"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; 6100 s. HMK'nın 353/1-b. 2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulmasına dair karar, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vasisi, vesayeti altında bulunan kısıtlının yaşlı ve kandırılmaya müsait olduğunu, 234 ada 1 parseldeki payının davalı tarafından bedelsiz olarak temlik alındığını, akit tarihinde kısıtlının fiil ehliyetini haiz olmadığını, temlikin ayrıca irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile kısıtlı adına tescilini, olmadığı takdirde bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., temlikin tanıklar huzurunda resmi şekilde yapıldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dahili davalı ..., kendisine husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu davanın husumetten reddi gerektiğini, ayrıca dahili davalı olarak taraf sıfatı kazandırılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından ibraz edilen adi yazılı belgelerin geçerliliği bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli ve 2019/209 E., 2020/140 K. sayılı kararıyla; davacının 1 parsel sayılı taşınmazdaki 493,46 m2 payını, taşınmaz üzerine yapılacak ... B1 no.lu bahçe dubleks karşılığında davalı ...’e devrettiği, satış bedeli ile gerçek değer arasında aşırı fark bulunduğu, davacıyla birlikte pay satışı yapan kardeşlerine konut verilirken, aynı oranda payı devreden davacıya 12.000 TL para ödendiği gözetildiğinde, davalı tarafça davacının iradesinin yanıltıldığı, davalı ...’in inşaat için taşınmaz paylarını satın aldığı, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine ... Konutları Sitesinin ... İnşaat tarafından yapıldığı, davacı ile ... İnşaat arasında herhangi bir anlaşma bulunmadığı, ... İnşaatın imal ettiği konutların kat irtifak tapularının ... tarafından tapuda 3. kişilere devredildiği, davacıya adi şekilde taahhüt edilen B1 no.lu dairenin mülkiyetinin devredilmediği, anılan taşınmazın rayiç değerinin 220.000 TL olduğu gözetilerek, anılan miktarın yasal faiziyle taşınmaz payını temlik alan davalı ...’ten tahsiline, dahili davalı hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, davalıların inşaat yaptığı taşınmazın 2.467,00 m2 müvekkilin payının 493,46 m2 olduğunu, davalının müvekkili haricinde diğer mirasçılardan da paylarını satın aldığını, diğer hissedarlarla adi yazılı sözleşme yapan kişinin dava ihbar edilen ... olduğunu, ... İnşaatın her ne kadar şahıs şirketi olsa dahi bu dava konusu taşınmazda tüm inşaatın ... İnşaat tarafından yapıldığını, ... İnşaat şirketinin sahibinin ..., tüm hissedarlardan tapu devirlerini temlik alanın ... olduğunu, inşaat firmasına kalan dairelerin ... adına kayıtlı olduğunu bu sebeplerle taraflar arasında organik bağ olduğunu, dahili davalı hakkında husumet yokluğundan ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkeme tarafından verilen kararda davalı ... tarafından kısıtlı ...’nun yanıltıldığı kabul edilmesine rağmen arsa payı üzerinden karar verilmesi gerekirken daire bedeli dikkate alınarak kısmi kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, yanı sıra taşınmaz için belirlenen değerin de düşük olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, keşif kararı ile emsal bildirilen taşınmaz dikkate alınarak tekrar değer tespiti yapılmasına, bu bedel üzerinden (arsa bedelinin satış tarihinden itibaren faiziyle) karar verilmesine veyahut yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, İlk Derece Mahkemesinin fahiş fiyat farkı bulunduğu yönündeki gerekçesinin hatalı olduğunu, davacı ile sözleşme yapanın müvekkili olmadığını aralarında akdi ilişki bulunmadığını, belgenin hükme esas alınmasının doğru olmadığını, davacının resmi işlem ile özgür iradesiyle payını müvekkiline satış suretiyle temlik ettiğini, davanın esas yönünden reddi gerektiğini ayrıca hak düşürücü sürenin de geçtiğini, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak düzeltilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 04/02/2021 tarihli ve 2021/117 Esas-2021/206 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamından davalı ... tarafından davacıya taşınmaz üzerine yapılacak ... B1 no.lu bahçe dubleks meskenin verileceği taahhüt edilerek iradesinin yanıltıldığı, 1 parsel sayılı taşınmazdaki payının satış suretiyle temlik alındığı, davacıya adi şekilde taahhüt edilen B1 no.lu dairenin mülkiyetinin devredilmediği, anılan taşınmazın rayiç değerinin 220.000,00 TL olduğu anlaşıldığından anılan miktarın yasal faiziyle söz konusu taşınmaz payını temlik alan davalı ...’ten tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olmasında, yine hüküm sadece davada taraf olanlara yönelik olarak verilebileceğinden dahili davalı ...'e eldeki dava açılırken dava yöneltilmemiş olması, davalı olarak gösterilen ...’le arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından ve 6100 s. HMK'nın 124. maddesinin uygulama koşulları da oluşmadığından, dahili davalı ... hakkındaki davanın sıfat (pasif husumet ehliyeti) yokluğundan reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, davalı lehine nispi vekalet ücreti yönünden itirazının kabulü ile 6100 s. HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilerek yeniden karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu taşınmaz satın alındığında boş arsa olduğunu, bedeli karşılığında temlik alındığını, davacı ile davalı müvekkili arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi, satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını, davacının dahili davalı ... ile yaptığı sözleşmenin müvekkilini bağlamadığını, davalının inşaatın müteahhidi olmadığını, ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ehliyetsizlik, hile ve gabin hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup Adli Tıp Kurumunun raporu ile ...'nun satış tarihi olan 13.09.2012 günü fiil ehliyetinin bulunduğu tespit edilmiş, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hile hukuki nedeni yönünden sübut kabul edilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır.
3.2.2. 6098 s. TBK 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, IV.3. Paragrafta belirtildiği şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacı ...’dan, 11.271,15 TL bakiye onama harcının davalı ...’ten alınmasına, 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.