"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: ANKARA BATI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, 11/06/1987 tarihinde vefat eden mirasbırakan babalarının; ... adıyla defnedilen, sağlığında adı geçen kişinin kimlik bilgilerini kullandığı için kimlik bilgileri tespit edilemeyen, dava konusu 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların gerçek maliki olduğunu, mirasbırakanları ile aralarındaki hukuki bağlarının mirasçılık belgesi ile ispatlandığını, davalıların dava konusu taşınmazlarda gerçek hak sahibi olmadıklarını, dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalıların mirasbırakanı ...'a resmi evrakta sahtecilik yapmak suretiyle satıldığını, satış işleminin yolsuz olduğunun kesinleşen mahkeme ilamları ile ispatlandığını, 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine yeni bir bina inşa edildiğini, dava konusu 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kamulaştırma kararı verildiğini ve kamulaştırma bedelinin davalı ... tarafından alındığını ileri sürerek, dava konusu 45072 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 132/437 pay ile 45066 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 15/6849 payın tapu iptal-tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların rayiç bedellerinin ve diğer bütün zararlarının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., babaları ...'ın tapu kayıtlarına güvenerek, iyiniyetli olarak, bedeli karşılığında dava konusu taşınmazı satın aldığını, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ..., 15 yıldır kanıtlanamayan bir olayın daha neresinden çıkar sağlanacağını düşünmenin dahi abesle iştigalden öte gitmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14/05/2019 tarihli ve 2017/6 E., 2019/200 K. sayılı kararıyla; davacıların babası olan ve ... olarak bilinen, ancak bilinmeyen bir sebepten ötürü ... kimliğini kullanan şahsın Ankara Şeker Fabrikası'nda işçi olarak çalıştığı, Şeker Mahallesi'nde ikamet ettiği ve 1986 yılında vefatından önce 08/10/1980 tarihinde ...isimli şahıstan arsa satın aldığı, bir kısım davalıların mirasbırakanı ... Kilivar'ın bu şahısla uzun süre komşuluk yaptığı ve aynı iş yerinde işçi olarak çalıştığı, bu şahsın ... kimliğini kullandığını bildiği, bu nedenle ölümünden sonra bilgisayar kayıtlarını tarayarak diğer davalı ...'yi bulduğu, ...'in ... köyünde ikamet ettiği, Ankara'da ikamet etmediği, bu isim benzerliğinden istifade ederek ...'nin dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazı bir kısım davalıların mirasbırakanı ...'a sattığı, böylece gerçekte kendisine ait olmayan taşınmazın sahte belge ile satışının yapıldığı, taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığı, davalı ...'nin bu yerle hiçbir ilgisinin bulunmadığı, bir kısım davalıların mirasbırakanı ...'ın da bu durumu iyi bildiği, taşınmazın ölünceye kadar davacıların babası ve onun ölümünden sonra davacılar tarafından kullanıldığının açık olduğu, aynı mahallede komşu olan ve durumu bilen bir kısım davalıların mirasbırakanı ...'ın bundan istifade etmek amacıyla adı ... olan ve taşınmazla hiçbir ilgisi bulunmayan ... köyünde ikamet eden davalı ... ile işbirliği yaparak taşınmazı satın aldığı, ancak bu satış işleminin sahte belgelerle yapılmış olduğu, yolsuz tescil işlemi bulunduğu, dava konusu 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak ise kamulaştırmasız elatma davası nedeniyle bedelin davalı ...'e ödendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptal-tescile; 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 13.200,00 TL tazminatın davalı ...'den tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar (... mirasçıları) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın kanuna ve içtihatlara aykırı olduğunu, davacıların, babalarının vefatından bir süre sonra gecekondu vasfında evlerinin olduğu bölgeden ayrıldıklarını, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 1992 yılında imar planlaması yapıldığını ve bölgedeki taşınmazların sınırlarının değiştiğini, davalıların mirasbırakanının arsasına, ... isimli şahsın hissedar olduğunu, davalılardan ...'in, arsanın kendisine ait olduğundan bahisle taşınmazın bulunduğu mahalleye geldiğini, bu durum üzerine davalıların murisi ...'ın arsanın maliki olarak görünen davalı ...'den haberdar olduğunu ve 2002 yılında taşınmazı satın aldığını, davalıların mirasbırakanının kötüniyetli olduğunun davacı tarafça ispat edilemediğini, taşınmazın bulunduğu mahallede davacıların babasının ... ismi ile tanındığını, ... ismi ile tanınan kişinin ... olduğunu davalıların mirasbırakanının bilmesinin mümkün olmadığını, tapudaki kayıtların doğru olacağı inancı ile iyiniyetli olarak taşınmazın maliki olarak görünen kişiden taşınmazın satın alındığını, davacıların babası ile davalıların mirasbırakanı ...'ın, Ankara Şeker Fabrikasında çalışmış olmalarının, bu kişilerin birbirleri hakkında bilgiye sahip olmaları için yeterli olmadığını, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03/12/2021 tarihli ve 2019/2327 E., 2021/2263 K. sayılı kararıyla; davacıların mirasbırakanı ile davacıların annesinin evlilik dışı birlikteliklerinden doğan davacıların, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/154 E., 2015/345 K. sayılı tespit kararından sonra alınan Ankara 1. Batı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/478 E., 2016/1018 K. sayılı veraset ilamına göre ...'nin mirasçıları oldukları ve başkaca mirasçının bulunmadığı, ayrıca davacıların nüfus kayıtlarında ... çocukları olarak kaydedildiği, anne ve babalarının evlilik dışı birlikteliklerinden olan davacılar ile gerçek kayıt maliki ... arasında bağlantının kurulduğu, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/346 E., 2008/414 K. sayılı kararına göre, sahtecilik suçunu birlikte işlediklerinin açıklanarak mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle satış işleminde yer alan davalı ...'in kayıt maliki olmadığı ve ...'ın da bunu bilerek işlem yaptığı ceza davasıyla sabit olmakla el ve işbirliği içinde hareket ettikleri, davalıların mirasbırakanı ...'a yapılan satış işleminin sahtecilik nedeniyle geçersiz olup dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazdaki 132/437 pay bakımından tescilin yolsuz olduğu, davalı ...'in ise, davacıların mirasbırakanına ait dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazdaki 15/6849 paya yönelik Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Sincan) 2012/126 E., 2012/580 K. sayılı kamulaştırmasız el atma davasına katıldığı, dava nedeniyle kendisine tazminat ödenmesine karar verildiği ve ödeme yapıldığı, davalı ...'in kendisine ait olmadığını bildiği halde tazminat bedelini uhdesine geçirdiği, verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar (... mirasçıları) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Bir kısım davalılar (... mirasçıları) vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, sahte kimlik kullanarak işlem yapan kişinin gerçek kimliği tespit edilmeden, başkaca mirasçısının bulunup bulunmadığı araştırılmadan, sadece davacıların, gerçekte kim olduğu bilinmeyen şahsın tek mirasçısıymış gibi, davacılar adına tescil kararı verilmesinin hukuka uygun olmadığını, öncelikle kim olduğu bilinmeyen kişinin gerçek kimliğinin tespitinin sağlanması, sonra mirasçılarının belirlenmesi gerektiğini, davacıların mirasbırakanının sahte kimliği ile oluşturulan sicilin yolsuz ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet kazandırmayacağını, davalı ...'nin olağan zamanaşımı ile mülkiyet hakkı kazanan malik olarak kabul edilmesi gerektiğini, davalıların mirasbırakanın iyiniyetli olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; bir kısım davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 9.256,43 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden bir kısım davalılardan alınmasına, 16/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.