"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1074 E., 2021/483 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/348 E., 2019/467 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.07.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, davacı (kararı temyiz ettikten sonra vefat eden davacı ...’nun bir kısım mirasçıları) vekili Avukat ... ile bir kısım davalılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; dava konusu 319 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların evvelinde bütün olarak 1938 tarihli vergi kaydı uyarınca mirasbırakanı olan babası ...’e ait olduğunu, ... 1944 yılında ölünce mirasçılarından eşi ...’nin kendine asaleten, bir kısım çocuklarına velayeten ve yine ... mirasçılarından bir kısmının 1949 yılında, taşınmazlardaki hisselerini ...’e sattığını, ...’nün de bu yerleri bir süre zilyet ettikten sonra 1975 yılında kendisine sattığını, kendisinin de bir kısım payı uhdesinde bırakıp kalan payını 1975’de ...’a onun da ...’a sattığını, yine ... mirasçılarından bir kısmının hisselerini de satın aldığını, buna rağmen kadastro tespiti sırasında taşınmazlarda hakkı olmayan davalılara da pay verildiğini ileri sürerek 319 ada 4 parselin tamamının, 319 ada 5 parselin ise Sait adına kayıtlı payın iptali ile 2.400,00 metrekarelik kısmı haricindeki kısmının adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı iyiniyetle satın aldığını, kaldı ki 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Bir kısım davalılar ... ve müşterekleri vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin 391 ada 4 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, bu hisselerin mirasbırakanları olan babaları ...’den geldiğini, müvekkilleri tarafından yapılan araştırmada mirasbırakan ...’in hissesini 1949 yılında sattığını öğrendiklerini ama böyle bir satışın mümkün olmadığını, muhtemelen satış sözleşmesindeki imzanın sahte olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Diğer davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bir kısım davalılar vekili tarafından, hüküm yerinde vekalet ücretinin somutlaştırılmadığı ileri sürülerek tavzih talebinde bulunulması üzerine, Mahkemenin 06.09.2019 tarihli ek kararıyla hükmün vekalet ücreti yönüyle tavzihine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 5 nolu parselin ...’a satışına ilişkin senedin sahte olduğunun anlaşıldığını, tapu kaydındaki tescilin hukuka uygun olması için dayanak belgelerin de hukuka uygun belgeler olması gerektiğini, dayanak belgelerin sahte olmasının yolsuz tescile sebebiyet vereceğini ve yolsuz tescil iddiasının her zaman ileri sürülebileceğini, davalıların taşınmazlara 1949 yılından beri girmediklerini, taşınmazların tamamı müvekkili tarafından noter satış senedi ile satın alınmasına rağmen hak sahibi olmayan kişilerin adına da tespit yapıldığını, taşınmazların 1975 yılından beri müvekkili tarafından zilyet edildiğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 1985 ve 1988 yıllarından davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda Malatya ili, Yeşilyurt ilçesi, Mollakasım Mahallesi çalışma alanında bulunan 319 ada 4 parsel sayılı 4.278,00 metrekare ve 319 ada 5 parsel sayılı 6.835,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar vergi kaydı, irsen intikal, taksim, satın alma, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş; 319 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespiti itirazsız olarak 24.11.1985 tarihinde, 319 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tespiti hükmen 07.09.1988 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmazlar bilahare kayden satış suretiyle davacı ... ve müşterekleri adına tescil edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dosya kapsamından eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 24.11.1985 ve 07.09.1988 tarihlerinden, eldeki davanın açıldığı 28.02.2007 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığına göre usul ve kanuna uygun olup davacı taraf vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmaya gelen temyiz edilen bir kısım davalılar vekili için 17.100.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı taraftan alınmasına,
Aşağıda yazılı 368,30 TL bakiye onama harcının temyize gelen davacı taraftan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.