada, mahalli bilirkişi beyanlarının davanın kabulüne dayanak yapılması da olanaksızdır. Hal böyle olunca, iddiaların kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de, tapu sicilinin tutulmasında "doğru sicil oluşturma" ilkesine aykırı biçimde ifraz işlemiyle kaydı kapanan ... parsel sayılı taşınmaz üzerinden hüküm kurulmuş olması da hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 10/09/2021 tarihli ve 2021/47 Esas 2021/51 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde özetle; dava konusu taşınmazların bedelsiz olarak davalılara devredildiğini, mirasbırakanın taşınmazları satmasını gerektirir bir durumunun olmadığını, yargılama aşamasında dinlenen tanıkların da bu durumu doğruladığını, temliklerin muvazaalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.3. Değerlendirme
Kararın (IV./2.) no.lu paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, (IV./3.) no.lu paragrafta belirtilen kararın verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; tereke temsilcisi vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının tereke temsilcisinden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.