"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1412 E., 2021/1537 K.
DAVA TARİHİ : 26.08.2021
HÜKÜM/KARAR : Davanın reddi / İstinaf isteğinin reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/261 E., 2021/335 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmemiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I .DAVA
Davacı ... vekili, davacı ile davalının kardeş olduklarını, mirasbırakanları Hasan Ekici'nin 29.04.1992 tarihinde öldüğünü, 167 ada 47, 46, 481 ada 3 parsel sayılı taşınmazların taraflara mirasbırakanlarından kaldığını ancak davalının, davacının kadastro tespiti sırasında köyde olmamasından yararlanarak anılan taşınmazları adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının düzeltilerek davalı ile davacı adına elbirliği mülkiyeti ile tescil edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının 06.06.2008 tarihinde kesinleştiği, davanın 26.08.2021 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hak düşürücü sürenin mülkiyet hakkını ihlal ettiği için somut norm denetimi yoluyla anayasa aykırılık iddialarının bulunduğunu, olağan veya olağanüstü zamanaşımı süreleri ayrımında bile mülkiyetin kazanılmasının farklı ve daha uzun sürelere tabi tutulmuşken kadastro gibi birçok sorunun çıktığı bir alanda tek bir zaman düzenlenmesinin ve bunun hak düşürücü nitelikte olmasının hatalı olduğunu, ayrıca yanlış kayda sebebiyet veren tarafın iradesinin hiç önemsenmemesinin ... Medeni Kanun'da yer alan dürüstlük kuralıyla da çeliştiğinin, hileli davranışlar ile kadastro kayıtlarında işlemler yaptıran davalının bu davranışına hukukun üstünlük tanımasının mülkiyet hakkının ihlali anlamına geldiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin özellikle süre açısından Anayasa'ya aykırılığının somut norm denetimi yoluyla iptalinin sağlanması adına konunun Anayasa Mahkemesi'ne taşınmasına iptaline ve istinaf talebinin kabul edilerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11 inci maddesine göre yapılan 30 günlük askı ilan süresi sonunda 06.06.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 26.08.2021 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği tarihler arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği, anılan Yasa maddesinin Anayasa'ya aykırılığının Anayasa Mahkemesinin 08.10.1991 günlü ve 1991/9 Esas-36 Karar sayılı kararında tartışılıp Anayasa’ya aykırılık iddiasının reddedildiği, tasfiye kanunu olan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1 inci maddesinde öngörülen amacı doğrultusunda güvenilebilir ve mülkiyet hakkına güvence sağlayan tapu sicilini oluşturma yönünden yapılabilecek özel düzenlemelerin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 35 ve 36 ncı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkı ile hak arama hürriyetine aykırılık olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itirazlarını ve taleplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12 inci maddesinin 3 üncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Somut olayda, Kastamonu İli, Doğanyurt ilçesi, Düzağaç mahallesinde bulunan 167 ada 46, 47 ve 481 ada 3 parsel sayılı taşınmazların senetsizden davalı adına tespit edildiği, kadastro tespit tutanaklarının 06.06.2008 tarihinde kesinleştiği, 06.06.2008 tarihi ile davanın açıldığı 26.08.2021 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.