"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/237 E., 2020/1177 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/ Kabul-Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/341 E., 2018/319 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; 102 ada 72 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, bölgede yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları sırasında ölçüm ve düzenleme hatası yapılması sebebiyle taşınmazın sınırlarının yanlış hatlardan geçirildiğini, sonucu itibariyle sınırların kaydırıldığını ileri sürerek taşınmazın sınırlarının arz üzerinde bulunan ev, ahır ve samanlığı da içerisine alacak şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili tarafından davaya cevap verilmemiş; davalı vekili duruşmalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... Belediye Başkanlığı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Erzurum Kadastro Mahkemesinin 2014/90 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında 01.06.2015 tarihli duruşmada, 102 ada 3 ve 71 parsel sayılı taşınmazların 13.05.2015 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerine ilişkin olarak açılan davanın eldeki davadan tefrikine karar verilerek yargılamaya devam olunmuş; Mahkemenin 01.06.2015 tarihli, 2014/90 Esas, 2015/87 Karar sayılı kararıyla, uygulama kadastrosu çalışmasının usulüne uygun şekilde yapıldığı, uygulama kadastrosu çalışması ile tesis kadastrosu çalışması sonucu hesaplanan alan farkının tesis kadastrosu sırasında alan hesaplanmasında kullanılan planimetre aletinden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu 102 ada 72 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
Tefrik kararı üzerine, Erzurum Kadastro Mahkemesinin 01.06.2015 tarihli, 2015/31 Esas, 2015/88 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte davacı tarafından 102 ada 3 ve 71 parsel sayılı taşınmazların 13.05.2015 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerine ilişkin olarak talepte bulunulduğu, dosya kapsamına göre talebin uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkin olmayıp mülkiyet hakkına dayalı olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine, görevli mahkemenin Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; hüküm temyiz edilmeksizin 01.07.2015 tarihinde kesinleşmiştir.
Görevsizlik kararı üzerine, Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.09.2018 tarihli, 2015/341 Esas, 2018/319 Karar sayılı kararıyla; davacının 102 ada 3 ve 71 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak dava açtığı, 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazın mera vasfında olduğu, 102 ada 71 parsel sayılı taşınmazın ise bazı cepheleri çayır vasfında olsa dahi kadastro tespiti sırasında mera olarak sınırlandırıldığı, taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyecek yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların mera vasfında olmadığını, keşif sonrası ziraat mühendisi bilirkişiden aldırılan raporda da 102 ada 71 parsel sayılı taşınmazın çayır vasfında olduğunun belirtildiğini, bir yerin kadastro tespiti sırasında mera vasfıyla sınırlandırılmış olmasının o yerin gerçekte mera olduğunu göstermeyeceğini, dosya kapsamına göre davasını kanıtladığını ileri sürerek istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 1978 yılında, 102 ada 71 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin ise hükmen 1997 yılında kesinleştiği, tesis kadastrosu tespitinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşürücü sürenin dava şartı olup Mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği belirtilerek davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Pasinler Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/341 Esas, 2018/319 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın uygulama kadastrosu tespitinden sonra süresi içerisinde açıldığını, eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tesis kadastrosu öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1. Tesis kadastrosu çalışmaları sonucunda Erzurum ili, Pasinler ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 786 parsel sayılı 1.600.000,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kadimden beri köy halkı tarafından orta malı olarak kullanıldığı gerekçesiyle mera vasfıyla sınırlandırılarak 28.09.1978 tarihinde özel siciline yazılmış; taşınmaz 2014 yılında yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları sonucunda 102 ada 3 parsel numarasıyla ve 1.281.878,60 metrekare yüz ölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
Aynı çalışma alanında bulunan 787 parsel sayılı 850.000,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kadimden beri köy halkı tarafından orta malı olarak kullanıldığı gerekçesiyle mera vasfıyla sınırlandırılarak 06.07.1999 tarihinde hükmen özel siciline yazılmış; taşınmazın 02.02.2007 tarihinde ifrazıyla oluşan 1010 parsel sayılı 50.530,77 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, 2014 yılında yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları sonucunda 102 ada 71 parsel numarasıyla ve 1.213.508,25 metrekare yüz ölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava tesis kadastrosu öncesi nedene dayalı olarak açılmış olup dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 28.09.1978 ve 06.07.1999 tarihlerinden davanın açıldığı 09.05.2014 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.