Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1582 E. 2023/5478 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti kesinleştikten sonra açılan tapu iptali ve tescil davasında, kadastro öncesi hukuki nedene dayanılması sebebiyle hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın kadastro öncesi hukuki nedene dayanması gözetilerek, yerel mahkemelerin davanın reddine ilişkin kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1412 E., 2021/845 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/703 E., 2017/309 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, vekili dava dilekçesinde; tarafların ... mirasçıları olduğunu, ... ili, ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 620 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ...a ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında mirasbırakana ait ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1951/975 Esas sayılı veraset ilamı esas alınarak mirasçıları adına tespit yapıldığını, mirasbırakanın son eşi...nın mirasbırakandan sonra öldüğünü, veraset ilamında bu husus belirtilmekle birlikte ilamın daha önce ölmüş gibi düzenlendiğini, esasen ...payının da çocuklarına yansıtılması gerektiğini, tespite esas alınan veraset ilamının hatalı olması nedeniyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/116 Esas sayılı dosyasında açtıkları veraset ilamının iptali davasının derdest bulunduğunu, anılan nedenlerle yapılan tescilin yolsuz olduğunu, davalıların yolsuz tescili bilerek taşınmazı kötü niyetle edindiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacılar veya mirasbırakanları adına miras payları oranında tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, adı geçen davalıların mirasbırakan ...’ın mirasçıları olmadığını, davanın ortaklığın giderilmesi davasını uzatma amacıyla kötü niyetle açıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmaz hakkında 15.07.1953 tarihinde tapulama tutanağı tanzim edildiği, itiraz üzerine tespitin hükmen 02.01.1959 tarihinde kesinleştiği, davacının iddialarının tespit öncesine dayandığı, davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu tapu kaydının veraset ilamına dayanarak oluşturulduğunu, mirasçılar arasında görülmekte olan tapu iptali davasında mirasçılar arasında zamanaşımının işlemeyeceğini, kararın buna ilişkin Hukuk Genel Kurulu kararlarına aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 620 sayılı parselin geldisi olan 143 sayılı parselin kadastro tespitinin 02.01.1959 tarihinde hükmen kesinleştiği, kadastro öncesi nedenlere dayalı davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 11.11.2015 tarihinde açıldığı, bu nedenle Mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12 inci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin hükmen 02.01.1959 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 11.11.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.