Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2242 E. 2022/5025 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : LÜLEBURGAZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve bedel olmadığı takdirde tenkis istekli dava sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacıların istinaf isteminin esastan reddine, davalı ... vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın davalı ... mirasçıları (... ve ...) yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, tapu iptal-tescil ve bedel istemleri ile terditli tenkis talebinin reddine dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 21/06/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ...ile diğer temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalılar ... v.d. vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'ün 4109, 2285, 507 ve 2140 parsel sayılı taşınmazları davalı ...'a devrettiğini, 1975 sayılı parseldeki ½ payını davalı ...’e temlik ettiğini, davalı ...' ın 3482 no.lu parseli aynı gün davalı ...' e devrettiğini, mirasbırakan tarafından yapılan devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, asıl amacın davalı ...'e kazandırmada bulunmak olduğunu ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmaması halinde tenkise, ayrıca 2140 parsel sayılı taşınmaz değerinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ..., mirasbırakan ile babası ...'ın uzun yıllar ortaklık yaptığını, mirasbırakanın 1999-2009 yılları arası belediye başkanı olduğunu, mirasbırakanın mal varlığının ortaklık ile oluştuğunu, ancak "Birlik Un" ismiyle bilinen fabrikanın kapanması ile mirasbırakan ve babasının zor durumda kaldığını, ortaklığın sona erdiğini, bunun sonucunda taşınmaz devirlerinin yapıldığını, mirasbırakanın birden çok taşınmazının olduğunu, tenkis süresinin geçtiğini;

Davalı ..., mirasbırakan ile davalı ...'in ortaklıklarının olduğunu, ortaklığın tasfiyesi için taşınmaz devirlerinin yapıldığını, 1996 yılından bu yana ticaretle uğraştığını, mirasbırakan tarafından kendisine temlik edilen bir taşınmaz olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, 16/11/2017 tarihinde ölen davalı ...'ın mirasçıları... Kapan, ... ve ... davaya dahil edilmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/11/2020 tarihli ve 2017/727 E. 2020/667 K., sayılı kararıyla; mirasbırakan ve ...'ın birlikte iş yaptıkları, oğulları diğer davalılar ... ve ...'in de onlarla birlikte çalıştıkları, mirasbırakanın kızları ile arasında herhangi bir husumet bulunmadığı, mirasbırakan tarafından yapılan devirlerin ... ile arasındaki iş ilişkisinin sona ermesinden kaynaklı alacak-borç ilişkisine istinaden yapıldığı, mirasbırakanın sadece 1975 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını davalı oğlu ...'e devrettiği, dava konusu diğer taşınmazları ise davalı ...'e temlik ettiği, davalı ...’in babası olan ... tarafından davalı ...'e yapılan devirlerin mirasbırakanın malvarlığı ile ilgisi bulunmadığı, mirasbırakanın terekesinde ortaklığın sona ermesinden sonra edindiği taşınmazların mevcut olduğu, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortaklık ilişkisinin mirasbırakan ile ... arasında olduğunu, temliklerin amacının borç tasfiyesi olmadığını, soyut davalı tanık beyanlarına itibar edilerek karar verildiğini, davacı tanıklarının beyanları ile muvazaa iddiasının ispatlandığını, devredilen taşınmazların mirasbırakanın en değerli taşınmazları olduğunu, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, kararın bu yönüyle düzeltilmesi gerektiğini bildirmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27/12/2021 tarihli ve 2021/1195 E., 2022/183 K., sayılı kararıyla; mirasbırakan ile ...'ın uzun yıllara dayalı iş ortaklıklarının bulunduğu; mirasbırakanın, çocukları ile arasında problem bulunmadığı, davalı ...'in mirasbırakana çalışma ve siyaset hayatında yardımda bulunduğu, mirasbırakanın ... ile iş ortaklığını 2000 yılında bitirip, kazandıkları mal varlıklarını aralarında bölüştükleri, bu haliyle mirasbırakanın davalı ...'a yaptığı temliklerin ... ile olan ortaklığının sonucunda yapılan mal paylaşımından kaynaklandığı, davalı ...' e yapılan devrin nedeninin ise mirasbırakana hem iş hem de siyaset hayatında yaptığı yardımların ve çalışmalarının karşılığı olduğu, terekede çok sayıda taşınmaz olduğu, temliklerin amacının mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı, tenkis istemi yönünden ise devirlerin TMK'nın 565/4. maddesi kapsamında saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapılmadığı, iki ayrı davalı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçeleri ile HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacıların istinaf isteminin esastan reddine, davalı ... vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın davalı ... mirasçıları (... ve ...) yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, tapu iptal-tescil ve bedel istemleri ile terditli tenkis talebinin reddine kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesince terditli tenkis istemlerinin de reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.

2.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; kazanılmış hak göz önüne alındığında davanın reddi kararına rağmen davalı ... lehine avukatlık ücretinin düşük tutulmasının yasal bir dayanağı bulunmadığını belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal-tescil ve bedel, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

Öte yandan, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.

