Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2292 E. 2024/1836 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacılar tarafından ileri sürülen zilyetliğin kazanım koşullarının oluşup oluşmadığına ve Hazine adına tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin davacılara geçip geçmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararında belirtilen hususların yerine getirilmemesi, dava konusu taşınmazların mera vasfında olup olmadığının ve imar planı kapsamında kalıp kalmadığının yeterli araştırma yapılmadan tespit edilmemesi, toplanan delillerin birlikte değerlendirilmemesi ve eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/782 E., 2021/481 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına hükmedilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 168 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ... Belediye Başkanlığı tarafından 1978 yılında ...’e satıldığını, ...’in de taşınmazı ...’e, ...’in ise davacı ...'e satış suretiyle devrettiğini, yine 163 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da ... Belediye Başkanlığı tarafından 1977 yılında ...’e satıldığını, ...’un da taşınmazı davacı ...’e satış suretiyle devrettiğini, davacıların taşınmazlara 60 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyet olduklarını, ancak taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile 168 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına, 163 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise davacı ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.02.2013 tarihli ve 2009/593 Esas, 2013/82 Karar sayılı kararıyla, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile , davaya konu 163 ada 4 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile ... oğlu ... adına tapuya tesciline; davaya konu 168 ada 4 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile üzerindeki kargir ev ile birlikte ... oğlu ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.06.2014 tarihli ve 2014/11302 Esas, 2014/9275 Karar sayılı kararıyla; “ Dosya içeriği ve toplanan delillerden ve özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt, belge, dosya ve ilamlardan; dava konusu 163 ada 4 ve 168 ada 4 parsel sayılı taşınmazların komşusu olan 168 ada 3 sayılı parsel hakkında Hazine adına tespite karşı üçüncü kişi ...’nın eldeki davayla aynı hukuki nedenlere dayanarak açtığı tespite itiraz davası sonucunda “daha önceden açılan davaların reddedildiği, taşınmazın evveliyatının kadim mera ve genel harman yeri iken tahsisli mera haline geldiği, daha sonra belediye imar planı kapsamında kaldığı ve hukuki olarak mera niteliğini yitirmişse de mülkiyetinin belediyeye geçmediği ve arsa olarak da satılamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine ve tespit gibi tescile” dair verilen Kulu Kadastro Mahkemesi’nin 12.10.2006 tarih ve 2005/17 Esas, 2006/6 Karar sayılı ilamının kesinleştiği ve bu dosyada söz edilen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15.06.2000 tarih ve 1996/557 Esas, 2000/266 Karar sayılı dosyada, aynı kişi (...) tarafından açılan tescil davasının yargılaması sonucunda aynı gerekçeyle davanın reddine karar verildiği ve bu dosyadaki fen bilirkişi raporunda 54 ada 1 sayılı tahsisli mera parselinden söz edildiği anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; mahkemece, 168 ada 3 sayılı parselin dayanağı dava dosyası gözetilerek usulüne uygun bir mera araştırması yapılmamıştır. Hal böyle olunca; dava konusu bölgeye ilişkin mera tahsis haritası ve dayanak belgeleri de getirtilmek suretiyle, komşu mahalle ve köylerden yöreyi iyi bilen taraflarla yakınlığı ve husumeti bulunmayan, olabildiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler ile aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıklarının tümü hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların öncesinin mera olup olmadığı, ne zamandan beri, kim ya da kimler tarafından, ne şekilde kullanıldığı hususları sorularak ayrıntılı beyanlarının alınması, komşu parsellerin dayanak tapu kayıtları ve tescil krokilerinin usulüne uygun olarak uygulanıp, çekişmeli taşınmazların ne olarak gösterildiğinin ortaya konulması, yukarıda değinilen dava dosyaları kapsamlarının içeriğinin gözetilmesi; beyanlar arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılması, mahkeme gözleminin zapta geçirilmesi; ayrıca 3 kişilik, ziraat mühendisi sıfatını haiz bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazlar hakkında mera olup olmadıkları, mera ile aralarında sabit ya da yapay sınır ya da eğim farkı bulunup bulunmadığı, mera ile ne şekilde ayrıldıkları konusunda ayrıntılı rapor alınması, çekişmeli taşınmazların sınırlarını gösterir farklı açılardan çekilmiş fotoğrafların temin edilmesi ve yine 3 kişilik, harita mühendisi sıfatını haiz bilirkişilere mera tahsis haritası uygulattırılarak dava konusu taşınmazların bu harita kapsamında kalıp kalmadıklarının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek sonucana göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.07.2021 tarihli ve 2014/782 Esas, 2021/481 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazların 2005 yılında yapılan kadastro çalışmalarında senetsizden Hazine adına tespit ve tescil edildiği,ziraat bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazların uzun yıllardır yerleşim yeri olarak kullanıldığı, mera niteliği taşımadığı, kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacılar lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların kadastro çalışmalarında, davacılar lehine yeterli zilyetlik süresi dolmadığından işgalcisi belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, dava konusu taşınmazların 2008 yılından itibaren aralıksız kullanıldığını, ancak bu kullanımın davayı kabul için yeterli olmadığını, zilyetlikle kazanım şartlarının davacılar lehine oluşmadığını, taşınmazlara ev ve müştemilat yapılmasının ekonomik yarar sayılmayacağını, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların kadim mera olduğunu, bu nedenle komşu taşınmazlar için açılan davaların reddedilerek, tespit gibi Hazine adına tesciline karar verildiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1'inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu ...,... Mahallesi çalışma alanında bulunan 163 ada 4 parsel sayılı 2016.55 ve 168 ada 4 parsel sayılı 964.30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar 3402 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. 2013 yılında yapılan imar uygulaması sonucu 163 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 530 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmaz olarak, 168 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ise 531 ada 4 parsel sayılı taşınmaz olarak davalı Hazine adına tescil edilmiştir.

