"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/169 E., 2021/15 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazı 1982 yılında satın aldığı tarihten itibaren zilyetliğinde bulundurduğunu, taşınmazın 2/3'lük kısmına 1993 yılında zeytin diktiğini ve bakiyesini de yıllık hububat ekerek kullanmakta olduğunu, taşınmazda başka kimsenin hak iddiasında bulunmadığını belirterek, ... İli,...ilçesi,... Mahallesi, Bahçeli Bağ Mevkisinde ekli krokide A harfiyle gösterilen 95.800,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamış olup, yargılama sırasında davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.01.2016 tarihli ve 2014/330 Esas, 2016/139 Karar sayılı kararı ile, dava konusu taşınmazın karara ekli krokide B harfi ile gösterilen 59.567,85 metrekare büyüklüğündeki kısmın tarım arazisi olduğu, zilyetliğin kanıtlandığı krokide C harfi ile gösterilen 36.233,09 metrekare büyüklüğündeki kısmında zilyetliğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.12.2019 tarih ve 2016/13457 Esas, 2019/8649 Karar sayılı kararıyla, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin 21.12.2015 tarihli raporunda 1985 tarihli hava fotoğrafında taşınmaz bölümü üzerinde imar-ihya işlemlerinin başladığı, 1992 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında ise devam ettiğinin belirtilmesine göre, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılması nedeniyle, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 13.01.2021 tarihli ve 2020/169 Esas, 2021/15 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığının anlaşılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde Mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2016/13457 Esas, 2019/8649 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verildiği, Yargıtay İlamının taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle karar düzeltme kanun yoluna başvurmalarının mümkün olmadığını, kararın usule uygun şekilde tebliği ve kanun yoluna başvuru süreci beklenmeden, yargılamanın yeni esasla devamının usule ve hakkaniyete aykırılık taşıdığı, davacının dava konusu taşınmazın 1982 yılına kadar ortakçısı olduğu ve taşınmazın önceki zilyedi olan kişilerle birlikte işlediği, imar ve ihya ettiği, 1982 yılında taşınmazın zilyedi olan şahıslardan dava konusu taşınmazı satın alarak dava tarihine kadar malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğu, bilirkişi raporunda da imar ihyanın tamamlandığının tespit edildiği bu yüzden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiği, davanın mahiyeti itibarı ile davanın kabulü halinde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, ancak davanın reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin eşit ve adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil ettiği, aynı dava içinde, aynı konuda taraflara farklı uygulamada bulunulmasının Anayasa'ya aykırı ilk taşıdığı, bu nedenle karşı vekalet ücreti ödemesi yönünde hüküm kurulmasının hukuka ve adalete aykırı olduğu, beyan edilerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.