3.2.2. 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.

Pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

Öte yandan, muris muvazaasına dayalı eldeki davada, ayrı temlikler yapılan davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından her bir davalı yönünden ayrı değerlendirme yapılması gerekmektedir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Davacılar vekilinin davalı ... yönünden verilen karara ilişkin temyizi ile davalı ... vekilinin temyizi bakımından yapılan inceleme sonucunda; davalı ...’e devredilen eski 1975 (yeni 248 ada 217 parsel) parsel sayılı taşınmazdaki ½ payın dava tarihi itibariyla keşfen saptanan değeri 110.000,50 TL olup, davacılar ..., ... ve...’nın ayrı ayrı 1/12’şer miras paylarına isabet eden 9.166,66 TL’nin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.

3.3.2. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1- Temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşıldığından davalı ... vekilinin ve davacılar vekilinin davalı ... yönünden verilen karara ilişkin temyiz dilekçelerinin değerden REDDİNE,

2-Davacılar vekilinin, diğer davalılar yönünden verilen karara ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 80,70 TL onama harcı peşin alındığından davacılardan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davalı ...’ün yatırdığı peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ...’e geri verilmesine, 21/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğu ile karar verildi.

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında iptal-tescil ve tazminat isteğine ilişkindir.

Dosya kapsamından, muris ...'ün 13.11.2016 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak eşi..., oğlu davalı ..., kızı ... ve kendinden önce ölen kızı ...'in çocukları (davacılar) ..., ..., ve...'ın kaldığı, murisin davalı ...'in babası ... ile 2000 yılına kadar bir süre ortaklık yaptığı, 1999-2009 yılları arasında belediye başkanı olduğu, dava konusu edilen 4109, 2285, 507 ve 2140 parsel sayılı taşınmazların muris tarafından ...'a 3482 parselin tamamı ile 1975 parselin 1/2 hissesinin ...'in babası ... tarafından murisin oğlu ...'e yine 1975 parselin 1/2 hissesinin muris tarafından oğlu ...'e satış suretiyle devredildiği, taşınmazlardan 2140 parsel hariç tamamının farklı yevmiye numaraları ile 7.10.2009 tarihinde el değiştirdiği, 2140 parselin ise 17.09.2001 tarihinde temlik edildiği anlaşılmaktadır.

Muris ... ile davalı ...'in babası arasındaki ortaklığın murisin Belediye Başkanı seçilmesiyle 1999-2000 yılı itibariyle sona erdiği, dinlenen tanıklar tarafından ifade edildiği gibi mahkemeninde kabulündedir.

Dava konusu 2140 parselin 17.09.2001 tarihinde muris tarafından ...'e yapılan temliki, tarih itibariyle ortaklığın tasfiyesi kapsamında değerlendirilebilir ise de; ortaklığın bittiği bildirilen tarihten yaklaşık 10 yıl sonra birbirlerinin oğullarına karşılıklı yapılan devirlerin ortaklığın tasfiyesi kapsamında yapıldığını kabul etmek mümkün değildir. Zira, aynı gün farklı yevmiye numaraları ile muris ... tarafından ...'e devredilen 4109, 2285 ve 507 parsel sayılı taşınmazların toplam yüzölçümü 52.333 m2 devir tarihi itibariyle değerleri toplamı 336.122 TL, ...'in babası ... tarafından ...'e yapılan temliklerin toplam (1975 parselin 1/2 si ve 3482 parsel) 37.840 m2 dir. Ayrıca aynı gün 1975 parselin yarısı muris tarafından ...'e devredilmiştir. Yaklaşık 10 yıl önce sona erdiği taraflar ve tanıklar tarafından ifade edilden ve Mahkemecede kabul edilen ortaklığın tasfiyesinin yukarıda ifade edilen ölçülerde gayrimenkul devri şeklinde icra edilmesi hayatın olağan akışına uygun beklenen bir durum olmadığı gibi, muris ve ... tarafından birbirlerinin oğullarına devirlerin yapıldığı, devirlerin bedelsiz olduğu, iddia ve kabule göre mallar babaları tarafından kazanıldığı halde, devirlerin oğullara yapıldığı, murisin aynı gün 1975 parseldeki hissesini de oğluna bedelsiz devrederek onu bu parselde tam malik yaptığı, davalı ...'in babasının yanında çalıştığı, ticari faaliyetin ortağı olmadığı, devredilen malları alacak ekonomik gücünün olmadığı, murisin tek erkek çocuğu olan davalı ...'i üstün tutma ve kız çocukları ile, torunlarından mal kaçırma kastıyla muvazaalı olarak ...'e devrettiği taşınmazların karşılığında ...'in babası ... tarafındanda ...'e taşınmaz temlik edildiği, bir nevi trampa şeklindeki devirlerle muvazaaya hukuki koruma sağlanmaya çalışıldığı, dolayısıyla 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İBK'nın uygulanma şartlarının oluştuğu, davanın kabul edilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun davanın reddine dair kararın onanması yönündeki görüşüne katılmıyorum.