"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: KIRIKKALE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl ve karşı davanın reddine ilişkin kararın, davacılar-karşı davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar-karşı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar-karşı davalılar, mirasbırakan ...’nin 1006 ada 1 parsel (imar ile 1007 ada 61 ve 63 parsel), 2 parsel (imar ile 1007 62 ve 63 parsel), 3 parsel (imar ile 1919 ada 28 parsel), 4 parsel (imar ile 1007 ada 66 parsel), 5 parsel (imar ile 1908 ada 1 parsel), 6 parsel (imar ile 1908 ada 2 parsel), 7 parsel (imar ile 1908 ada 3 parsel) 8 parsel (imar ile 1908 ada 4 parsel), 10 parsel (imar ile 1908 ada 6 parsel), 15 parsel (imar ile 1007 ada 63 ve 64 parsel), 16 parsel (imar ile 1007 ada 63 ve 65 parsel), 17 parsel (imar ile 1007 ada 63 ve 71 parsel), 18 parsel (imar ile 1007 ada 63,72 ve 73 parsel) sayılı taşınmazlarını davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemişler, 03/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı tarafından dava dışı üçüncü kişilere satış suretiyle devredilen 1006 ada 1 parsel (imar ile 1007 ada 61 ve 63 parsel), 2 parsel (imar ile 1007 62 ve 63 parsel), 15 parsel (imar ile 1007 ada 63 ve 64 parsel), 17 parsel (imar ile 1007 ada 63 ve 71 parsel), 18 parsel (imar ile 1007 ada 63,72 ve 73 parsel) sayılı taşınmazlar yönünden miras payları oranında bedele, diğer taşınmazlar yönünden ise miras payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, karşı davada ise iddiaların yersiz olduğunu, bir kısım taşınmazları dava dışı üçüncü kişilerden satın aldıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı, esasen dava konusu taşınmazların 1900 parsel sayılı taşınmaz ile kök mirasbırakan ... adına kayıtlı iken imar ile 31 parça taşınmaza ayrıldığını, mirasbırakanları tarafından terekenin kendisine vasiyet edildiğini, bu işlemin yerine getirilmesi için diğer mirasçılar ile birlikte kız kardeşi ...’in eşi ...’i vekil tayin ettiklerini, davacılara da mirasbırakanları ...ve ...’ın terekesinden 5’er parça taşınmazın devredildiğini, intikal eden taşınmazlar yönünden aralarında 14/07/2013 tarihinde protokol düzenlendiğini, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise davacılardan...’ye devredilen 1005 ada 1 parsel, 1007 ada 5 parsel, 1006 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar ile diğer davacı ...’e devredilen 1007 ada 6,7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, devrin taraflar arasında düzenlenen paylaşma iradesine uygun olarak yapıldığını, muvazaalı işlemin olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın ise verilen kesin süre içerisinde keşfen saptanan değer üzerinden harcın ikmal edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar-karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar-karşı davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen protokol başlıklı belgenin düzenlendiği tarihin 14/07/2013 olduğunu, mirasbırakan ...’nin ise 18/10/2013 tarihinde öldüğünü, bahse konu protokolün geçersiz olduğunu, geçersiz olan protokol gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 06/01/2022 tarihli ve 2021/890 E., 2021/2345 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından mirasçılarına intikal eden taşınmazların taraflar arasında taksim edildiği, taksime göre devirlerin yapıldığı, davacılardan...’nin sözleşmede imzasının bulunduğu, diğer davacı ...’in ise her ne kadar imzası bulunmasa da kendisine düşen yerleri adına tescil ettirdiği, mal kaçırma kastının olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar-karşı davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar-karşı davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, karşı dava ise bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 0l.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur. Anayasa Mahkemesinin 2018/36896 Başvuru nolu kararı da bu yöndedir.
3.2.3. Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde, 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
3.2.4. Harçlar Kanunu'nun uygulanması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
3.3. Temyiz Nedenlerinin Değerlendirilmesi
(III.) ve (IV/3.) no.lu paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelerle (IV.3) no.lu paragrafta belirtildiği şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar-karşı davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, alınması gereken 80.70 TL onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 18/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.