Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1632 E. 2022/2863 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasında, dava değerinin küçük olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin olması nedeniyle temyiz yolunun kapalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 6. madde ile kadastro öncesi nedene dayalı davalarda miktar ve değere bakılmaksızın temyiz yolunun açıldığı, adil yargılanma hakkı ve etkin denetim mekanizması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi'nin temyiz talebini reddeden ek kararının kaldırılmasına ve esas inceleme sonucunda davacı zilyetliğinin ispatlanmış olması nedeniyle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 15. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: OSMANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptal tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak esasa ilişkin davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kararın kesin olduğundan ek karar ile temyiz talebinin reddine karar verildikten sonra davalı vekilinin ek karara karşı temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, çekişmeli Osmaniye ili, Dereobası köyü, Zorkun mevkii, 152 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12/01/2017 tarihli ve 2011/433 Esa - 2017/40 Karar sayılı ilamıyla çekişmeli taşınmazda ve aynı bölgedeki yapılan keşiflerde yerel bilirkişi ve tanıkların bu taşınmazların Zorkun yaylasında bulunduğunu bildirdikleri, eski tarihli memleket haritasında da, taşınmazın olduğu yer ve etrafının Zorkun Yaylası nitelendirilmesi yapılarak harita üzerine yazıldığı, taşınmazın zorkun mevkiinin bölge halkı tarafından meşhur ve maruf Zorkun Yaylası olarak bilindiği, HUMK'un 238/2 (HMK187/2) maddesinin "Maruf ve meşhur olan hususlar münazaalı sayılmaz "hükmü gereğince bu yaylanın bölge halkı tarafından bilindiği, yurt genelinde maruf yayla olduğu, yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın etrafında bulunan tüm taşınmazların özel kişiler adına tescil edildiğini belirterek usul ve esas yönünden hatalı olan ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

3.1.Bölge Adliye Mahkemesince, dinlenen tanık beyanından da anlaşıldığı üzere dava konusu taşınmaz 40 yılı aşkın süredir davacının kullanımdadır. Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan bina uyuşmazlık konusu olmadığı ve sadece zemin yönünden tapu iptali ve tescil talep edildiği için dava değeri zeminin değeri olan 40.308,80 TL'den ibaret olup Dairemizce bu rakam esas alınmıştır. Bu sebeple mahkemenin dava konusu taşınmazın "yaylak" olduğu yönündeki değerlendirilmesi yerinde görülmediğinden istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kararırın kaldırılarak davanın kabulü ile, 152 ada 1 parsel, 102,70m²'lik taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

3.2. 11/05/2017 tarihli ek karar ile karar kesin olduğundan temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmaz KK 16/B maddesi gereğince yaylak olup Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, sorkun yaylasının da yurt genelinde maruf yaylalardan olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep eder.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava Kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali tescili istemine ilişkindir.

3.2. Hukuki Sebep

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Hemen belirtmek gerekir ki, her ne kadar dava değeri 40.308,80 TL olarak belirlenmiş ve bu değer üzerinden yargılama yapılarak hüküm verilmiş ise de, Anayasa’nın 36. madddesinin 1. fıkrası uyarınca herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı yahut davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkında sahiptir; yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme huzuruna taşınma hakkı teminat altına alınmıştır. Mahkeme kararlarına karşı kanun yoluna başvuru hakkı adil yargılanma hakkının saç ayaklarındandır. Bu anlamda mahkemeye erişim hakkı kapsamında uyuşmazlığın etkin şekilde sonuçlandırılması ancak kanun yolu denetimi ile mümkündür. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararlarının denetim mekanizmasını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar, erişim hakkını ihlal edebilir.

3.3.2.Nitekim 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi ile " Kadastro Mahkemesinin veya askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyi kanun yoluna başvurulabilir.’’ hükmü getirilmiştir. Hükmün gerekçesinde de açıkça belirlendiği üzere, bu madde ile mevzu davaların mülkiyet hakkına doğrudan tesirinden ötürü ehemmiyeti gereği miktar ve değerine bakılmaksızın kanun yolu incelemesine tabi tutulması suretiyle etkin denetim mekanizması oluşturulması amaçlanmıştır.

3.3.3.Hal böyle olunca, Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan adil yargılama hakkı kapsamında mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, hukuki belirlilik ilkesi, etkin denetim mekanizmasının oluşturulması gayesi ve 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesinin düzenleme amacı bir arada değerlendirildiğinde, tereddüte yol açan usul hükümlerinin aşırı şekilci olarak uygulanması neticesinde Yasa'nın denetim yollarının kullanımını önemli ölçüde etkileneceğinden, kanun yolu başvuru aşamalarının süren usul işlemlerinden olduğu, hükmün kesinleşinceye kadar geçirdiği derecatın bir bütünü oluşturduğu hususları da göz önüne alındığında, 3402 sayılı yasanın Ek 6. maddesinin henüz kanun yolu aşamasında olan dava dosyalarına, yürürlük tarihinden bağımsız olarak sirayet edeceği hususunun tereddütsüz olduğu anlaşılmakla, ek karar kaldırılarak temyiz incelemesi yapılmıştır.

3.3.4 . Çekişmeli 152 ada 1 parsel sayılı taşınmaz senetsizden taşınmazın ... kullanımında olduğu, baba ismi bilinemediğinden Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı taraf kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

3.3.5. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Dava değeri itibariyle kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine dair verilen 11.05.2017 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA,

2- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınması yer olmadığına 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.