Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1783 E. 2024/278 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/224 E., 2020/173 K.

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVADA DAVACI : ... vekili Avukat ...

ASIL DAVADA DAVALILAR : ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ...

BİRLEŞTİRİLEN DAVADA

DAVALILAR : Hazine vekilleri Avukat ..., Avukat ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ...

BİRLEŞTİRİLEN DAVADA

DAHİLİ DAVALI : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilleri Avukat ..., Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...,...

HÜKÜM : Asıl ve Birleştirilen Davaların Kabulüne

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı birleştirilen davada davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı; ... köyünde taşınmazlarının bulunduğunu, ... köyü 125 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların başlangıçta bir tapu iken kadastro çalışmaları ile müstakil ayrı parseller haline getirildiğini, aynı yerde 117 ada 14 parselin davalılar adına tespit ve tescil gördüğünü, ancak bu parsel içerisinde kendisinin yaklaşık olarak 4 metre eninde ve 30 metre boyunda taşınmazının mevcut olduğunu, kendisine ait arazinin içinden ... grup yolunun geçirildiğini, arazinin bu nedenle bölünmüş olduğunu, arazisinin bir kısmının davalılar adına tescili gören 117 ada 14 nolu parsel içerisinde kaldığını, arazisinin 14 nolu parsel içerisinde zeminde bulunan patika yol ile sınırlı olduğunu, grup yolu geçirildikten sonra kadastro çalışmaları sırasında dava konusu edilen hususların gözden kaçırıldığını, her iki ana yol arasında kalan ve bir kısmı kendisinin olan taşınmaz parçasının da davalılar adına tespit gördüğünü ve tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu 117 ada 14 parsel numaralı taşınmazın tapusunun kısmen iptali ile iptal edilen kısmın gerçekte olması lazım geldiği şekilde adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Birleştirilen davada davacı; ... köyü halkından olup aynı yerde yaşadığını, bu köyde bulunan şahsına ait arazinin içinden Meşeli-Ağaçlı-Aydın grup yolunun geçirildiğini, arazilerinin bu nedenle bölündüğünü, kendi arazisinin bir kısmının davalı Köy Tüzel Kişiliğinin sorumluluğundaki yol olarak tescil gördüğünü, bir kısmının da 117 ada 14 nolu parselin içerisinde kaldığını, daha önce 14 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak dava açtığını ileri sürerek tensiple birlikte dosyaların birleştirilmesine ve davanın kabulü ile davalı Köy Tüzel Kişiliği adına terkin, tespit ve tescil edilen dava konusu taşınmaz alanının adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

