Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1561 E. 2022/5713 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescili istemine ilişkin davada, davalıların iyiniyetli olup olmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kayıtlarına iyiniyetle dayanarak mülkiyet kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı, ancak yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayanamayacağı gözetilerek, davalıların kötü niyetli oldukları gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, bir davalı hakkında ise iyiniyetli olduğunun tespiti nedeniyle davanın reddine ve davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi yanlışlığının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK

MAHKEMESİ: KAYSERİ 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

Gerekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı dava dilekçesinde, 29 parsel sayılı taşınmazın 412/1069, 64 parsel sayılı taşınmazın 1454/15541, 67 parsel sayılı taşınmazın 1471/12982 payının kadastro çalışmaları ile ... oğlu ... adına tescil edildiğini, sahte nüfus cüzdanı düzenleyen ... kızı ... ’ın vekilinin açtığı Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/8 Esas sayılı davası ile tapu kayıtlarındaki ...’ın soyadını Düman olarak tahsisine karar verildiğini, Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/2421 Esas sayılı veraset ilamı uyarınca da taşınmazlardan ... payının tek mirasçı olarak görünen ...’ya intikal ettirildiğini, ...’nın dava konusu taşınmazlardaki paylarını birer hafta ara ile ..., ...’e ve Gülsevim Taşoluk’a temlik ettiğini, bu konuda suç duyurusunda da bulunulduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile taşınmazların ... oğlu ... adına tesciline ve tapu kaydının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

Birleştirilen davada davacı dava dilekçesinde, asıl davadaki gerekçelerle, Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/814 Esas sayılı veraset ilamı ile dava konusu taşınmazların maliki olan ... oğlu ...’ın mirasının TMK’nin 501 inci maddesi uyarınca Hazine’ye geçeceğine karar verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., 64 parsel sayılı taşınmazın 350/15541 payını diğer davalı ...’den protokol ile aldığını, dava dilekçelerinde bahsedilen olayları bilmediğini, saygın bir iş adamı olduğunu, Kayseri’de inşaat işleri ile uğraştığını, iyi niyetli olduğunu, farklı zamanlarda belediyeler ile anlaşma yaparak arsa temizlemesi yaptığını, dava konusu taşınmazın da belediyeye arsa anlaşması gereği devredileceği zaman taşınmazdaki tedbir ile olaydan haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., iyi niyetli olduğunu, tapuya güvenerek taşınmazı edindiğini, bu çetenin kendisini de mağdur ettiğini, onlardan aldığı 29 parsel sayılı taşınmazı çetenin sahte vekaletnameler ile haberi olmadan başkasına sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., taşınmazı 5 inci el olarak edindiğini, ilk tescilde yapılan sahteciliği bilmesinin mümkün olmadığını, 50 yıldır faaliyet gösteren bir pastanenin ortaklarından olduğunu ve dürüst biri olarak tanındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III.    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı ..., davalı ...davalı ... ve davacı istinaf başvurusunda bulunmuş, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından kayıt maliklerinin iyi niyetlerinin araştırılmadığı, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davalılar hakkında ayrı ayrı yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediği, ilk kayıt maliki ... oğlu ...’ın mirasçısı sıfatındaki Hazine’ye davanın ihbar edilmediği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş, kaldırma kararı sonrasında birleştirilen dava eldeki dava ile birleştirilmiş ve yapılan yargılama sonucunda Mahkemece kayıt maliklerinin kötü niyetli olduklarına dair delil bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde asıl ve birleştirilen davada davacılar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2.İstinaf Nedenleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar istinaf dilekçelerinde özetle, verilen kararın yerinde olmadığını, dava konusu taşınmazların birer hafta arayla satılmış olup davalıların iyiniyetli olduklarını iddia etseler de satış işlemini yapan kişinin tasarruf yetkisi olup olmadığını ve taşınmazlar üzerinde usulsüz işlem yaptıklarını ve tapuda intikal yaptığını bilmeseler de davaya konu işlemin geçerlilik unsuru taşıyıp taşımadığının yeterince araştırılmadığını, tapu kayıt tesciline ilişkin belgelerin yok hükmünde olan ve batıl olan bir işleme geçerlilik kazandırmayacağını, tapu kaydının iptali gerektiğini, bu durumda kazanılmış bir haktan bahsedilmeyeceğinin ortada olduğunu, geçerli bir sebebe dayanmayan tescil veya terkin işleminin taşınmaz üzerindeki ayni hakkın durumunu etkilemeyeceğini, böyle bir durumda gerçek hak sahipliğinde bir değişiklik meydana gelmeyeceğini, davanın iyiniyetinden bahsedilemeyeceğini, Medeni Kanun'a göre yolsuz tescili bilmesi gereken bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin başkaca delile gerek duyulmadan kötüniyetli addedileceğini, dava konusu olan tespit edildikten sonra suç duyurusunda bulunulduğunu, sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesince mirasçılık belgesi verilmesi üzerine TMK'nın 501. maddesi gereğince mirasın devlete geçtiğine karar verildiğini, mirasçı Hazine olduğundan taşınmazların tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, mahkemece eksik araştırma ve inceleme yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 24.12.2021 tarih 2021/1080 Esas ve 2021/1100 Karar sayılı kararı ile; davalılar Gülsevim ve Ali’nin kötü niyetli oldukları gerekçesiyle onlar yönünden asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, davalı ...’ın ise iyi niyetli olduğu gerekçesiyle onun yönünden asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, 01.02.2022 tarihli ek karar ile davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalılar, 01.02.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, asıl davada ... oğlu ... adına, birleştirilen davada ise Hazine adına tescil talebi bulunduğunu ancak her iki davanın da kabulüne karar verip taşınmazı Hazine adına tescil etmesinin ve her iki dava için de yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 5. el olarak kendisinin iyi niyetli olduğunu, temlikler arasında kısa süre de olsa önceki maliklerle arasında bir bağlantı olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, az harç ödemek için değerin tapuda düşük gösterildiğini, iyi niyetli kabul edilen ...'ın da taşınmazı çok düşük bir bedelle edindiğini ve onun 3. el konumunda bulunduğunu,    bu durumun eşitliğe aykırı olduğunu, Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/91 Esas sayılı davasının eldeki davaya dayanak alınmasının doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalı ...temyiz dilekçesinde özetle, kendisine yapılan tescilin yolsuz olmadığını, 3 üncü el olduğunu, tapu kayıtlarına güvenerek taşınmazı edindiğini, kötü niyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığını, çete tarafından kendisinin de mağdur edildiğini, kötü niyetli olsa idi bu durumun olmayacağını,    her iki dava için de harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tek bir tescil kararı verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.3. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, davanın kendileri yönünden reddine karar verilmesine rağmen lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek kararın düzeltilmesini istemişlerdir.

