"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ILGAZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, 159 ada 12 ve 14, 124 ada 206 ve 323, 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacılar ve asli müdahil ... ...’nın taleplerinin kabulüne, 111 ada 34, 124 ada 135 ve 387 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların taleplerinin kabulüne, asil müdahil ... ... yönünden talebin reddine, ...’ye karşı usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen karar süresi içinde davalılar ..., ... ve ... ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, kök mirasbırakanları ... oğlu ...’ye ait 109 ada 5, 124 ada 135, 206, 323 ve 387, 159 ada 12, 14 ve 16, 111 ada 34 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.1. Davalılar ... ..., ..., ... ve ..., davacıların babası ... ile babaları ...’nin kardeş olduğunu, 40 yıl öncesinden parsellerin iki kardeş arasında anlaşarak taksim edildiğini, taksim neticesinde dava konusu parsellerin ... mirasçıları olarak kendilerine isabet ettiğini, davacıların babası ...’ye taksimde düşen parsellerin kadastro çalışmalarında ilgilenemediklerinden kimler adına tespit ve tescil edildiğini bilmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
1.2. Davalı ..., dava konusu taşınmazlarda kendisinin de hak sahibi olduğunu, davaya muvafakat ettiğini, davacıların talepleri doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
1.3. Asli Müdahale talebinde bulunan ... ..., dava konusu taşınmazların kök mirasbırakanları ...’ye ait olmasına rağmen kadastro tespitinde davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, 159 ada 12 ve 14, 124 ada 206 ve 323, 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iddiaların sabit olduğu gerekçesiyle, davacılar ve asli müdahilin taleplerinin kabulüne, 111 ada 34, 124 ada 135 ve 387 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, 159 ada 16 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Mahkemece kök mirasbırakan 1901 doğumlu ... terekesine temsilci atanarak taraf teşkili sağlandığı halde, sadece davacıların payları oranında tescil hükmü kurulup, diğer mirasçılar hakkında tescil hükmü kurulmadığını, oysaki tüm mirasçılar hakkında tescil hükmü kurulması gerektiği, dava konusu 124 ada 135, 387 ve 111 ada 34 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, mahalli bilirkişilerin bu taşınmazların davacıların babaanneleri Satı’ya ait olduğunu beyan ettiklerini, ayrıca dinlenen tanıkların da reddedilen bu taşınmazların da tarafların kök murisinden intikal ettiğini ve taraflar arasında bir paylaşım olmadığını beyan ettiklerini, bununla birlikte davalı ...’nin de tüm taşınmazların kök muristen kaldığını beyan ettiğini, kabul kapsamına alınan 109 ada 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden verilen tescil hükmünün eksik olup, davalı ... payı yönünden de iptal-tescil hükmü kurulması gerektiğini ileri sürerek belirtilen yönlerden kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesinin 09.06.2021 tarihli ve 2020/1141 Esas - 2021/755 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif ve teknik bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisi 10.05.1972 tarihinde ölen ...'den kaldığı, davacı ile davalılar ortak murisin mirasçıları olması nedeniyle birbirlerine karşı ancak miras paylarını isteyebilecekleri, taşınmazları terekeye döndürmelerinin mümkünü bulunmadığı, bu nedenle davacılar vekilinin ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi yönündeki talebinin yerinde olmadığı,ancak istinafa konu edilen 109 ada 5 sayılı parsel kök murisin mirasçıları ... oğlu ... ve ... adına eşit paylar oranında kayıtlı olduğu,davacıların, mirasçı olan her iki tapu malikine de husumet yönelterek dava açtığı, müdahil davacı ... ...'nın istinaf kanun yoluna başvurmaması nedeniyle adına tescil edilen 88/2880 payın kesinleştiğinin gözetildiği, davacıların dosya içinde bulunan ...'nin veraset ilamına göre her birinin 88/1440'ar (176/2880) miras payı bulunduğu halde 109 ada 5 sayılı parselde davacılara sadece davalı ...'nin payından 88/2880'er pay verilerek diğer davalı tespit ve tapu maliki ... oğlu ... payından pay verilmeyerek eksik pay verilmesinin doğru olmadığı, 111 ada 34 ve 124 ada 135 ve 124 ada 387 parsel sayılı taşınmazlar hakkında davacıların ortak muristen intikal ettiğini iddia ettiği, tespit ve tapu malikleri davalılar ... mirasçılarının ise 11.06.2015 tarihli cevap dilekçesi ve aşamalarda verdikleri dilekçeler ile taşınmazların kök muristen kaldığını kabul ederek taksime ve taksimde murisleri ...'e kaldığını savundukları,dava konusu edilen bu parsellerin ortak muristen geldiği konusunda itilaf bulunmadığı, mahallinde yapılan keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazları davacıların murisi ... ve davalıların murisi kardeşi ...'nin birlikte kullandıklarını ve taksimi bilmediklerini beyan ettiklerini, böylece dava konusu 111 ada 34, 124 ada 135, 124 ada 387 sayılı parsellerde de davalıların savunmaları, keşifte alınan beyanlar hep birlikte değerlendirildiğinde ortak muristen kalan bu taşınmazlar yönünden de davalıların taksimi ispat edemedikleri, bu parsellerin de diğer parseller gibi tarafların murisinden intikal ettiği ve mirasçıları arasında yöntemine uygun tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilmediği, davacıların da miras payının bulunduğunun kabulü gerektiği, müdahil mirasçı ... ...'nın istinaf talebininde bulunmadığı nazara alınarak bu parseller hakkında da davacıların davasının kabulü ile davacıların veraset ilamındaki miras payları oranında adlarına tescili gerektiği halde yanlış değerlendirme ile bu parseller hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, dava konusu 159 ada 14, 159 ada 12, 124 ada 206 109 ada 5 ve 124 ada 323 sayılı parsellerde kararın hüküm fıkrasında asli müdahil "... ...'nın" T.C. Kimlik numarası doğru yazıldığı halde soy isminin yanlışlıkla "Nemli" olarak yazıldığı, dava konusunun 124 ada 323 sayılı parsel olduğu halde karara 124 ada 233 parsel olarak yanlış yazıldığı, infazda tereddüt oluşturan bu hususların kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle re'sen nazara alınarak düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak 159 ada 12 ve 14, 124 ada 206 ve 323, 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacılar ve asli müdahil ... ...’nın taleplerinin kabulüne, 111 ada 34, 124 ada 135 ve 387 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların taleplerinin kabulüne,asli müdahil ... ... yönünden talebin reddine, ...’ye karşı usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ... ve ... ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Bölge Adliye Mahkemesince davanın İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesine rağmen reddedilen miktar üzerinden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, davacıların mirasbırakanı ... ile davalıların mirasbırakanı ... arasında taksim yapıldığını ve yapılan bu taksime göre tarafların taşınmazları çekişmesiz ve nizasız olarak yıllardır kullandıklarının dosya kapsamı ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, tereke tespiti yapılmadan sadece dava konusu taşınmazların kök mirasbırakandan intikal etmiş olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." hükmünü içermektedir. ( madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararın (IV./3.) no.lu paragrafında yer verilen gerekçeyle, Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalılar ..., ... ve ... ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.202,40 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalılar ..., ... ve ... ...’den alınmasına, 20.04.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.