Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1852 E. 2023/7164 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/203 E., 2021/375 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Ağrı ili, Doğubayazıt ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 154 ada 23 parsel 65000 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın babasından kendisine kaldığını ve yaklaşık 30-35 yıldır zilyedinde bulunduğunu, ancak 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu taşınmazın ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın ham toprak vasfında olup Devletin özel mülkiyetindeki yerlerden bulunduğunu, zilyetlik veya başka bir yolla özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Doğubayazıt 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli ve 2015/205 Esas, 2016/524 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi raporunda yeşil renk ile boyalı 59.287,47 metrekarelik kısmın ifrazı ile davacı adına tespit ve tesciline, fen bilirkişisi raporunda kırmızı renk ile boyalı kısma ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.02.2020 tarihli ve 2016/15230 Esas, 2020/335 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, dava konusu 154 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve bu bölümde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın vasfının belirlenmesi hususunda tek ziraatçı bilirkişi tarafından hazırlanan raporla yetinilmiş ve taşınmazın niteliğini, üzerindeki zilyetliğin başlangıcını ve sürdürülüş biçimini belirlemede en etkili yöntem olan hava fotoğraflarından yeterince ve yöntemine uygun şekilde yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hâl böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde çekilmiş, farklı tarihlere ait en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı ve bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları temin edilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi, 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve 1 fen elemanından oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulundukları, kime ait oldukları, kimden nasıl intikal ettikleri, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldıkları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile komşu taşınmazların toprak yapıları ve nitelikleri bakımından fark bulunup bulunmadığı hususlarını ve çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliklerini, kullanım durumlarını ve zilyetlik sürelerini kesin olarak belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve rapora taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmazlar ile aralarındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğraflarının eklenmesi istenilmeli; hava ve uydu fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeğinin harita çizim programları aracılığıyla eşitlenmesi suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin konumlarının çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğunun ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldıklarının belirlenmesine çalışılmalı; fen bilirkişisine keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri komşu taşınmazlara ait tutanak ve dayanaklarıyla ve ayrıca bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Doğubayazıt 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli ve 2020/203 Esas, 2021/375 Karar sayılı kararıyla; jeodezi ve fotogometri bilirkişisinin 17.05.2021 havale tarihli bilirkişi raporuna ek krokide sarı renk ile taranarak gösterilen 14.564,53 m2'lik kısmın davacıya babasından miras yoluyla intikal ettiği, kadastro çalışmaları esnasında yapılan yanlışlık neticesinde davalı adına tapuya kaydedildiği, davacı tarafından kadastro tespitinden önce 20 yıldan daha uzun bir süredir nizasız ve fasılasız, malik sıfatıyla eklemeli olarak bu taşınmazı tarım amaçlı kullandığı, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi ...’in düzenlediği 17.05.2021 tarihli raporda sarı renk ile boyalı 14.564,53 metrekarelik kısmın ifrazı ile davacı adına aynı ada içinde son parsel numarası verilmek suretiyle tesciline, fen bilirkişisi Ferit Öztürk'ün düzenlediği 11.05.2016 tarihli raporda kırmızı renk ile boyalı 5.712,62 m2'lik kısıma ilişkin feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama aşamasında davacının ölmesine rağmen Mahkemece taraf teşkilinin sağlanmadığını ve ölü kişi adına tescil hükmü kurulduğunu, dava konusu taşınmazın niteliği gereği Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlenden olup zilyetlikle kazanıma uygun olmadığı gibi davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının taraflı olduğunu, bu beyanlara itibar edilerek hüküm kurulamayacağını, ziraat bilirkişisi kurul raporunda dava konusu taşınmazın taşlık ve kayalık olduğu, tarım arazisi özelliği göstermediği ve ham toprak vasfı taşıdığının belirtildiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı hususunda rapor alınmadığını, davalı aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de hukuku aykırı olduğunu, ayrıca reddedilen kısım yönünden davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de az hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ... tarafından, dava konusu 154 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü için irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılmış, Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama neticesinde, jeodezi ve fotogrametri bilirkişinin 17.05.2021 havale tarihli raporuna ek krokide sarı renk ile taranarak gösterilen 14.564,53 m2'lik kısmın davacıya babasından miras yoluyla intikal ettiği, kadastro çalışmaları esnasında yapılan yanlışlık neticesinde davalı adına tapuya kaydedildiği, davacı tarafından kadastro tespitinden önce 20 yıldan daha uzun bir süredir nizasız ve fasılasız, malik sıfatıyla eklemeli olarak bu taşınmazı tarım amaçlı kullandığı, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme koşullarının oluştuğu benimsenerek fen bilirkişisi ...'in düzenlediği 17.05.2021 tanzim tarihli 2 adet krokili raporlarında sarı boya ile boyayarak gösterdiği 14.564,53 m2'lik kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Mahkemenin kabul kararı dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Şöyle ki; Ağrı ili, Doğubayazıt ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 154 ada 23 parsel 65.000 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, ekonomik yarar sağlanan yerlerden olduğu ve kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına 2007 yılında tespit ve tescil edilmiştir.

Bozma ilâmından sonra mahallinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan üç kişilik ziraat bilirkişi kurul raporunda taşınmazın taşlık ve kayalık alanlar ihtiva ettiği, parsel üzerinde mevcut bulunan kaya ve taşlar sebebiyle makinalı tarıma uygun yerler olmadığının düşünüldüğü, parselin büyük bölümlerinin işlenmemiş ham toprak vasfında sayılabilecek yerler olup makinalı tarıma uygun arazilerden olmadığı, fen bilirkişisinin krokili raporunda belirtilen, kabul kapsamına alınan ve sarı kalem ile çizilen kısmın kısmi imar-ihya ile taşlarının bir miktar toplandığı ve parsele su kanalları açma suretiyle rehabilitasyon yapıldığı ancak bunun yeterli olmadığının belirtildiği, her ne kadar mahalli bilirşilerce taşınmazın belirtilen kısmının davacıya ait olduğu, taşınmazın davacıya babasından kaldığı ve kendilerini bildiklerinden beri taşınmazın ... ve üst soyu tarafından kullanıldığı beyan edilse de bu beyanların soyut olup dava konusu taşınmazın geneli hakkında beyanda bulunulduğu, bu beyanların bilimsel nitelik taşıyan bilirkişi raporu ile uyumlu olmadığı gözetilerek taşınmazın Hazine adına tespit ve tescilinin yapıldığı 28.01.2007 tarihine kadar davacı lehine zilyetlikle kazanım koşulları oluşmadığı anlaşılmaktadır.

2. Hâl böyle olunca; çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı gözetilerek davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.

3. Kabule göre de; TMK’nın 28 inci madde hükmü uyarınca ölümle şahsiyet son bulduğu halde ölü kişi ... adına tescil kararı verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.