"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/160 E., 2021/303 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında davanın kısmen kabulüne dair verilen önceki tarihli karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar ve dahili davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... köyü 541 parselin bitişiğinde bulunan tapulama harici yaklaşık 1500 metrekare yeri 20 yıldır ekip biçtiğini ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; davacının çekişmeli taşınmazı sadece 2-3 yıldır bahçe olarak kullandığını, 04.04.2007 tarihinde mahallinde yapılan idari tespitte çekişmeli yerin boş olduğu, üzerinde harap olarak 23 adet dut, 2-3 adet turunç fidanı, 1 adet aşılı zeytin olduğunun, 300-400 metrekare alana 2005 yılında toprak döküldüğünün belirlendiği, davacının 30.03.2007 tarihinde taşınmazın adına tescilini istediğini, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olması nedeniyle talebin kabul edilmediğini, davacı yararına zilyetlik şartlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ... Başkanlığı vekili, taşınmazın imar planında kısmen konut kısmen yol olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
3.Dahili davalı ... Başkanlığı vekili; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEMENİN KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 25.02.2014 tarih 2010/496E., 2014/91 sayılı kararı ile; zilyetlik koşulları oluştuğundan davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişi raporundan (C) harfi ile gösterilen 1.264,68 m2 kısmın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., davalı ... Başkanlığı vekili ve katılma yoluyla davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.12.2017 tarihli ve 2015/20532 E. 2017/8961 K. sayılı kararıyla; ... Büyükşehir Belediyesi davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, imar planın onaylandığı 1998 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının dosya arasına alınması, 3 kişilik ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, mahalli bilirkişi ve tanıklar eşliğinde yeniden keşif yapılarak denetime elverişli rapor alınması gerektiği, eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.11.2021 tarihli 2018/160 E., 2021/303 K. sayılı kararı ile; zilyetlik şartları oluştuğundan davanın kısmen kabulüne, 08.01.2021 tarihli fen bilirkişi raporundan (C) harfi ile gösterilen 1.264,68 m2 kısmın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Başkanlığı vekili, Hazine vekili ve dahili davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Akdeniz Belediye Başkanlığı vekili; taşınmazın imar yolunda kaldığını, zilyetliğin şartlarının oluşmadığını, reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Hazine vekili temyiz dilekçesinde; tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile zilyetliğin ispatlanamadığını, memleket haritası ve hava fotoğraflarının da aynı yönde olduğunu, ağaç yaşlarının tek başına davayı kanıtlayamayacağını, reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Dahili davalı ... Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde,bilirkişi raporunun yeteriz olduğunu, 20 yıllık sürenin ispatlanmadığını, ev yapmanın imar ihya sayılmayacağını, reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti verilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin davacı adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dava konusu ... ili, ... köyü 1962 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici taşlık, kayalık olarak bırakılan taşınmazın, Akdeniz Belediyesinin 15.12.1998 tarih 98 sayılı 1/1000 ölçekli imar planında konut alanında kaldığı, taşınmazın yargılama sırasında 12.12.2014 tarihli yenileme işlemi ile 146 ada 29 parsel sayılı 8.983,07 m2 miktarlı hali arazi nitelikli Hazine adına kayıtlı taşınmaz içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
