"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03/10/2018 tarihli ve 2018/112 Esas, 2018/309 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31/05/2021 tarihli ve 2019/1150 Esas, 2021/4446 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; dava dilekçesinin ekindeki krokide gösterilen taşınmaz bölümünün, müvekkillerinin murisi ...’dan geldiğini ve muris tarafından imar-ihya edildikten sonra kullanılmaya başlandığını, yine murisin ölümüyle mirasçıları olan müvekkilleri tarafından kullanılmaya devam edildiğini, müvekkillerinin annesinin eşi ...’den gelen payını müvekkillerine bağışladığını, bilahare taşınmazın müvekkilleri tarafından zeminde fiilen taksim edildiğini ileri sürerek, taşınmazın müvekkilleri adına ayrı ayrı tescilini, bunun mümkün olmaması halinde ise müvekkilleri adına müştereken tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili davaya cevap vermemiş, bilahare 14/05/2009 havale tarihli dilekçe ile Mahkemece yapılacak yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmaz bölümünün TMK’nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Dörttepe köyü tüzel kişiliği davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/07/2010 tarihli, 2007/215 Esas, 2010/471 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz bölümünde davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu, taşınmaz üzerinde bulunan ve “delice” tabir edilen zeytin ağaçlarının davacı tarafça aşılanarak kapama zeytinlik haline getirildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, teknik bilirkişi Turan Güneş tarafından tanzim edilen 14/04/2009 havale tarihli rapora ekli krokide, 1 no ile gösterilen 6.800,57 metrekarelik bölümün davacı ... adına, 2 no. ile gösterilen 8.630,21 metrekarelik bölümün davacı ... adına ve 3 no. ile gösterilen 8.630,92 metrekarelik bölümün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04/10/2012 tarihli, 2012/2457 Esas, 2012/8552 Karar sayılı kararıyla; “Dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın 1966 yılında yapılan tapulama çalışmalarında tescil şartları oluşmadığından tescil harici bırakıldığı, mahallinde 02/02/2011 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile keşif sonucu temin edilen teknik bilirkişi ve ziraat mühendisi bilirkişi raporlarından ise taşınmazın çalılık, makilik vasfı ile tescil harici bırakıldığı ve sonrasında üzerindeki delicelerin aşılanması suretiyle zeytinlik haline getirildiğinin saptandığı, bu durumda, dava konusu taşınmazın öncesinin yabani zeytinlik olduğunun anlaşıldığı, yabani zeytinliklerin ihya yoluyla iktisabı, bulunduğu yerin hukuksal niteliğine göre değiştiğinden, nizalı taşınmazın orman sayılan yerden olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, bu hale göre öncelikle çalılık ve makilik vasfı ile tescil harici bırakılan dava konusu yer bakımından orman araştırması yapılması, 3116 sayılı Yasa'ya göre orman tahdidi yapılıp yapılmadığı ya da 6831 sayılı Yasa hükümleri uyarınca çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılması, nizalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kanunları gereğince bir çalışma yapılmamış ise, o takdirde en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarından yararlanarak (MAH uygulaması yapılarak) taşınmaz ve çevresinin durumunun belirlenmesi, belirtilen konulardaki işlem ve belgelerin mahalli Orman İşletme Müdürlüğünden getirtilmesi, bundan sonra mahallinde işin uzmanı bilirkişilerle keşif yapılması, bilirkişilerden bu yerin öncesinin orman olup olmadığı ve orman dışına çıkarma işlemi yapılıp yapılmadığının, maki tefrik çalışmaları olup olmadığının net bir biçimde açıklığa kavuşturulması, taşınmazın orman sayılan yerlerden kazanıldığının anlaşılması ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılanması Hakkındaki Kanun'un 3, 4, 5. maddelerinde öngörülen ıslah ve temlik işlem ve şartlarının yerine getirilmiş olması halinde, yabani zeytinliklerin kazanılması mümkün olduğundan bu şartların, Devlet ormanı dışında kalan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki boş araziden kazanıldığının anlaşılması halinde ise, TMK'nun 713. maddesi ve 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddelerindeki iktisap şartlarının varlığı halinde davacı adına tesciline karar verilebileceğinden, Mahkemece yeterli bir araştırma ve inceleme yapmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 31/03/2014 tarihli, 2013/277 Esas, 2014/207 Karar sayılı kararla; dava konusu taşınmazın imar-ihya edildikten sonra 20 yılı aşkın süre boyunca davacı tarafça kullanıldığı, taşınmaz üzerinde bulunan “delice” tabir edilen zeytin ağaçlarının aşılanarak taşınmazın kapama zeytinlik haline getirildiği, davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, teknik bilirkişi, ziraat mühendisi bilirkişi ve orman mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 05/03/2014 tarihli müşterek rapora ekli krokide 1 no ile gösterilen 6.800,57 metrekarelik bölümün davacı ..., 2 no. ile gösterilen 8.630,21 metrekarelik bölümün davacı ... ile 3 no ile gösterilen 8.630,92 metrekarelik bölümün ise davacı ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Kararından Sonra Mahkemece Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14/12/2017 tarihli, 2015/20674 Esas, 2017/8917 Karar sayılı kararıyla; “Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca davanın yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesinin zorunlu olduğu, davanın Hazine ve Dörttepe köyü tüzel kişiliği hasım gösterilerek açıldığı, ancak; karar tarihinden önce 30/03/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince nizalı taşınmazın bulunduğu Muğla ilinin, büyükşehir belediyesi statüsüne kavuşturulduğu, aynı zamanda büyükşehir belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlendiği, büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı, köylerin mahalle olarak, belediyelerin ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldığı, anılan Yasa'nın yürürlüğünden sonra büyükşehir belediyesi statüsünde olan illerin sınırları içindeki tescil harici taşınmazlar için açılacak tescil davalarında, büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyelerinin yasal hasım konumunda olduğu, somut olayda; yasal hasım konumunda olan Muğla Büyükşehir Belediyesi ve taşınmazın bulunduğu Milas İlçe Belediyesi davaya dahil edilmeden yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulduğu, bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği, hal böyle olunca, Muğla Büyükşehir Belediyesini ve Milas Belediyesini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.
6. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 03/10/2018 tarihli, 2018/112 Esas, 2018/309 Karar sayılı kararla; dava konusu taşınmazın imar-ihya edildikten sonra 20 yılı aşkın süre boyunca davacı tarafça kullanıldığı, taşınmaz üzerinde bulunan “delice” tabir edilen zeytin ağaçlarının aşılanarak taşınmazın kapama zeytinlik haline getirildiği, davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi, ziraat mühendisi bilirkişi ve orman mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 05/03/2014 tarihli müşterek rapora ekli krokide 1 no ile gösterilen 6.800,57 metrekarelik bölümün davacı ..., 2 no ile gösterilen 8.630,21 metrekarelik bölümün davacı ... ile 3 no ile gösterilen 8.630,92 metrekarelik bölümün ise davacı ... tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Kararından Sonra Mahkemece Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
8. Üçüncü Bozma Kararı
Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31/05/2021 tarihli, 2019/1150 Esas, 2021/4446 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (1), (2) ve (3) rakamları ile gösterilen temyize konu taşınmaz bölümleri üzerinde, davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verildiği, bir taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncelikle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesinin zorunlu olduğu, keşif sonucu dosyaya ibraz edilen fen, orman ve ziraat bilirkişilerinin sunmuş oldukları müşterek raporda, ekli krokiye atıf yapılarak (1) numarada gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde 75 adet, (2) numarada gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde 90 ve (3) numarada gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde 55 adet olmak üzere 45-50 yaşlarında zeytin ağaçlarının bulunduğu belirtilmekle birlikte, ekli fotoğraflarda taşınmaz bölümlerinin içerisinde, üzerinde zeytin ağacı bulunmayan yer yer taşlık ve kayalık durumunda, imar ihya edilmemiş olan kısımlar bulunduğu anlaşılmakta olup, bu kısımlar üzerinde zeytin ağacı bulunmadığına ve başkaca imar ihya faaliyeti yapıldığı da anlaşılamadığına göre, bu alanlar üzerinde iktisap koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, ne var ki Mahkemece, bu husus üzerinde durulmadığı, zeytin ağaçlarının kümelendiği kısımlar dışında, üzerinde zeytin ağacı bulunmayan taşlık ve kayalık durumdaki bölümlerin, denetime elverişli şekilde fen bilirkişi raporunda gösterilmediği gibi, bu bölümler yönünden iktisap koşulları gerçekleşmediğinden, bu bölümlere ilişkin davanın reddinin gerektiğinin de düşünülmediği, hal böyle olunca; Mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak, taşınmaz bölümlerinin imar ihya edilmemiş olan taşlık ve kayalık olan kısımları ile zeytin ağaçlarının kümelendiği kısımların ayrı ayrı tespit edilerek, fen bilirkişi raporunda gösterilmesi, imar ihya edilmemiş taşlık ve kayalık olan bölümler hakkında davanın reddine, zeytin ağaçlarının bulunduğu imar ihyası tamamlanmış bölümler yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
V. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar:
Yargıtay bozma kararına karşı süresi içerisinde dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri:
Dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar-ihya edilemediğini ve taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmediğini, Yargıtayca hükmün, davanın tümden reddine karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmasına karar verilmesi gerekirken, kısmen reddine karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Yargıtay bozma kararının kaldırılarak hükmün, davanın tümden reddine karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi;
“Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine re’sen devrolunur.” hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dava, TMK' nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Karar düzeltme aşamasında dosyaya gönderilen kayıt ve belgelerden, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8. maddesine dayalı olarak (tesis kadastrosu sırasında tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında) kadastro tespitinin yapıldığı ve taşınmaz hakkında 304 ada 296, 274 ve 275 parsel numaralarıyla tespit tutanaklarının düzenlendiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesinde mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve dava dosyalarının kadastro mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmesi için hükmün BOZULMASINA karar verilmesi gerekirken, sehven (IV/8.) paragrafta yazılı gerekçelerle bozulmasına karar verilmiş olması hatalı olup, dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31/05/2021 Tarih, 2019/1150 Esas, 2021/4446 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, bozma nedenine göre işin esasına yönelik karar düzeltme nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31/05/2021 tarihli 2019/1150 Esas, 2021/4446 Karar sayılı bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmesi için hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 14/04/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.