"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : SARIZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin atalarından kendisine kalan ve 1920’li yıllardan beri kullanılan dava konusu taşınmaz bölümlerinin kadastro tespiti sırasında mera olarak sınırlandırıldığını, oysaki bu taşınmazlara ait müvekkilinin babası adına kayıtlı, tescil ilamı ile oluşmuş tapu kayıtları da bulunduğunu, yine taşınmazlar esasen Kurtini Mahallesinde bulunmasına rağmen İncedere köyü çalışma alanı içerisinde tespit edildiğini ve kadastro çalışmalarına ilişkin askı ilanının da yalnızca İncedere Mahallesinde yapıldığını, bu nedenle kadastro tespitinden müvekkillerinin haberdar olamadığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı vekili 23.03.2021 havale tarihli dilekçeyle; dava konusu taşınmaz bölümlerinin, 210 ada 145 parsel sayılı taşınmaz içerisinde olduğunu belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının 1966 yılında yapıldığını, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, kaldı ki dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden de olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.06.2021 tarihli, 2021/18 Esas, 2021/76 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre, davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, her ne kadar davacı tarafça taşınmazın kadastro tespitine ilişkin askı ilanının Kurtini Mahallesi çalışma alanında yapılmadığı ileri sürülmüş ise de taşınmazın askı ilanının, taşınmazın bulunduğu çalışma alanında yapılmasının yeterli olduğu gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz bölümlerinin 1920’li yıllardan beri eklemeli şekilde müvekkilinin kullanımında olduğunu ancak kadastro tespiti sırasında taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığını, taşınmazların aynı zamanda müvekkilinin babası adına kayıtlı, tescil ilamıyla oluşmuş olan tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını, tahsis yoluyla oluşan meraların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilebileceğini, kaldı ki taşınmazların kadastro tespitine ilişkin askı ilanının Kurtini Mahallesinde yapılmadığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 01.12.2021 tarihli ve 2021/1221 Esas, 2021/1255 Karar sayılı kararıyla; davanın tespit öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 13.05.1997 tarihi ile davanın açıldığı 22.03.2021 tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve İlk Derece Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebepleri tekrarla, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Kayseri ili, ....ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 210 ada 138 parsel sayılı 3.571.973,19 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına hali arazi vasfıyla tespit ve 13.05.1997 tarihinde tescil edilmiş; taşınmaz 2012 yılında Mera Komisyon Kararı uyarınca mera olarak sınırlandırılmış ve taşınmazın 2017 yılında ifrazıyla 210 ada 143, 144 ve 145 parsel sayılı taşınmazlar oluşmuştur.
Dava; 22.03.2021 tarihinde açılmış olan, kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 4/1. maddesi; “Kadastro bölgesindeki her köy ile belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her biri, kadastro çalışma alanını teşkil eder.”
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 4/2. maddesi; “Kadastro müdürü, kadastrosuna başlanacak mahalleyi veya köyü en az 15 gün önce bölge merkezi ile çalışma alanı ve komşu köy, mahalle ve belediyelerde alışılmış vasıtalarla duyurur. Bu duyuruda çalışma sınırlarının tespitine hangi gün ve saatte başlanacağı belirtilir.”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 29.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.