2.Mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin bozma kararının gereklerine uygun olduğundan söz etmek mümkün değildir. Hükmüne uyulan bozma kararından önce dosya arasına ibraz edilen 20.05.2011 tarihli fen bilirkişi raporu incelendiğinde davacının iddiasına konu (A) harfi ile gösterilen 1.498,68 m2 miktarlı taşınmaz olduğu, üzerinde değişik yaşlarda meyve ağaçları olduğu, sebze yetiştirildiği, 29.07.2013 tarihli ek raporda ise taşınmazın 234m2 kısmının imar yolunda, (C) harfi ile gösterilen 1.264,68 m2 kısmın geriye kaldığı, 09.10.2012 tarihli orman mühendisi raporunda 1960 yılı memleket haritasında bağ alanında ve 1969 yılı hava fotoğrafında bağ olduğu tespit edilmiştir. Dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların dava konusu yerin 1950 yılından beri tarım arazisi olarak kullanıldığını, davacının babasına ait olduğunu, ölümü ile davacıya kaldığını, davacının 30-40 yıldır kullandığını belirttikleri anlaşılmaktadır. Bozma kararından sonra alınan 08.01.2021 tarihli fen, jeodezi ve orman mühendisi heyet raporunda 1973, 1980 ve 1985 yıllarına ait hava fotoğraflarında dava konusu taşınmazın hali arazi ve yer yer kayalık olduğu, imar-ihya olmadığı, sınırların belirgin olmadığı, 26.01.2021 tarihli 3 kişilik ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisi raporunda % 0-2 eğim, toprak orta derinlikte, bitkilerin yaşları dikkate alınarak 1998 yılından 20 yıl önce imar-ihyanın tamamlandığı, her ne kadar fen bilirkişi raporunda hava fotoğraflarında hali arazi ve yer yer kayalık olduğu belirtilmiş ise de keşifte 30 yaşlı dut ağacı, 15-20 yaşlı başka meyve ağaçları bulunduğu, 2007 ve 2009 uydu görüntüsünde ağaçlar ve sınırların belirgin olduğu, eski tarihli memleket haritasında bağ alanında kaldığı, 1973 hava fotoğrafında evin zeminde olduğu, çevresindeki parsellerde narenciye ağaçları olduğu, keşif tarihi itibariyle 50 yılı aşlın zamandır tarım arazisi olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
3.Dava konusu taşınmaza komşu davacı adına kayıtlı 541(yeni 146 ada 30) parsel sayılı taşınmazın senetsiz, vergi kaydı olmayan, köyün merasına aitken 1953 yılında davacının babası ... tarafından ev yapıldığı, 1954 yılında ölümü ile mirasçı olarak kızı ...ve eşi ...’ın kaldığı, kanuni müddetler dolmadığından taşınmazın Hazine adına tespit edildiği, tutanağın kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin evrakın dosya arasında bulunmadığı, kütük sayfasında Hazine adına 06.03.1972 tarihinde tescil edildiği, bilahare 23.11.1993 tarihinde davacıya satıldığı, dava konusu taşınmaza komşu 535(yeni 901,902,906) parsel sayılı taşınmaza köyiçi 13 tahrir 8 kapı nolu vergi kaydının uygulandığı, kaydın getirilip keşfen uygulanmadığı, komşu taşınmazların tespit tutanaklarında da köy merası olduğundan bahsedildiği, bu hususta araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
4.Hal böyle olunca, komşu 541 parsel sayılı taşınmazın hükmen tesciline ilişkin dosyasının ve köyiçi 13 tahrir 8 kapı nolu vergi kaydının temini, kadim veya tahsisli mera araştırması yapılarak mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi (öncekinden farklı) bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır. Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri, komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; teknik bilirkişilere bozma kararından önce ve sonra alınan raporların ve bu raporlar arasındaki çelişkilerin değerlendirildiği rapor düzenlettirilmeli; 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığı hususlarını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş ve sınırları işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ve önceki bilirkişi raporlarını irdeleyen ayrıntılı rapor istenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle olmak üzere temin edilen güncel uydu görüntüleri ile birlikte ayrı ayrı incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz bölümleri üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmeli; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 inci maddelerinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
5.Kabule göre de, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında davalı ... adına kayıtlı 146 ada 29 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı gözetilerek tapu iptali ve tescile ilişkin hüküm tesisi edilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere yalnız tescil hükmü kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar ve dahili davalının değinilen yöne ilişkin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Yasa’nın 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin yatırılan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalı ... ve dahili davalı ... Başkanlığına iadesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 üncü maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
16.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.