Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1980 E. 2022/5205 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletle yapılan taşınmaz satışlarının davacının iradesine aykırı olup olmadığı ve davalıların iyiniyetli üçüncü kişi sayılıp sayılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının vekaletname verdiği hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, ancak vekaletnamede yer alan satış yetkisinin davacı tarafından bilinip bilinmediği, davacının iradesinin sakat olup olmadığı ve davalıların iyiniyetli üçüncü kişi sayılıp sayılamayacağına dair hususların tam olarak aydınlatılmamış olması ve tüm delillerin değerlendirilmemesi gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: ÇATALCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davacı vekili, davalı ... vekili, davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 28/06/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... vd vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, emlakçılık yapan davalı ...'ı Gaziosmanpaşa 10. Noterliği'nin 27/07/2017 tarihli vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, davalının hile ve oyunlarla kendisini kandırdığını, kendi adına vekalet verdiğini ve vekaletnamede satış yetkisi olduğunun bilincinde dahi olmadığını, davalının kafa karıştırma ve oyalama amacıyla farklı vekaletnameler de aldığını, kulaklarının çok ağır işittiğini ve bu zayıflığın davalı ... tarafından kullanıldığını, dava konusu 24, 689, 693, 695, 801, 130 ada 20 ve 131 ada 37 parsel sayılı taşınmazlarının haberi olmadan 22/07/2017 tarihinde davalı vekil Orhan tarafından diğer davalılara devredildiğini, devralan kişilerin de davalı ... ile birlikte hareket ettiğini, banka hesabına 600.000,00 TL gönderildiğini ancak taşınmazların gerçek değerinin 4.000.000,00 TL'nin üzerinde olduğunu, kaldı ki satış iradesi bulunmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmaz bedellerinin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., davacı ve akrabaları tarafından daha önce de vekaletnameler verildiğini, davacının iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, vekaletnamelerin tamamından davacının haberdar olduğunu, tüm işlemlerin davacının talebi üzerine yapıldığını, dava konusu 801, 130 ada 20 ve 131 ada 37 parsel sayılı taşınmazların davacının isteği üzerine emaneten diğer davalı ...'e bedelsiz devredildiğini, taşınmazların daha sonra davacının dava dışı eşi ...'ye devredileceğini ancak devir işlemi tamamlanmadan azledildiğini, dava konusu diğer taşınmazların ise bedeli karşılığında satıldığını, satış bedelinin davacıya ödendiğini, davacının bu satışlardan alacağı kalmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını, sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., dava konusu 24 parsel sayılı taşınmazın bedeli karşılığında 1.480.000,00 TL'ye satın alındığını, satış bedelinin ödendiğini, tapu kaydına güvenerek, iyiniyetle işlem yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3.Davalılar ...,...,...,...; davacının paydaş olduğu dava dışı başka taşınmazlarının satışı için de davalı ... ile anlaştığını, davacının yasal düzenleme gereği taşınmazlarının tamamını satması gerektiğini, bu amaçla davalı ...'a devredilen 801, 130 ada 20 ve 131 ada 37 parsel taşınmazların şeklen, bedelsiz olarak devredildiğini, davacının isteği üzerine taşınmazların eşine devredileceği konusunda anlaşıldığını, diğer davalılar ...,...,...,'nın taşınmazları bedeli karşılığında satın aldıklarını, satış bedellerinin ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16/07/2020 tarihli ve 2017/697 E., 2020/206 K. sayılı kararıyla; vekaletnamenin hile ile alındığı, davalı şirketin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; dava konusu 689, 693, 695, 801, 130 ada 20 ve 131 ada 37 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal-tescile, 24 parsel sayılı taşınmaz yönünden tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili, davalılar ..., ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar arasında en değerlisi olan 24 parsel sayılı taşınmazı devralan davalı ... Dış. Tic. Ltd. Şti'nin iyi niyetli üçüncü kişi olarak kabul edildiğini, davalılar arasındaki para alışverişinin ne olduğunu bilmediklerini, davalı ...'ın diğer davalı ...'e ödediğini iddia ettiği 1.170.000 TL'nin gerçekte ödenip ödenmediği, ödendiyse ne için ödendiği, aralarındaki ilişkinin belli olmadığını, Mahkemece tapusu iptal edilmeyen ve ancak bedelinin tazminat olarak tahsiline karar verilen 24 parsel için ödenen 310.000 TL bedelin, taşınmazın gerçek değerinin yanında çok komik kaldığını, taşınmazın gerçek değerinin tapuda gösterilen ve ödenenin 5 katı olduğunu, bu durumun da muvazaanın en büyük ispatı olduğunu, bu kadar kıymetli bir taşınmazı çok düşük bir fiyatla satın alanın iyiniyetli olduğu iddiasının kabul göremeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, dava konusu 24 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptale karar verilmesini talep etmiştir.