2.4. Davacı ... temyiz dilekçesinde özetle, davalı ... yönünden davanın usulden reddine karar verildiğini, anılanın yasal hasım olduğunu ve kendisine kanunen dava açıldığını, lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürerek kararın vekalet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen davada yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022. maddesinin 1 inci fıkrasında “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî    işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere (V/3.2) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu bentte yazılı olduğu üzere davalı Gülsevim ve davalı ... yönünden tapu iptali ve tescili isteminin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar Gülsevim ve Ali’nin temyiz itirazlarının reddine,

3.3.2. Her ne kadar dosya kapsamından davalı ...’ın da kötü niyetli olduğu sabit ise de Bölge Adliye Mahkemesinin ... yönünden verdiği ret kararını asıl ve birleştirilen davada davacılar temyiz etmediklerinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

3.3.3. Asıl ve birleştirilen davada davacıların ek karara yönelik temyiz itirazlarına ve davalı ...’ın temyiz itirazlarına gelince; Bölge Adliye Mahkemesince asıl ve birleştirilen davada davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesine rağmen lehine hükmedilmeyen vekalet ücretinin davalı ... vekilinin talebi üzerine HMK’nın 305/A-1 maddesi uyarınca ek karar ile hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Asıl davada davacının ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddine,

Birleştirilen davada ise; İlk Derece Mahkemesince birleştirilen davada davalı ... yönünden davanın reddine karar verildiği ve lehine maktu 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, bu hükmün davalı ... tarafından istinaf edilmediği ve birleştirilen davada davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak davalı ...’ın nispi vekalet ücreti talebine ilişkin temyiz itirazlarının reddine,

Ancak, Bölge Adliye Mahkemesince bu durum gözetilmeksizin davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi'nin 01.02.2022 tarihli ek karar ile 24.12.2021 tarihli kararına eklenen vekalet ücretine yönelik kısmın düzeltilerek onanması, HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1.Davalıların temyiz itirazlarının reddine,

2.Asıl davada davacının ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddine,

3.Birleştirilen davada davacının 01.02.2022 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/1080 Esas ve 2021/1100 Karar sayılı kararına 01.02.2022 tarihli ek karar ile eklenen “10-b” bendinde yer alan “15.291,71 TL” ibaresinin hükümden çıkarılması ile yerine “4.080,00 TL” ibaresinin yazılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden/edilen asıl ve birleştirilen davada davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı Gülsevim Taşoluk, davalı ...’dan ve birleştirilen davada ek karara yönelik temyiz itirazının kabulü nedeniyle davalı ...’den alınmasına, peşin alınan temyiz karar harçlarının istek halinde yatıranlara iadesine, 13/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.