Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1442 E. 2022/3801 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını davalıya yaptığı temlikin ehliyetsizlik ve muvazaa nedeniyle iptali istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın tek mirasçısı olan davacıdan mal kaçırma amacıyla, taşınmazın gerçek değerinin çok altında bir bedelle davalıya devredildiğinin anlaşılması ve mirasbırakanın bu işlemi yapması için makul bir sebebinin bulunmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : AMASYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi ...’ın 75 ada 31 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını (imar uygulaması ile 1907 ada 6 ve 1927 ada 1 parsel) davalı yeğenine satış suretiyle temlik ettiğini, temlik tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olmadığını, aynı zamanda temlikin davalının hilesi ile yapıldığını ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakana herhangi bir satış bedeli ödemediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmazda 11 paydaşın bulunduğunu, mirasbırakanın daha önce taşınmazı satılığa çıkarmasına rağmen bu nedenle satamadığını, taşınmazı mirasbırakandan 65.000,00 TL ve tapu masraflarını ödeyerek satın aldığını, mirasbırakanın satış bedelinin 40.000,00 TL'si ile altın aldığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, temlik tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, muvazaa iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafça istinafı üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davanın 15.000,00 TL değer gösterilerek açıldığı, yargılama sırasında keşif yapılarak dava konusu edilen taşınmaz pay değerinin bilirkişi raporu ile belirlenmesine rağmen dava değeri üzerinden harcın tamamlanması gerekirken, harç tamamlanmadan sonuca gidilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; gönderme kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince, eksik harç tamamlattırılarak aynı gerekçelerle davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulmuştur.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri Özetle

Temlikin muvazaalı olarak, davacıdan mal kaçırma kastı ile yapıldığını, satış bedelinin mirasbırakana ödenmediğini, taşınmazın temlik tarihindeki değerinin 585.277,71 TL olarak belirlenmesine rağmen, davalının taşınmazı 65.000 TL'ye aldığını ve bir kısım satış bedeli karşılığı olarak mirasbırakana altın aldığını beyan ettiğini, anılan altınların mirasbırakanın terekesinde çıkmadığını, davalı tarafça da satış bedelin ödendiği ve bu bedel ile altın alındığının ispat edilemediğini, davacının eşinin rahatsızlığı nedeni ile il dışında olması fırsat bilinerek, davacıdan mal kaçırmak amacıyla, taşınmazın değerinden çok düşük bedele davalıya devredildiğini, mirasbırakanın temlik tarihinde oturduğu evi ve emekli maaşı olup, maddi olarak paraya ihtiyacı olmadığı gibi, temlik tarihinde 81 yaşında olan mirasbırakanın taşınmazı satması için makul bir sebep de olmadığını, davacının, mirasbırakan ile her zaman ilgilendiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20/01/2022 tarihli ve 2022/52 Esas, 2022/124 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri Özetle

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. TMK'nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. Bu ilke 11.06.1941 tarihli ve 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da aynen benimsenmiştir.

Ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Dairesinden rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen TMK'nın 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.

3.2.2. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; “Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706, Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1936 doğumlu mirasbırakan ...’ın 15/04/2018 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak 2005 yılında evlat edindiği davacı ...’u bıraktığı, mirasbırakanın 75 ada 31 parsel 1.178,00 m2 miktarlı mevye bahçesi vasıflı taşınmazdaki 448/912 payının tamamını 17.08.2017 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği,29.01.2018 tarihinde taşınmazda yapılan imar uygulaması işlemi neticesinde oluşan dava konusu 1907 ada 6 parsel sayılı taşınmazda 513737/1764606 pay ile 1927 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 23492/6531573 payın davalı adına tescil edildiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun raporuna göre, mirasbırakan ...’ın 17.08.2017 işlem tarihinde hukuki ehliyeti haiz olduğunun belirtildiği, davalının mirasbırakanın akrabası olduğu anlaşılmaktadır.

3.3.2. Hemen belirtmek gerekir ki, mirasbırakanın devir tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu saptanmak suretiyle ehliyetsizlik iddiası yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.

3.3.3. Davacı vekilinin muvazaa iddialarına gelince; somut olayda davacının mirasbırakanın evlatlığı olduğu, mirasbırakanın başka mirasçısı bulunmadığı, temlik tarihine yakın dönemde davacının eşinin rahatsızlığı nedeni ile mirasbırakan ile ilgilenemediği ve bu dönemde görüşemedikleri, davalının ise mirasbırakanın yakını olup, son zamanlarında mirasbırakanla ilgilendiği, bilirkişi raporu gereğince temlik tarihi itibari ile 505.960,00 TL değerinde olan taşınmazı, davalının 65.000,00 TL'ye aldığını ve satış bedelini nakit ödediğini beyan ettiği, dinlenen davacı tanıklarının davalının mirasbırakana satış bedeli ödemediğini belirttikleri,davalı tanıklarının ise, davalıdan taşınmazı 65.000,00 TL’ye aldığını duyduklarını beyan ettikleri,mirasbırakanın kıymetli tek taşınmazını satması için makul bir sebebinin bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde temlikin mirasbırakanın tek mirasçısı olan davacı evlatlığından mal kaçırma amacıyla yapıldığı sonucuna varılmaktadır.

3.3.4. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 Sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Amasya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.