Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2255 E. 2022/5910 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdiyle yaptığı temliğin muvazaalı olup olmadığı ve davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın sağlık durumu, aile koşulları, temlik edilen malın tüm malvarlığına oranı gibi hususlar değerlendirilerek, davalıların bakımlarını yerine getirdikleri ve mal kaçırma amacı olmadığı kanaatine varılarak, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanları ...’nın 10 parseldeki 3 no.lu bağımsız bölümünü ölünceye kadar bakma akdi ile kardeşleri olan davalılara ½ şer pay ile temlik ettiğini, anılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, mirasbırakan ...’nın kanser hastası olduğunu, tüm ihtiyaçlarının kendileri tarafından karşılandığını, bakım akdi edimlerinin ifa edildiğini, mal kaçırma iddiasının yersiz olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve 2018/89 E., 2019/491 K. sayılı kararıyla;mirasbırakan ...'nın rahatsızlığı nedeniyle davalı olan kardeşleri ile ölünceye kadar bakma akdi yaptığı, tanık beyanlarına göre mirasbırakanın davacı ve davalılar ile arasının iyi olduğu, kanser hastalığına yakalandığından dolayı davalıların tüm bakımıyla ilgilendikleri, mirasbırakanın mal kaçırma amacı gütmesini gerektirecek herhangi bir sebep olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, bakım borçlusunun iki kişi olduğunu, ancak davalı tanıklarının beyanlarından davalı ...'in murisle ilgilendiğine dair bir beyan olmadığını, akitten 9 ay sonra mirasbırakanın öldüğünü ve ölümünden iki ay öncesine kadar tüm ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, davacının da mirasbırakanı hastaneye götürüp getirdiğini ve yakın ilgi gösterdiğini, taşınmazın murisin tek mal varlığı olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 08/02/2022 tarihli ve 2021/1165 E., 2022/182 K., sayılı kararıyla;mirasbırakan ...'nın 30/11/2017 tarihinde bekar olarak öldüğü, davacı ve davalıların mirasbırakanın kardeşleri olduğu, dava konusu taşınmazı 1/2 şer pay şeklinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalılara temlik ettiği, dosya kapsmına göre 2015 yılının Ağustos ayından itibaren kanser tedavisi gördüğü, bir dönem evinde bakıcısının bulunduğu, 6-7 ay kız kardeşi davalı ...'ın evinde kaldığı, son zamanlarını hastanede geçirdiği, davalı kız kardeşlerinin tüm ihtiyaçlarını karşıladıkları, davacı ile arasında bir probleminin olmadığı, bu haliyle davacı kardeşinden mal kaçırmasını gerektirecek bir durumunun bulunmadığı, yapılan devrin muvazaalı olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, Mahkemece davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaa ile illetinin araştırılmasında mirasbırakanın temlik ettiği malın bütün mamelekine oranı, temlikin makul sayılıp sayılmayacağının araştırılması gerektiğini, bakım borçlusu Nihal’in bakım edimini ifa etmediğinin tanık beyanları ile sabit olduğunu, bu hususun mal kaçırmanın kanıtı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakım akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.

Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere, (V/3.2) no.lu parağrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III.) nolu parağrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu bentte yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davacıdan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 19/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.