2. Birleştirilen davada davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.05.2013 tarihli ve 2012/336 E., - 2013/185 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın fen bilirkişileri ...,... tarafından düzenlenen 26.04.2013 tarihli rapor ve haritada gösterilen 8.09 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2015 tarih ve 2014/12533 E. - 2015/1320 K. sayılı kararıyla; " ....Mahkemece fen bilirkişi raporunda gösterilen 8.09 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı, adına tespit ve tescil edilen 125 ada 2, 3, 4, 5 parsel sayılı taşınmazlar ile adına tescil kararı verilen çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinde bir bütün olduğu halde aradan yol geçmesiyle ikiye bölündüğünü öne sürerek dava açmıştır. Davacının taşınmazının bir bölümünün de yol boşluğu olarak bırakıldığını öne sürerek adına tescili istemiyle aynı Mahkemenin 2012/357 Esas sayılı dosyasıyla da ayrıca dava açtığı, yargılamanın halen devam ettiği, anılan dosya örneğinin Dairemiz geri çevirme kararı ile getirtilmesi ile belirlenmiştir. Eldeki davada dava konusu edilen yer ile tescil davasında konu edilen yerin birbirine bitişik olduğu, davacının aynı tapu kaydına ve sebeplere dayalı olarak her iki davayı açtığı, davacı vekilince eldeki davanın 06.03.2013 tarihli ilk duruşmasında da davaların birleştirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca; davacının aynı sebeplere dayalı olarak birbirine bitişik iki taşınmaz hakkında dava açtığı, biri hakkında verilecek kararın diğerinide etkileyeceği gözetilerek her iki davanın birleştirilerek görülmesi gerekirken davaların ayrı ayrı görülmesi isabetsizdir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.06.2020 tarihli ve 2015/224 E. - 2020/173 K. sayılı kararı ile; somut olayda, ... ili ... ilçesi ... köyünde bulunan ve dava konusu taşınmazlar arasından geçen yolun tesis kadastrosunda oluşan bir yol olduğu, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre kadastro geçmeden önce davacının yolun hem batısında hem de doğusunda yerinin olduğu, söz konusu yolun mahalli bilirkişilerin yer göstermesi ve beyanlarına dayalı olarak hazırlanan fen bilirkişileri ...,...,... tarafından düzenlenen 27.09.2019 havale tarihli rapora ekli krokide (B) harfi ve mavi tema ile gösterilen yolun 92,19 m2'lik kısmının davacıya ait olduğu, bu bölümün kadastro çalışmaları sırasında yol içerisinde kaldığı, taşınmazın bu kısmının yol ile ilgisinin olmadığı, bu nedenle birleştirilen davanın kabulünün gerektiği; esas davaya konu 117 ada 14 nolu parselde davalılar adına kayıtlı taşınmazın ise tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre hazırlanan 27.09.2019 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ve kırmızı tema ile gösterilen 8,09 m2'lik kısmının da kadastro geçmeden önce davacıya ait olduğu, davacı ve mirasbırakanlarının 50 yıldan fazlaca dava konusu taşınmaza nizasız fasılasız kendi mülkleriymiş gibi zilyet oldukları anlaşıldığından asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davalılar Hazine ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadimden beri umuma açık yol olarak kullanıldığını, davanın öncelikle hak düşürücü süreden reddi gerektiğini, diğer taraftan hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun eksik inceleme ile tanzim edilmiş olduğunu, usule, yasaya ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak tanzim edilmiş bulunan rapora dayanılarak hüküm kurulmasının da bozmayı gerektirdiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın sorumluluğu müvekkili İdarede olmadığından karar aşamasında davanın müvekkili İdare yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu yolun devamlılığı olan bir yol olduğunu, bilirkişi raporunda düzenlenen krokide mavi ile taranmış ve (B) harfi ile gösterilen alanın davacıya bırakılmasının, Devletin hüküm ve tasarrufunda ve herkesin kullanımına açık olan yolun özel mülkiyete geçirilmesi anlamına geldiğini, ayrıca yolun mülkiyet hakkının gerçek kişiye verilmesinin dava konusu taşınmazlar ile komşu taşınmazlar arasındaki bağlantı yolunun özel kişinin keyfiyetine bırakılmasına sebep olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddesi,

Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden; ... ili ... ilçesi ... mahallesi 125 ada 2-3-4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların kadastrodan önce bir bütün halinde iken Meşeli-Ağaçlı- Aydınköy grup yolunun geçmesi ile arazilerin bölündüğü ve davacının arazisinin bir kısmının asıl davada davalılar adına tespit ve tescil edilen 117 ada 14 parsel sayılı taşınmaz içerisinde, diğer kısmının da Meşeli -Ağaçlı-Aydınköy grup yolunda kaldığı, grup yolunun yörede 2003 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu oluşan bir yol olduğu anlaşılmaktadır.

2. Mahkemece temyize konu edilen birleştirilen davada; 27.09.2019 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 92,19 metrekarelik kısım yönünden yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

3. Şöyle ki; davacı adına senetsizden tespit edilen taşınmazlara ilişkin usulüne uygun şekilde araştırma yapılmamış, TMK'nın 713 üncü maddesinin 4-5 inci fıkaraları gereğince yasal ilan yapılmamış, öte yandan bir taşınmazın niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.

4. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden dosya ikmal edilmelidir.

5. Daha sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazın bulunduğu köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu ile fen (teknik), jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

6. Yapılacak keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişilerden dava konusu taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğu, yolun ne zaman yapıldığı, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, dava tarihine kadar davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı, taşınmaza komşu parsel maliklerinin yol olarak nereyi kullandığı, dava konusu taşınmaz haricinde alternatif yollarının bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır.

7. Fen bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, taşınmaza komşu parselleri de göstermek sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın eğimi, bitki deseni, toprak yapısı itibariyle yol niteliğinde olup olmadığı, zeminde hangi amaçla kullanıldığı, üzerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, zilyetliğe ara verilip verilmediği, taşınmazın yol niteliğinde olup olmadığı belirlenmeye çalışılmalıdır.

8. Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenerek Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalıdır.

9. Öte yandan; TMK'nın 713/5'inci maddesinde belirtilen gerekli ilanların mutlak surette yapılarak yararı olan kişilere itiraz hakkı tanınması gerektiği düşünülmelidir.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Birleştirilen davada davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden diğer davalı ... Başkanlığına iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

15.01.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.