Davacılar tarafından, ... Belediye Başkanlığından encümen kararıyla satın alma ve eklemeli olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılmış, mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazlar üzerinde davacılar lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek dava konusu 531 ada 4 (eski 163 ada 4) parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile ... adına tapuya tesciline; dava konusu 530 ada 3 ve 4 (yeni 168 ada 4) parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptali ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

2. Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.

Somut olayda; hükmüne uyulan bozma ilamında,dava konusu bölgeye ilişkin mera tahsis haritası ve dayanak belgeleri de getirtilmek suretiyle, 3 kişilik, harita mühendisi sıfatını haiz bilirkişilere mera tahsis haritası uygulattırılarak dava konusu taşınmazların bu harita kapsamında kalıp kalmadıklarının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması gereğine değinildiği halde mahkemece bu husus yerine getirilmemiş, ziraat bilirkişi kurulunun ve jeodezi ve fotoğrametri mühendisinin yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir.Mahkemece yüzeysel beyan ve raporlara itibar edilmesi doğru değildir.

Ayrıca, bozma ilâmında da belirtildiği üzere, dava konusu 163 ada 4 ve 168 ada 4 parsel sayılı taşınmazların komşusu olan 168 ada 3 sayılı parsel hakkında Hazine adına tespite karşı üçüncü kişi ...’nın eldeki davayla aynı hukuki nedenlere dayanarak açtığı tespite itiraz davası sonucunda “daha önceden açılan davaların reddedildiği, taşınmazın evveliyatının kadim mera ve genel harman yeri iken tahsisli mera haline geldiği, daha sonra belediye imar planı kapsamında kaldığı ve hukuki olarak mera niteliğini yitirmişse de mülkiyetinin belediyeye geçmediği ve arsa olarak da satılamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine ve tespit gibi tescile” dair verilen Kulu Kadastro Mahkemesi’nin 12.10.2006 tarih ve 2005/17 Esas, 2006/6 Karar sayılı ilamının kesinleştiği ve bu dosyada söz edilen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15.06.2000 tarih ve 1996/557 Esas, 2000/266 Karar sayılı dosyada, aynı kişi (...) tarafından açılan tescil davasının yargılaması sonucunda aynı gerekçeyle davanın reddine karar verildiği ve bu dosyadaki fen bilirkişi raporunda toprak tevzii komisyonunun 54 ada 1 sayılı mera parselinden söz edildiği, anılan dosyada yapılan keşifte mahalli bilirkişilerce, komşu 168 ada 3 parselin, köylüler tarafından ortaklaşa mera ve harman yeri olarak kullanıldığının, ancak Belediye ihdasından sonra taşınmazın imar sahası içinde kaldığının beyan edildiği anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece belirtilen dosya göz önüne alınmadığı gibi, toprak tevzii komisyonunun 54 ada 1 sayılı mera parseli yeterince araştırılmamış ve usulüne uygun bir mera araştırması yapılmamıştır.

Bununla birlikte, ... Belediye Başkanlığınca, dava konusu taşınmazların 05.08.1970 tarihinde İmar ve İskan Bakanlığı Planlama ve İmar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan imar planı içerisinde kaldığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.

3. Hâl böyle olunca; öncelikle çekişmeli taşınmazların imar planı kapsamında kaldığı anlaşıldığından ilgili Belediyeden imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, toprak tevzii komisyonunun 54 ada 1 sayılı tahsisli mera parseline ait dayanak kayıtlar ile dava konusu bölgeye ilişkin mera tahsis haritası ve dayanak belgeleri de getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek aynı köy ve komşu köylerden tespit edilen yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, komşu 168 ada 3 parselin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmazlar ile komşu 168 ada 3 parsel arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı Mahkemenin taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle aykırılık giderilmelidir.

Ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu 168 ada 3 parselinden nasıl ayrıldığı, taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde komşu parsellerle karşılaştırmalı ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmelidir.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazın sınırlarını ve önceki ile şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, kullanıma ara verilip verilmediği, sınırlarda zamanla genişleme olup olmadığı hususlarında ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde rapor hazırlattırılmalıdır.

Fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmaz ile komşu 168 ada 3 parselinin konumlarını gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmelidir.

Dava konusu taşınmazların imar planı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, imar planının onaylı bir örneği ve eki belgeler dosya arasına getirtilmeli, 3402 sayılı Kanun'un 17 inci maddesi göz önüne alınarak imar planı onay tarihinden önce 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 17 inci maddelerinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

Mahkemece, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de; 2013 yılında yapılan imar uygulaması sonucu dava konusu 163 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 530 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar olarak, 168 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise 531 ada 4 parsel sayılı taşınmaz olarak davalı ... adına tescil edilmesine rağmen , hükümde imar sonucu oluşan yeni parsel numaralarının yanlış yazılması da isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.