2.2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının davacıdan 5 adet ayrı ayrı satış vekaletnamesi aldığını, ayrıca davacı ...’in, ...'e hem kendi adına hem de yeğeni Arzu Yurdusever adına satış vekaletnamesi verdiğini, davacının davalı ... ve diğer davalıları dolandırıcılık iddiası ile şikayet ettiğini, Ancak Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/3381 Sor. 2019/774 K. numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile takipsizlik kararı verildiğini, söz konusu kararda müştekinin hile, desise ve buna benzer fiiller ile iradesinin fesada uğratılmadığının belirtildiğini, yerel mahkemede görülen davada davacının iradesinin hile ile fesada uğratıldığının ispatlanamadığını, mahkemece somut delile dayanmadan varsayımla karar verildiğini, satış sırasında taşınmazın gerçek değeri üzerinden işlem yapılmadığını, rayiç değer üzerinden tapuda satış işlemi yapıldığını, tarafların fazla tapu harcı ödememek için bu yola başvurduklarını, bu durumun muvazaa için yeterli bir delil olamayacağını, davacının işitme problemi ile ilgili herhangi bir tıbbi inceleme yapılmadığını, davacının ilk önce, hanımına çıkarttığı vekaletname ile kendi kızlarının üzerine tapu çıkartılmasını istediğini, daha sonra fikrini değiştirerek davalıya "güvenilir birisini bul, daha sonra hanımım ... Gönenç üzerine yap" dediğini, bunun üzerine davalının taşınmazların tescilini diğer davalı ... adına, emaneten, bedelsiz olarak yaptığını, tescilden bir gün sonra diğer davalı ...’in düzenleme şeklinde satış vekaletnamesi ile ... Gönenç'e satış yapılmak üzere davalı ...'a satış vekaletnamesi verdiğini, bunun üzerine davalının tüm tapu harçlarını yatırdığını, davacının bilinçli bir şekilde hem kendi ev yeri hissesini hem de yeğeni Arzu Yurdusever’in ev yeri hissesini karısının üzerine geçirmek istediğini, belgeler üzerinde eklemeler yapıldığı gerekçesi ile sunulan ödeme belgelerinin dikkate alınmadığını, sunulan delillerin yeterince incelenmediğini, 5 adet satış vekaletinden alınan paraların, banka ve makbuz karşılığı ödendiğini, davacının mevcut borçlarını ödemek ve yeni araçlar almak için taşınmazlarını sattığını, davacının ve akrabalarının tanıdığı olan Gaziosmanpaşa 10. Noteri'nin uyarısı ve tavsiyesi ile sözleşme yapıldığını, davacının akrabası olan diğer 4 kişi ile sözleşme ve vekaletnamelerin devam ettiğini, yapılan sözleşmelerin İstanbul İli'nde intikalen gelen ve gelecek olan mevcut taşınmazları kapsadığını, tarafların sözleşme şartlarını istedikleri gibi belirleyebileceklerini, davalının yapacağı işlere karşılık olarak taşınmaz bedelinin yarısını alacak olmasının, TBK ilgili maddelerine aykırılık teşkil etmediğini, davalının; davacı, yeğeni ve diğer hissedarların işleri için 3 yıl uğraştığını, tarafların bilmediği taşınmazlarını ortaya çıkardığını, satış, intikal, harçlar, vergiler, dask, noter masraflarını ödediğini, davacının okur-yazar olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.3.Davalılar ..., ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; satış bedellerinin tam olarak ödendiğini ve muvazaanın olmadığını kanıtlayan delillerinin mahkemece değerlendirilmediğini, davacı tarafından imzalanmış olan ödeme makbuzlarında sadece davacının iddiası dikkate alınarak herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eklemeler yapıldığının kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı ...’in yaşlı olması ve kulaklarının duymadığı iddiasına karşı davacının kulağında son model bir işitme cihazı bulunduğunu, bu cihaz yardımıyla tam olarak duyabildiğini ve günlük yaşamını kolay bir şekilde sürdürebildiğini, Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nden alınan sağlık raporundan da anlaşılacağı üzere davacı ...’in yaşının, ayırt etme gücünü ve dolayısıyla hukuki işlem ehliyetini etkilemediğini, bu sebeple davacının yaşlı olmasının vekâletnamenin hileli olarak alınmış olduğuna dair delil olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, yeterli inceleme yapılmadan davacının iddialarının doğru olduğunun peşinen kabul edildiğini, taşınmaz satış işlemlerinde tarafların genellikle, tapu harç ve masrafları ile gelir vergisi yükümlülüğünden kaçınmak için, gerçek bedelin altında bir bedel beyan etmelerinin sıklıkla söz konu