"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Kulu Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 02/11/2021 tarihli ve 2021/16 Esas, 2021/684 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, davalıların mirasbırakanı ... ...’den 250 ada 79, 307 ada 40, 62 ve 65, 309 ada 4, 311 ada 7, 9 ve 12 parsel sayılı taşınmazlardaki payını 22.06.2004 tarih ve 951 yevmiye no’lu akit ile satın aldıklarını, ne var ki bir şekilde adlarına tescilin yapılmadığını, davalıların rıza göstermemesi nedeniyle idari yoldan düzeltmenin de yapılamadığını ileri sürerek, ... ...adına kayıtlı payların iptali ile payları oranında adlarına tescilini istemişler, davacılardan ...’ın yargılama sırasında ölmesi üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, iddia edilen pay satışlarının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/03/2016 tarihli ve 2012/550 E., 2016/131 K. sayılı kararıyla; resmi senette bulunmadığı gerekçesiyle, 250 ada 79 sayılı parsel yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne, dava sırasında ölen davacı ... mirasçılarının paylarını mirasçı ...e devretmiş olması nedeniyle ...’a düşen payın Servet adına tesciline, diğer davacılar adına payları oranında tescile karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Bozma Kararı
Dairenin 06.10.2020 tarihli 2018/435 Esas 2020/4807 Karar sayılı kararıyla; “...Kök mirasbırakan Mehmet ...’in 1967 yılında ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları ..., , ..., ..., ve ...’in kaldığı dosya içinde mevcut veraset ilamı ile sabittir. İlgili Tapu Müdürlüğünden celp edilen 22.06.2004 tarih ve 951 yevmiye no’lu akit tablosu incelendiğinde; 572, 575, 597, 624, 627, 630 ve 623 sayılı parsellerin 3/28’er, 598, 210 ve 573 sayılı parsellerin tamamı verasette iştirak halinde Mehmet ... çocukları ... ..., ..., ..., ..., ... ve ... ... adlarına kayıtlı iken, ... ...’nin bizzat anılan taşınmazlardaki miras paylarını diğer ortaklar olan davacılar ..., ..., İdris ve ...’e sattığı anlaşılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Bentler halinde değerlendirilecek olursa; 1- Davacılar tarafından ... ...mirasçıları olduğu iddia edilerek davalılar aleyhine eldeki dava açılmıştır. Yine bir kısım davacılar da ... ...’in mirasçıları olduklarını ileri sürmüşlerdir. Ancak, dosya arasında ... ile ... ’in mirasçılarını gösterir veraset ilamları bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, taraf teşkili kamu düzenine ilişkindir. ... mirasçıları ile ... ... mirasçıları arasında eldeki dava yönünden zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. ...’in tüm mirasçılarının davacı olarak, ...’nin de tüm mirasçılarının davalı olarak yer alması zorunludur. Dosya arasında veraset ilamları bulunmadığından anılan kişilerin dava dışı mirasçısının olup olmadığı tespit edilmeden ve var ise de eksiklik tamamlanmadan sonuca gidilmesi hatalıdır. 2- Davacılardan ...’in yargılama sırasında 14.07.2015 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ...’i bıraktığı, mirasçılardan ...in dosyaya 20.08.2015 tarih ve “ miras payı devir senedi” başlıklı belgeyi ibraz ettiği, belge içeriğinde, ... mirasçıları ...’in murisleri ...’dan intikal eden taşınmaz mallardaki miras paylarını bedeli karşılığında diğer mirasçı ...e sattıklarını beyan ettikleri, bunun üzerine ...in eldeki davayı takip eden avukata vekalet vererek davayı kendi adına takip ettirdiği ve neticesinde dava konusu taşınmazlarda ...’a düşen payların sadece Servet adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, 20.08.2015 tarihli sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183. ( 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 162 vd. ) ve devam eden maddelerinde öngörülen “alacağın devri” niteliğinde kabul edilemez. Anılan yasal düzenlemelerde öngörülen ve devri mümkün olan hak bir alacağa ilişkindir. Oysa, eldeki davada yapılan devrin koşulların gerçekleşmesi halinde mülkiyetin nakline ilişkin olduğu açıktır. Böylesine taşınmazların mülkiyetinin devrini öngörecek nitelikte yapılan devir sözleşmesinin yasal olduğunu da söyleyebilme olanağı yoktur. Gerek 1086 sayılı HUMK’da gerekse 6100 sayılı HMK’da dava hakkının devrine ilişkin bir düzenleme yer almayıp, dava konusunun devrine ilişkin HUMK'da 186. madde HMK'da ise 125.madde düzenlenmiştir. 20.08.2015 tarihli sözleşmenin yasanın açık hükmü karşısında ... mirasçıları ...adına ...e davayı takip yetkisi vermediği kuşkusuzdur. Bu nedenle diğer mirasçıların da davada yer almalarının sağlanması ve neticesinde ...’ın tüm mirasçıları adına tescil hükmü kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sadece...adına hüküm kurulması isabetsizdir. 3- Dava dilekçesinde; 250 ada 79, 307 ada 40, 62 ve 65, 309 ada 4, 311 ada 7, 9 ve 12 sayılı parseller dava konusu yapılmış ve mahkemece bu parseller üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Ne var ki, akde konu taşınmazlar ile dava konusu taşınmazlar arasındaki bağlantıyı tespit edecek tapu kayıtları (birbirini takip eder şekilde tapu kütük sayfaları, geldi ve gittilerini gösterir tüm kayıtlar) Tapu Müdürlüğünden celp edilerek dosya arasına alınmamıştır. Bu bağlantı kayda dayalı tespit edilmeden hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan 1, 2 ve 3. bentlerdeki eksiklikler giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de, dava kabul edildiği halde karar ve ilam harcı yönünden olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması da hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 02/11/2021 tarihli ve 2021/16 Esas 2021/684 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle 250 ada 79 sayılı parsel yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili temyiz isteminde özetle; davalıların mirasbırakanı ... tarafından çekişme konusu taşınmazlardaki payların teker teker resmi senette sıralanmak suretiyle devredildiğini, intikal eden tüm taşınmazlardaki payların devre konu edilmediğini, mirasbırakan ... tarafından davacı kardeşleri İdris, ..., ... ve bir kısım davacılar mirasbırakanı ...’e dava konusu taşınmazlardaki payların devredildiğini, davacılar tarafından dava konusu edilen taşınmazların satışa konu edilen taşınmazlardan olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesinde, "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." hükmüne yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
(IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasa ile bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.559,83 TL bakiye onama harcının davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.