"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/88 E., 2021/48 K.
DAVALILAR : ... vekili Avukat ..., ..., Hazine
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan kuzeyi ... Nehri, güneyi 24 ve 265 sayılı parseller, batısı 23 nolu parsel, doğusu 265 nolu parsel ile çevrili yaklaşık 15.000 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi; davanın reddini savunmuş ve ayrıca dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
2. Bozma sonrası davaya dahil edilen davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Mahkemece nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli ve 2013/32 Esas, 2013/138 Karar sayılı kararıyla; davacının davasının kısmen kabulü ile; ... köyünde bulunan fen bilirkişi ... ve harita mühendisi bilirkişi ... tarafından tanzim edilen 05.09.2013 tarihli bilirkişi raporu ve krokide (A) harfi ile gösterilen, içerisinde aynı bilirkişilerin (EV1) olarak adlandırdıkları 2 katlı betonarme bir yapı da bulunan toplam 8.215,30 metrekare yüz ölçümündeki tapulama harici arazinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.04.2014 tarihli ve 2014/942 Esas, 2014/3889 Karar sayılı kararıyla; “...yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, ayrıca taşınmazın kıyı - kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, ... ve ... Belediye Başkanlığının davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması bundan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine“ değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.02.2016 tarihli ve 2014/124 Esas, 2016/31 Karar sayılı kararıyla; davacı yararına zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile fen ve 3 harita mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 08.07.2015 havale tarihli bilirkişi raporu ve krokide (A) harfi ile gösterilen, içerisinde aynı bilirkişilerin (EV1) olarak adlandırdıkları 2 katlı betonarme bir yapı da bulunan toplam 8.215,30 metrekare yüz ölçümündeki tapulama harici arazinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.01.2019 tarihli ve 2016/6531 Esas, 2019/434 Karar sayılı kararıyla; eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verildiği, bu nedenle öncelikle dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ilişkin üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığından getirtilmesi, çekişmeli taşınmaz bölüme komşu taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları, kadastro tespitleri kesinleşmiş ise kadastro sonrası oluşan tedavüllü tapu kayıtları, davalı iseler bu hususta düzenlenecek dosya inceleme tutanakları, hükmen kesinleşenlere ait mahkeme kararları ile Yargıtay ilamlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosyasına konulması, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri, kadastro tespit tutanakları ve dayanakları ile kadastro tespitleri kesinleşmiş ise kadastro sonrası oluşan tedavüllü tapu kayıtları ve hükmen tapuya tescil edilmişlerse kesinleşme şerhli ilam örnekleri getirtilerek dosyasına konulması, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi kurulu, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, mahallinde yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; komşu parsellerin dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde okuduğunun belirlenmesi; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü mera okuduğu tespit edildiği takdirde Mahkemece yöntemine uygun mera araştırması yapılması; bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmeye çalışılması; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınması; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri mühendisi kurulundan yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınması; dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 üncü ve 17 nci maddesinde öngörülen imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacı yararına gerçekleşmiş olup olmadığına ilişkin tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ve 2019/88 Esas, 2021/48 Karar sayılı kararıyla; belirlenen alanın imar ve ihyasının üzerinden 20 yıldan fazla süre geçtiği, belirlenen kısım yönünden davacı yararına zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile; ... köyünde bulunan, fen bilirkişi tarafından tanzim edilen 27.10.2020 tarihli bilirkişi raporu ve krokide (A) harfi ile gösterilen, içerisinde aynı bilirkişilerin (EV) olarak adlandırdıkları yapı bulunan toplam 8.215,30 metrekare yüz ölçümündeki tapulama harici arazinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm verildiğini, davacının dava konusu taşınmaza zilyet olmadığını, para ve emek sarf ederek taşınmazı imar ve ihya da etmediğini, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713 üncü maddesinin birinci ve altıncı fıkraları, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci ve 9/2 nci maddeleri, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ... tarafından ... köyü çalışma alanında bulunan ve 1975 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle 27.02.2013 tarihinde dava açılmıştır.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı yararına zilyetlikle edinim şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 27.10.2020 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokide (A) harfi ile gösterilen, içerisinde aynı bilirkişilerin (EV) olarak adlandırdıkları yapı bulunan toplam 8.215,30 metrekare yüzölçümündeki tapulama harici arazinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmişse de, bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; dava, TMK'nın 713/1 inci, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 17 nci maddeleri uyarınca tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1975 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca tespit dışı bırakılan yerlerden olup imar-ihyaya muhtaç olduğunun kabulü, böyle bir yerin tapuya tescil edilebilmesi için anılan maddelerde yazılı olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesi, kazanma koşullarının kanıtlanması gerekmektedir. Böyle bir yerin imar ve ihya edilmedikçe zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, imar ve ihya ile başlamayan zilyetlik, kazanma bakımından hukuken bir değer taşımaz, 20 yıllık kazanma süresi, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar olan bölümde hasaplanmalıdır.
