"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : HAYMANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında davacının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan İsmet Yüzbaşıoğlu'ndan intikal eden taşınmazların fiili taksim sonrası diğer mirasçılar ile birlikte tasarruf ettiklerini, 2510 parsel sayılı taşınmazı ise fiilen kendisinin kullandığını, kardeşi davalı ...’in 2510 sayılı parselin kendisine daha uygun olduğunu, fiilen kullandığı başka bir taşınmaz ile değiştirmeyi teklif ettiğini, kardeşinin bu isteğini kabul ederek tapuda paylarını birbirlerine devrettiklerini, 2015 yılı yaz aylarında Haymana Ziraat Odasına gittiğinde ÇKS sisteminde kullandığı taşınmazların kendisine ait olmadığını öğrendiğini, Tapu Müdürlüğünden yaptığı araştırma ile 2510, 1159, 1370, 2495, 1371, 2415, 2435, 2443 ve 2508 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının hile sonucunda davalıya devrettiğini anladığını, temliğin bedelsiz olup geçerli bir nedeninin bulunmadığını, saflığından faydalanılarak ve kardeşine olan güveni kötüye kullanılarak taşınmaz paylarının devrinin sağlandığını ileri sürerek, hile nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 06.02.2019 tarihinde 2510 parsel sayılı taşınmazın bilgi mahiyetinde yazıldığını, bu parsele ilişkin davasının olmadığını, anılan parsel yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, devrin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl içinde dava açılması gerektiğini, dava konusu 1159, 1370, 2495, 1371, 2415, 2435, 2443 ve 2508 parsel sayılı taşınmazların 1/4 paylarının 20.04.2012 tarihinde bedeli karşılığında alındığını, aldatma iddiasının doğru olmadığını, davacının tapu memuru karşısında bizzat bedelini aldım diyerek satışı yaptığını, 2510 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olup dava açılmasının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Haymana Asliye Hukuk Mahkemesi 13.03.2019 tarihli, 2015/357 E., 2019/57 K. sayılı kararıyla, hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle 1159, 1370, 1371, 2415, 2435, 2443 ve 2508 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, dava dışı üçüncü kişiye ait 2495 parsel sayılı taşınmazla ilgili davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, 2510 parsel sayılı taşınmazla ilgili davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 1159, 1370, 2495, 1371, 2415, 2435, 2443 ve 2508 parsel sayılı taşınmazların fiili taksim sonucu tüm mirasçılar tarafından birlikte kullanıldığını, 2510 parsel sayılı taşınmazı davalının taşınmazın kendisine uygun olduğunu ve fiilen kullandığını, başka bir taşınmaz ile değiştirme talebinde bulunduğunu, davalıyla anlaşarak teklifi kabul ettiğini, tapuda birbirlerine paylarını devrettiklerini, ancak yapılan araştırmadan tüm taşınmazlardaki paylarını davalıya devrettiğini öğrendiğini, davalının kendisini aldattığını, devrin hile ve aldatma sonucunda bedelsiz olarak yapıldığını, rızası dışında, bilerek ve isteyerek yapılmayan devir işlemlerinin iptali gerektiğini, taşınmazları halen kullandığını ve davalının bu duruma karşı çıkmadığını, geçimini taşınmazlarla sağlaması nedeniyle taşınmazların tamamını bir başkasına hiçbir karşılık almadan devretmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sağlık durumunun iyi olmadığını, saflığından yararlanarak devirlerin yapıldığını ileri sürerek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.12.2021 tarihli ve 2019/2124 E., 2021/2415 K. sayılı kararıyla; öğrenme tarihinden itibaren davanın süresinde olduğu, dosya kapsamından temlike rağmen dava konusu taşınmazları davacının kullanmaya devam ettiği, taşınmazları satış iradesinin bulunmadığı, davalı asilin davacı adına kayıtlı olan taşınmazlardan ecrimisil isteyince tapu kayıtlarının kendisine devredildiğini, kimseden zorla yeri almadığını, halen tarlaları davacının kullandığını beyan ettiği, takas suretiyle devrin yapılacağı inancı ile davacının saflığından faydalanarak ve iradesi fesada uğratılarak temliğin yapıldığı, bedelsiz olduğu, 2510 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava dilekçesinde davacının bir talebinin bulunmadığı, baştan dava konusu edilmeyen taşınmaz hakkında davacı vekilinin yargılama sırasındaki feragat beyanının sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle dava konusu 1370, 1371, 2415, 2435, 2443, 2508 ve 1159 parsel sayılı taşınmazlardaki temlike konu paylar yönünden davanın kabulüne, dava konusu 2495 parsel yönünden ise dava tarihi itibariyle kayıt malikinin davalı olmadığı, kural olarak tapu iptali ve tescil davasının kayıt malikine husumet yöneltilmek suretiyle açılması gerektiğinden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacının her yıl ÇKS yardımını gidip almakta olduğunu, devirden haberdar olduğunu, hile iddiasının ispat edilmediğini, davacının saf ve gariban biri olmadığını, okuyarak akdi imzaladığını, Bölge Adliye Mahkemesinin neye dayanarak davayı kabul ettiği, gerekçesinin anlaşılamadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Kararın (IV/3.) numaralı paragraftaki gerekçe yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370'inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 5.673,25 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06.09.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.