"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/290 E., 2021/242 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Beldesi ... Mevkiinde kain doğusu kısmen 1550 parsel ve kısmen 3065 parsel, batısı dere, kuzeyi yol ve ... , güneyi 1551 parsel ile çevrili bulunan tahminen 2000 m2'lik taşınmazın zilyedi bulunduğunu, dava konusu taşınmaz ile Hazine ve Belediyenin ilgisinin olmadığını belirterek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlik ve zamanaşımı ile iktisabının mümkün olmadığını, söz konusu yerde dere yatağı olduğundan Hazine adına tescilinin gerektiğini belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, zilyetlik yolu ile kazanılabilecek yerlerden olduğu, dava konusu yerdeki derenin aktif yatağı ve etki alanında kalmadığı, taşınmazın kültür arazisi vasfında bulunduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile (A) harfi ile gösterilen 2.655,41 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.04.2013 tarihli ve 2013/3874 Esas, 2013/4451 Karar sayılı kararıyla; "1978 tarihinde yapılan kadastro çalışması sırasında dere yatağı olarak tespit dışı bırakılan çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, başka bir deyişle dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilmeye elverişli olup olmadığı Mahkemece usulüne uygun şekilde araştırılmamış, uyuşmazlığın çözümü için hava fotoğraflarından yararlanılmamış ve çekişmeli taşınmazı ve sınırlarını gösterir fotoğrafları da çektirilmemiştir. O halde Mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle, davacı tarafa davasını kadastro öncesi mi yoksa kadastro sonrası nedenlere mi dayandırdığı açıklattırılmalı, davanın kadastro öncesi nedene dayalı açıldığının saptanması halinde kadastro tespit tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1948-1958 yılları arası), kadastro sonrası nedene dayalı olarak açıldığının anlaşılması halinde ise taşınmazın imar planı kapsamına alındığı 1989 yılından geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1959-1969 yılları arası) en az iki farklı tarihe ait stereoskopik hava fotoğrafları dosyaya getirtilmeli, bundan sonra ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeoloji mühendisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle yukarıdaki açıklamalara uygun olarak temin edilen iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenmeli, çekişmeli taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, taşınmazın imar-ihyasına hangi tarihte başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, nasıl emek ve para sarf edildiği, imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları konularında komşu parsellere ait kayıtlar da göz önünde bulundurularak tanıklar ile yerel bilirkişilerin bilgilerine başvurulmalı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış ise kadastro tespitinin yapıldığı 1978 yılına kadar, kadastro sonrası nedene dayalı açılmış ise taşınmazın imar planı kapsamına alındığı 1989 yılına kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının araştırılması" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda zilyetlikle kazanım şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2020 tarihli ve 2016/14303 Esas, 2020/607 Karar sayılı kararıyla; "...'nı davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulması" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava tarihi itibariyle TMK'nın 713 üncü maddesinde öngörülen olağanüstü zamanaşımı şartlarının davacı yararına gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın dere ile alakası olmadığını, dereden kazanılan yerlerden olmadığını, taşınmazın sınırında davacının babasına ait taşınmaz bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri
4721 sayılı TMK'nın 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.
2. Çekişmeli taşınmaz yörede 1978 yılında yapılan kadastro sırasında mut deresi (dere boşluğu) olarak tescil harici bırakılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmaya uygun şekilde karar verilmiş olmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III - 1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
11.12.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.