Ancak Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığının araştırılmadığı, taşınmaz bölümlerinin niteliği ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmadığı, sadece 1985 ve 1999 yıllarına ait hava fotoğraflarından yararlanıldığı, taşınmazın imar-ihyasının ne şekilde yapıldığı ve ne zaman tamamladığının yeterli derecede araştırılmadığı, 17.11.2020 tarihli jeodezi ve fotogrametri mühendisleri bilirkişi kurul raporunda imar-ihyanın tamamlanma tarihinin 1985 ile 1999 yılları arasında olduğunun, ancak tam tarihinin tespit edilmesinin eldeki teknik imkanlarla mümkün olmadığının belirtildiği, 30.11.2020 tarihli ziraat mühendisleri bilirkişi kurul raporunda, fen bilirkişisi raporunda krokide (A) harfi (8.215,30 m2) ile gösterilen alanda 20 yıldan fazla süredir imar-ihya çalışmalarının tamamlandığı ve 1985 yılından beri sorunsuz tarım arazisi olarak kullanıldığı ve ekonomik gelir elde edilebilen yerlerden olduğu belirtildiği halde mahalli bilirkişi ve tanıkların 1990 yılında baraj yapımından beri davacının taşınmazdaki taşları toplayarak taşınmazı kullanmaya başladığına dair beyanları ile bilirkişi raporlarının çeliştiği, bu çelişkinin giderilmeye çalışılmadığı,ayrıca dava konusu taşınmazın Fırat Nehrine bitişik olduğu gözetilerek taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığı hususunda yapılan araştırmanın usulüne uygun ve yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
2. Hâl böyle olunca; taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, imar planı kapsamında kalıyorsa taşınmazın ilk defa ne zaman hangi imar planı kapsamına alındığı, imar planının kesinleşme tarihinin ne olduğu ilgili ..., ... ve İl İdare Kurulundan sorularak belirlenmeli ve imar planının çekişmeli taşınmaz bölümlerine ilişkin kısmının onaylı bir örneği temin edilmeli, çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.
3. Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümlerinin öncesinin kime ait olduğu, kimden kime intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında çelişki ortaya çıkması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, komşu parsel tutanakları ve varsa dayanak kayıtları uygulanmak suretiyle yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmelidir.
4. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse özellikle imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
5. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle dava konusu taşınmaz bölümlerinin sınırını ve niteliğini, taşınmaz bölümlerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor hazırlanması ve dava konusu taşınmazın konumunu hava ve uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmelidir.
6. 3621 sayılı Kanun'un 9/2 nci maddesi ile 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek, önceki bilirkişilerden farklı 3 kişilik jeolog, 1 harita mühendisinden oluşacak yeni bir bilirkişi heyetiyle dava konusu taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve topoğrafik memleket haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin fen bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi, farklılık olursa sebebinin açıklattırılması, dava konusu taşınmazın tamamen veya kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.