"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
.....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine, kamu düzenine ilişkin hükümler dikkate alınarak karar düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisine ve davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; mirasbırakan ...’ın kayden maliki olduğu 10085 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü ikinci eşi olan davalı ...’a mirasçılardan mal kaçırma amacıyla satış gibi göstererek temlik ettiğini, temlikin ivazsız olduğunu, satış bedelinin düşük olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, davacı tarafından Sakarya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/18 Tereke sayılı dosyası ile açılan terekenin tespiti davasında temlikin öğrenildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmaza ilişkin 15/11/2007 tarihli tasarrufun iptali ile taşınmazın mirasbırakan ... adına tescilini talep etmiştir. Mirasbırakan ... terekesine temsilci olarak Ümmühan Alıcı atanmış ve yargılamaya temsilci ile devam olunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili; taşınmazın 1999 yılında katıldıkları kooperatif aracılığıyla taksitleri mirasbırakan ve davalı tarafından ödenerek alındığını, taksitlerin bitmesi üzerine taşınmazın mirasbırakan adına tescil edildiğini, davalının öncelikle 5000 Mark, daha sonra ise taksit taksit olmak üzere toplam 16.000,00 TL’lik bedelin %80’lik kadar kısmını öz dayısı olan ...’dan alarak kooperatife ödediğini, paranın çoğunun davalı tarafından ödenmesi nedeniyle mirasbırakanın taşınmazı devrettiğini, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla değil bu hususun daha sonra ispat edilemeyeceğini bildiği için taşınmazı devrettiğini, mirasbırakanın davacının düğünü için para ödediğini, davalının da davacının borçlarını ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13/04/2021 tarihli ve 2017/378 E., 2021/84 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, taşınmazın devir bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu, davalı tarafça satış bedelinin ödendiği iddiasının yazılı bir delil yada tanık beyanlarıyla ispatlanamadığı, davalı ile davacı arasında anlaşmazlık bulunduğu, ve mirasbırakanın tasarrufunun davacıdan mal kaçırmaya yönelik olduğu gerekçesiyledavanın kabulü ile çekişmeli 10085 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümün davalı ...'a devrine ilişkin tasarrufun iptali ile, mirasbırakan ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın mal kaçırma amacının kanıtlanamadığını, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, devir bedelinin düşük gösterilmesinin muvazaaya delil olarak değerlendirilemeyeceğini, zira davalının taşınmazı muristen satın almadığını, taşınmazın malikinin zaten davalı olduğunu, davalı tanıklarının beyanlarının dikkate alınmadığını, kooperatif hissesinin 1999 yılında satın alındığını, bu tarihte bedelinin 20 milyar eski TL olduğunu, bu hususun mahkemece araştırılmadığını, bedelin tamamına yakınının davalının ailesi tarafından ödendiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19/01/2022 tarihli ve 2021/1552 E., 2022/105 K. sayılı kararıyla; mahkemece verilen karar ve gerekçesinin yerinde olduğu, ancak TMK’nın 28/1. maddesi ile tapu sicilinde yapılacak tescil, terkin ve düzeltim gibi işlemlerin, doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince kamu düzenini ilgilendiren hususlardan olduğu, mirasbırakan ...'ın ölümü ile kişiliğinin son bulduğu gözetilmeksizin ölü kişi adına tescile karar verilmesinin doğru olmadığı, mirasbırakana ait veraset ilamına göre mirasçılar adına payları oranında tescil hükmü kurulması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, kamu düzenine ilişkin hususlar dikkate alınarak kararın HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm tesisisine; davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ...'ın veraset ilamındaki miras payları oranında elbirliği halinde mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarlamak suretiyle, kooperatif hissesinin alındığı tarihte davalının ailesi tarafından ödenen paranın 14 milyon TL’ye tekabül ettiğini, mirasbırakanın taşınmazı minnet duygusu ile devrettiğini, mirasbırakanın bakım ve gözetiminin davalı tarafından yapıldığını, mirasbırakanın devri çocuklarına da açıkladığını ve bu hususta itirazlarının bulunmadığını, muvazaa şartlarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (V/3.2.) paragraflarında açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta paragraflarda gösterilen gerekçeyle ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, alınması gereken 7.380,52-TL onama harcından peşin alınan 1.845,13-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.535,39- TL onama harcının davalıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.